• ortaçağ konusunda uzmanlaşmış fransız tarihçisi. annales geleneğinden gelmesine rağmen "yeni tarih" ekolünün temsilcisi olarak anılır. ortaçağ'da entellektüeller adlı kitabı türkçeye çevrilmiştir. gene türkçeye çevrilen avrupa'yı kurmak dizisinin editörüdür.
  • the birth of europe adli kitabin yazari. paris'te l'ecole des hautes etudes en sciences sociales'de tarih profesoru.
  • ehess'in yıldızlarından biridir. école'de fernand braudel'den devraldığı tarih bolüm başkanlığıni françois furret'ye devretmiştir.
    1979'dan beri geleneksel olarak düzenlenen marc bloch konferansları kapsamında 1992 yılında verdigi konferansta söyle demiş, içimizi titretmiştir: "vous l’avez deviné – et j’espère que vous partagez ma passion – : j’aime l’histoire. et je l’aime parce que j’aime les hommes, j’aime l’humanité, dans sa fragilité et sa persistance, dans sa constance et dans ses renouvellements, têtue et créatrice."
  • massimo montanarinin türkçeye çevrilmiş tek kitabı olan avrupa'da yemeğin tarihi isimli kitabın yer aldığı "the making of europe" (avrupa'yı kurmak) dizisinin editörüdür.
    oldukça saygın fransız tarihçidir.
  • aşağıdaki metinlere bir makalesinde yer verilmiş şahsiyettir:

    "genellikle, bu imparatorluk ortaçağ avrupası'nda boş bir kabuktu." ("kutsal roma cermen imparatorluğu" nam siyasal hükümranlık için söyleniyor)

    "papa, 1095 yılında clermont'da haçlı seferini vaaz ettiğinde, amacı sadece filistin'i hıristiyanlık dünyasının topraklarına eklemek değil, aynı zamanda hıristiyan saldırganlığının yönünü hıristiyanların kendi içlerindeki savaşlarından çevirmek ve giderek artan nüfusa ve onun getirdiği zorlama ve öfkeye batı sınırları dışında bir çıkış yolu sağlamaktı."

    "esasen haçlı seferleri, hıristiyan devletlerini ve soylular sınıfını güçsüzleştirdi, 1204 yılında dördüncü haçlı seferi'nin başlangıcında istanbul'un haçlılar tarafından yağmalanmasının ardından latinler ve bizanslılar arasındaki ilişkiyi bozdu, müslümanlar arasında kutsal savaş ruhunu (cihat) kuvvetlendirdi ve doğu'da, kıbrıs'tan kırım'a dek doğu akdeniz ve ege boyunca rakip ticaret imparatorlukları oluşturan venedik ve cenevizler'in öncülük ettiği hıristiyanların ticarî girişimlerine yardım etmekten çok, engel oldu."

    "feodalizm gerçekte bölgeselleştirme zaferini temsil etmekteydi."

    "... feodal idealin özü olarak kabul ettiğimiz davranışı, yani zarafeti ..."

    "ortaçağ şehri, askeri, siyasi ve idari bir merkezden çok, ekonomik ve kültürel bir merkez olması nedeniyle kadim selefinden önemli ölçüde farklılaşmıştı."

    "ortaçağ kentleşmesi şehrin olumlu bir imgesi üzerine kurulduğu için, kazanç, iş ahlâkı ve güzellik, temizlik ve düzen duygusuna odaklanan yeni değerler ortaya çıktı."

    "... gelişim başlarda esasen tarımsaldı. içki içme haritası, kıtayı bira içen kuzey ile şarap içici güney arasında bölerken, beyaz ekmek ve büyük miktarda et ile beslenen bir avrupa ortaya çıkmaya başladı."

    "renkler aslında sembolik yan anlamlarla yüklüydü ve şövalyelere ait simgelerin ayrıntılı bir anlatımı işlevini gördü (hanedan armacılığı bütün meslekî ve sosyal kategoriler tarafından benimsenmişti)."

    "... zaman (kilise tarafından sadece tanrı'ya ait olduğu düşünülen bir boyut olan zaman) akışı üzerine spekülasyon yapması ..." (gittikçe zenginleşen tüccarlar için söyleniyor)

    "on beşinci yüzyılın sonlarına ait, hem savaş gemilerinin hem de ticaret gemilerinin yapıldığı ve tamir edildiği gerçek bir tersane olan venedik arsenali avrupa'nın ilk 'çağdaş' endüstriyel girişimi oldu."

