• kurtuluş dizisi'nin 4. bölümünde mustafa kemal, büyük taarruz'dan hemen önce azerbaycan büyükelçisi ibrahim abilev'i azerbaycan ankara büyükelçiliği'nde ziyaret eder. bu ziyaretin amacı, kendisinin ankara'dan ayrılması ve taarruzu başlatması için geçecek olan sürede ankara'da olmadığının anlaşılmaması ve kendisine süre kazandırması için kurguladığı bir planı anlatmak içindir.

    mustafa kemal kafasındaki planı abilev ve aralov'a anlatır. kendisi ankara'dan ayrıldıktan birkaç gün sonra abilev'in bir kabul resm'i vermesini rica eder. plana göre kabul resm'i esnasında çankaya'dan görevlendireceği biri gelecek ve kendisinin rahatsız olduğunu ve davete katılamayacağını bildirecektir. bu da, kendi ifadesiyle o'na birkaç gün kazandıracaktır.

    aralov ve abilev tamam derler bu plana. ardından mustafa kemal ve aralov el sıkışırlar. ibrahim abilev ile mustafa kemal de el sıkışır.. akabinde ibrahim abilev mustafa kemal'e şöyle der:

    - paşam sen muzaffer olacaksın.. çünkü allah, vatanını savunanla beraberdir!

    ikili kucaklaşırlar. bu sahneyi müteakip, içerideki odada bulunanlar, halide edip de dahil olmak üzere piyano eşliğinde bu türküyü söylerler. mustafa kemal, aralov ve ibrahim abilev dolu gözlerle türküyü ayakta dinlemeye koyulurlar..

    ne zaman izlesem ağlarım.. nedenini bilmiyorum..
  • mes stis smirnis ta vuna
    ke sta kria ta nera
    mine me mena tsakitzi, yar fidan boylum
    palikari stin kardya,
    mine me mena tsakitzi, yar fidan boylum
    leondari stin kardya
  • izmir'in kavakları
    dökülür yaprakları
    bize de derler çakıcı... yar fidan boylu
    yakarız konakları

    servim senden uzun yok
    yaprağımda düzüm yok
    kamalı da zeybek vuruldu... yar fidan boylu
    çakıcıya sözüm yok

    (bkz: çakıcı efe)
  • hasanağa parkının hemen dibinde bir izci kampında çadırda bir hafta geçirip, sıcaktan pişmişseniz, dilinize pelesenk olan şarkıdır. şarkıyı söylerken bir yandanda o kavakları ararsınız..
  • çakıcı efe için yakılmış bir izmir / ödemiş türküsüdür. bazı versiyonlarda ödemiş kavakları olarak da geçmektedir. bu izmir türkü'sünü seslendiren anadolu rum kökenli yunan sanatçıların taş plak kayıtlarından bir derlemeyi şuradan dinleyebilirsiniz;

    http://www.youtube.com/…ud5fvxvg8li&feature=related

    sanatçılar;

    achilleas poulos ( kayıt yılı 1926 ), roza eskenazi ( kayıt yılı 1954 ), lefteris menemenlis ( kayıt yılı 1927), vangelis perpiniades ( kayıt yılı 1965 ) ve turkofon bir rum grup tarafından eski memleketleri bafra'da yapılan bir kayıt.
  • bir de şöyle bir versiyonu var:

    şükrü efendi'nin namına

    ah çakıcı'da daşdan iniyor
    elinde nedir bilmiyor

    ah banada çakıcı derler yar fidan boylum
    her yanı fişek dolu

    dağların şöyle böyle
    konakda .......... söyle

    ah çakıcı'da daşdan iniyor yar fidan boylum
    her yanı fişek dolu

    ah tabakam tütün dolu
    sevdiğim sultan oldu

    ah banada çakıcı derler yar fidan boylum
    her yanı fişek dolu

    aman aman yar ey oooof of yar ey

    https://www.youtube.com/watch?v=vyx_urvt_ri

    (bkz: halkların değil coğrafyanın müziği)
  • ne zaman bu türküyü duysak kamil gelir aklımıza bizim, onunla özdeşleşmişti bu sözler. eskişehir'de okuyan, memleketi izmir- tire olan bu kamil arkadaşımız, üniversite yıllarımızda güzelim efe türküsünü kendine sarhoşluk türküsü yapmıştı. o zamanlar memleket özlemi ile karışık, gençlik heyecanları falan ne zaman 2 tek içse, sarhoş olsa bu türküyü söylerdi. izmir'in kavakları diye başladı mı bilirdik ki arkadaş pilot konumuna geçmiş, şimdi uçacak bu adam derdik. kulakları çınlasın kaç yıl sonra bile duyduk mu bu türküyü arkadaş camiasında gülmeden geçemeyiz.
    ey sevgili kamil, soruyorum sana;
    hiç düşünür müydün ki günün birinde ekşi sözlük satırlarında izmir'in kavakları ile hatırlanacaksın, te gidi izmir'in kavakları tee!
  • izmir'i ve çevresini özletir; köyleri, o köylerdeki sevimli insanları... kavakları belki artık izmir'in içinde göremezsiniz ama çevre köylerde, kasabalarda hâlâ vardır. izmir'in sıcak yazlarında usul usul sallanan uzun kavaklar.... eğer izmir'den çok ama çok uzaktaysanız ve yazsa, laço tayfa yorumu ile bir şişe şarap açın ve gözlerinizi kapatın. içiniz acıyacak ama güzel şeyler hissedeceksiniz...
  • kuvvetle muhtemel kastedilenlerin kavak olmadığı türkü. çünkü az bilinir ama tirelilerin önlerine gelen ağaca hatta koca koca çınarlara bile kavak demesi gibi komik ama gerçek bir durum vardır. türkü de o dolaylardan (aydın, tire, ödemiş vb.den) çıktığına göre ''ama ama izmirde kavak yok ki şeklindeki soru işaretleri cevap bulmuş olur belki.
  • rembetiko filminde de ödemişin kavakları olarak söylenemeyen, yarım kalan bir tümce.
    (bkz: yarım tümce)
hesabın var mı? giriş yap