• türkiye cumhuriyeti anayasasına göre, türkiye cumhuriyeti vatandaşı olan herkes bu ülkenin sahibidir. vatandaşlık bilincine sahip olan izmirliler de, kendilerini ülkenin "sahibi sanmak" bir yana, "sahibi olduklarını" bilmektedirler.

    mesele, izmir dışındaki vatandaşların, kendilerini bu ülkenin sahibi olarak görmeyip, gelebildikleri maksimum paydaşlık seviyesinin "hemşehrilik", "dindaşlık", "partizanlık" olmasıdır.
  • sorun izmirlilerin kendilerini ülkenin sahibi sanması değil, geri kalan bir çok ilin ülkeyi sahiplenememesi, araplaşmayı vatanseverlik sanmasıdır.

    not : ankaralıyım
  • esasen izmir hakkında bu kadar başlık açılması, izmirin ne kadar kıskanıldığının açık bir göstergesidir. ben şahsen işim gereği birçok ilde bulundum çekimler yaptım ve şunu söyleyebilirim ki izmir başlı başına yaşanılası bir şehirdir.

    izmirlilerin kendilerini ülkenin sahibi sanmaları düşünceside tamamen başlığı açan arkadaşın hayal ürünüdür. onlar için tek gerçek vardır oda eğitim eğitim eğitim...
  • olmayan durumdur. izmirliler, izmir’den dışarı çıkmıyorlar, çıkmak da istemiyorlar. izmir’i çok seviyorum. kendi halinde, huzur dolu, güzel, sıcacık ve insanın kendisini rahat hissettiği bir şehir. sevgili eşim de izmirli (aslında, kendisi sırp kökenli, ama sorsan ödemişliyim, diyor. slav köklerini reddediyor). bununla beraber, izmir’in ve izmirlilerin kötü bir yanı da var: izmir’den dışarıya pek adım atmak istemiyorlar. ekmek derdine izmir’den şehr-i istambol’a gelenler veya yurt dışına çıkanlar da aynı: her yerde minnak izmir gettoları oluşturuyorlar. en son, isveç’te denk geldim. sevdiğim bir izmirli çift vardı. beni yemeğe davet ettiler. gittim. kaldığım şehre yirmi km uzaklıkta bir şehirde yaşıyorlardı. karı-koca yazılım mühendisi ikisi de... neyse, otobise atlayıp gittim. taksi sevmem. bisikletim vardı, ama götümü boz ayılara kaptırmaya veya trollere (evet, troll yaşıyor. bildiğin troll. beş metre boyunda falan. isveç devleti, bunların aşılarını yapıp salıyor. millet de su ve yemeklerini ihmal etmiyor) kaptırmaya niyetim yoktu. neyse, evlerine gittim: tipik izmir evi. çevredeki izmirlileri de bulmuşlar. görsen, isveç’te değil, karşıyaka’da bir evdeyim sanki. araya bir iki gözgöz’lü de serpiştirmişler... geceyi izmir marşı ile bitirdiler. yine son otobis ile (götümü trollere kaptırmadan) evime geri döndüm (evin çevresinde de periler vardı. peri dediğim ulvi varlıklar falan değil. bildiğin kanatlı küçük insan. uçuyorlar. isveç hükümeti onları da koruyordu. eve sinek çeken ışıklardan takamıyorduk onlar yüzünden).

    bunca hikayenin özü şudur, sevgili ve değerli dostlar:

    standart bir izmirli için izmir vardır. gerisi hikaye. o yüzden, izmirliler’in türkiye’yi kendilerinin zannetmesi gibi bir durum yoktur. izmir’i toptan başka bir coğrafyaya taşı, orada da mutlu bir şekilde yaşamaya devam ederler.

    (birazdan izmirli sevgilim gelip de belamı sikmezse, ben dandik tavşan değilim).
  • nedir bu izmir kompleksi'niz anlamak mümkün değil. izmir'e sataşmayı görev edinmişsiniz. sürekli izmir'e dair herşeye sallıyorsunuz. her yerel seçim öncesi yapıldığı gibi. emir yine alınmış.

    izmirli vatanını ve atatürk'ü sever. onu sevmeyeni de evet sevmez. izmirli ülkesi konusunda evet hassastır, zira bu şehir işgal görmüştür. atatürk sayesinde de kurtarılmıştır. bu yüzden kurtarıcısını unutmaz. bu da sandığın gibi kötü birşey hiç değildir.
  • en son birinin çıkıp söylediği gerçek.

    şunu herkes kabullenmeli ki, herkes eşit derecede ülke üzerinde hak ve söz sahibidir. kimse kimseden az ya da fazla değil. edirne-muğla hattının ülkedeki diğer kesimleri küçük gördüğü ve bunu sadece bugün değil uzun yıllardır yaptığı bal gibi de gerçektir. coğrafi konumları ve cumhuriyetin ilk ekonomik gelişmelerinin etkisini kendilerinin diğerlerinden üstün olmasına bağlıyor olmalılar. zaten bu üstünlüğü kabul etmeyene de kızıyorlar.

    bir dönem hiç kimsenin kaynaklara erişemediği dönemlerde eriştikleri kaynaklarla öne geçip, sonradan gelen diğer kesimlerin buna erişmesinden inanılmaz bir rahatsızlık vardır. çevremdeki farklı eğitim seviyelerine sahip sayısız insanla doğruladığım bir tespittir bu. açık tenli diye kendini ari ırkından, yunanistan'ın filanca köyünden gelmiş diye kendisini avruparnın düklerinden lordlarından falan sanıyor adam. aksanı resmi türkçe'ye daha yakın diye kendini daha türk sanıyor.

    asıl sıkıntı da şu: akp kitlesiyle aralarında bir fark olmadığını bilmiyorlar. pardon düzeltiyorum, aralarında kılık kıyafet dışında bir fark olmadığını bilmiyorlar. halbuki, orta anadolulu/karadenizli/doğulu/güneydoğulu/akdenizlinin çoğunluğu gibi sen de eğitilmesi zor, ön yargılarının esiri ve nepotizm bataklığında debelenen bir kişisin. ve tıpkı onlar gibi sen de farkında değilsin. fazladan bir de konformistsin.

    ek: konuyla alakalı başka bir entrymden (#85383254) şu paragrafı da eklemek istiyorum;

    --- spoiler ---
    bugün bir savaş çıksa, x bir dusman ülkeyi istilaya kalkışsa ülkeyi ilk terk edecek olan da batı anadolu (edirne mugla hattı) ve benim de dahil olduğum büyük şehirlerdeki eğitimli, beyaz yaka ve orta sınıflar olacaktır*. hergün çomar diyip küfür ettiğiniz orta anadolulular, karadenizliler, aleviler ve tabiki hobi olsun diye savaşan kürtler kalıp savaşanlar olacaktır. atatürk başkenti orta anadolu’ya kurarken bir bildiği vardı elbetteki.
    --- spoiler ---
  • tamam da onları bu hale getiren sizlersiniz
  • (bkz: ah keşke)
  • ödemişli olduğum için yine kategori dışı bırakıldığım bir başlık lanet olsun
  • adamın biri zamanında olaya noktayı koymuş, konu kilit demiş "egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" diyerek. yetinmemiş koca ülkenin ana yasasına yazmış. yahu inanır mısın onunla da kalmamış millet meclisinin kürsüsünün hemen arkasına koca koca harflerle yazmış. yani izmirliler haklı, aynı hakkı diğer illerimizin de kullanmasını bekliyoruz efenim.
hesabın var mı? giriş yap