• yalnızlığın kutsayıcısı bu adam kendisini alış-veriş yaparken görmemize bile katlanamazken yazarak varoluşunun en çaresiz köşelerini ruhlarımızın şerefine sunmuştur .
  • j.d. salinger dusmenize izin vermez. tam düsecekken kolunuzdan yakalayip tutar sizi. bizler, salinger'in cavdar tarlasi dedigi, biraz ileride bizi nelerin bekledigini goremedigimiz yasamin icinde kosustururken, kendisi cavdar tarlasinin ilerisindeki ucuruma dusmeyelim diye gozlerini uzerimizden ayırmadan bizi gozetler.
    iste bu nedenledir ki nereye gidersek gidelim, salinger'in ufak bir poseti doldurmayacak sayidaki kitaplarini da yanimizda goturur, tekrar tekrar okur, koklarız.
    j.d. salinger uzun yillardir inzivaya cekilmis olsa da, kendisinden pek bir haber alamasak da, onun oralarda bir yerlerde oldugunu, bizi izledigini bilir, bunu her sabah uyanmamizi gerektiren sebeplerden biri sayariz.
  • geçen sene bu adamın yıllardır yazmaya devam ettiğini ve yazdıklarını da evindeki kasasında sakladığını yazmıştı tüm gazeteler. deli gibi heyecanlanmıştım. amerikalı hayranlarından biriyle konuşurken "bir an önce ölse de biz de yazdıklarını okusak" demiştim. çünkü bir delilik yapmasından korkuyordum. tutar yakar mesela hepsini sırf insanlar okumasın diye. ölürse çocukları filan para kazanmak için basarlar eminim diyordum. gerçi belli olmaz, onun da önlemini almıştır bir şekilde. yapar yani. amerikalı ne dedi bu lafım üzerine. "it would be a beautiful fire." evet. utandım. gerçek bir salingersever böyle olmalıydı çünkü.
  • "bir kitabi bitirdiginizde, 'keske bunu yazan çok yakin bir arkadasim olsaydi da canim ne zaman istese, onu telefonla arayip konusabilseydim' diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir." sözünün sahibi. gerçekten iyi kitaplar yazan, ilginç adam. keske canim her istediginde arasaydim da telefonda bana asabiyet yapsaydi, biraz sohbet edip, sonra konudan konuya atlasaydi, beni hiç dinlemeyip bagirip çagirsaydi... sonra telefon parasi çok geldigi için, ben ona asbiyet yapsaydim, "e biraz da sen ara!" deseydim. iste öyle kardes kardes geçinip gitseydik...
  • 18 yasindayken ciktigi kadin, 50 yasina gelip de hala bir bok olamadigi icin, salinger la yasadiklarindan bahsettigi bir kitap yazmis. salinger in kendisiyle ilgili ne kadar az bilgiyi etrafa verdigini dusunursek, karinin tamamen para kazanmak ugruna iirenc bi saygizilik yaptiini goruruz. kimse almamali.
  • munzevi kisi. catcher in the rye ve muhtelif oykulerin yazari. kendini gostermiyor, kitaplarinda bile supermarkette fotografcilardan kacarken cekilebilmis resimleri kullaniliyor. guzel bir amca. adi, jerome david.
  • bu kadarı da fazla. haddini bilmeliydi salinger. bunu ona önceden söylemiştim. bundan eminim. fena gönlümü çeldiği bir gün. bunu yapmamalısın demiştim ona. sonra özlüyordum çünkü. beni dinlemedi. lanet olsun. beni dinlemeliydi. yaşlanmaması gerektiğini binlerce kez söylemiştim. tanrım. yaşlanınca ölebilirdi bile insan. ne diyeceğim şimdi? başımız sağ olsun mu? canınız cehenneme.
  • --- spoiler ---

    eskiden onu pek akıllı sanırdım, o aptallığımla tabii. öyle sanmamın nedeni; tiyatro, edebiyat ve bütün bu zırvalıklar üzerine çok şey bilmesiydi. birisi bu konularda pek çok şey biliyorsa, onun aptal olup olmadığını anlayabilmeniz epey zaman alıyor.

    --- spoiler ---
  • j.d.salinger
    kitabını okurken bi abinizle ,yada bi arkadaşınızla konuşur gibi rahat hissettiğiniz, kendinize çok yakın bulduğunuz yazar. fakat kendisi yıllardır gizemli bi muaamma. yalancılığa ve sahtekarlığa savaş açmış bu muhteşem zat hayata şaşırmanızı sağlar.
    inanılması zor bi adamdır salinger.
  • çavdar tarlasında çocuklar kitabının yazarı.

    “başka kim gidiyor diye, hep böyle sorardı. yemin ederim, bu herifin gemisi batsa, lanet bir sandalla onu kurtarmaya gitseniz, sandala binmeden önce mutlaka kürekte kim var diye sorardı.”
hesabın var mı? giriş yap