    "... yedi temel bilim (dilbilgisi, belâgat ve diyalektik derslerini kapsayan trivium ile aritmetik, geometri, astronomi ve müzik derslerini kapsayan quadrivium'dan oluşur) ..."

    "on ikinci yüzyılın ihtişamlı zihinsel mayası, entelektüel hayatı manastır hayatından kent okullarına doğru kaydırdı."

    "... on ikinci yüzyıl, sokratik geleneğin, kutsal kitap'ın 'tanrı, insanı kendi suretinde yarattı' iddiasına uygun olarak hıristiyanlaştırdığı kendine özgü bir hıristiyan hümanizm biçimini ortaya çıkardı."

    "... avrupa'nın doğuma değil de sınanan değerlere dayalı ilk sosyal ilerleme örneği ..." (üniversitelerce verilen mezuniyet ve doktora dereceleri için söyleniyor)

    "öğretmenler ve öğrenciler üniversiteler arasında dolaşıyorlar, latince yazıyorlar ve iletişimlerini latince yapıyorlar, önemli enstitülerde bütün batı hıristiyan dünyası içinde geçerli kabul edilen doktora dereceleri alıyorlardı."

    "her bir enstitüdeki öğrenciler, çağdaş anlamdaki 'milliyetçilikten' çok, kendi ortak coğrafî kökenleri nedeniyle milletlerine göre sınıflandırılıyordu."

    "tıp ve hukuk, zamanla dinden ayrı bir disiplin hâline gelerek geliştiler, böylece yeni seçkinlerin eğitiminde oldukça önemli bir toplumsal rol oynadılar."

    "... on ikinci yüzyılla birlikte inanç ve akıl arasında kurulan denge, ortaçağ düşüncesinin aklın emirleri ile kalbin emirlerini ahenkli hâle getiren araç, avrupa'nın geleneksel tutumuna bıraktığı en iyi miras oldu."

    "ortaçağ avrupası sanat ve edebiyatı adlandırmak için özel sözcüklere sahip değildi. bunlar, ortaçağ kadını ve erkeği tarafından kendi içlerinde tam olarak tanımlanmış etkinlik alanları olarak pek kabul edilmiyordu. 'sanat' (latince'de ars, artis) zanaatkârlığa özgü, ona yakın bir şey olarak algılanmayı sürdürdü."

    "... 'sanat', ortaçağ insanlığının kendisine baktığı ve onunla dünyaya bakmaya çalıştığı aynaydı. musevilik ve islâmiyet'in aksine hıristiyanlık, insanların hattâ insan biçiminde tanrı'nın figüratif betimlemelerine izin verirdi. bu tutum, sanatın hıristiyan hümanizminin temel ögelerinden biri olmasını sağladı."

    "eskiden romanesk kiliseleri, boyalı heykeller, nakışlı ve resimli kumaşlar ile örtülü duvarlarıyla oldukça renkli ve süslüydü."

    "... gotik, 'barbar' anlamında aşağılayıcı bir terimdi ama on dokuzuncu yüzyıl romantikleri onu övgü dolu bir terime dönüştürmüşlerdi."

    "... gotik üslup, bireyin ve özel yaşamın değerini vurguluyordu."

    "çokseslilik, özellikle başta paris'teki büyük notre dame okulu olmak üzere on ikinci ve on üçüncü yüzyıllarda ortaya çıktı." (müzikten söz ediliyor tabii ki)

    "... bildiğimiz korunmuş ana-dilindeki en eski epik, muhtemelen sekizinci yüzyıl anglo-sakson şiiri beowulf'tur ..."

    "özünde iyi olsa da toplumun her daim var olan bir hilekâr ve ayartıcının, yani şeytan'ın aracılığıyla her an kızgınlığı ortaya çıkabilecek çok öfkeli bir tanrı'nın keyfî isteği altında olduğu kabul ediliyordu."

    "... ortaçağ, bizim 'ilerleme' olarak kabul edebileceğimiz herhangi bir şeye karşılık gelen bir kavrama sahip değildi."

    "kilise günahın bütün insan olma hâlinin kökeninde yattığını öğretiyordu."

    "kilise, 'yedi ölümcül günahın' listesini hazırladı; kibir, açgözlülük, öfke, kıskançlık, şehvet, oburluk, tembellik ..."

    "ortaçağ toplumu, hâlâ sözlü iletişimin hâkim olduğu bir uygarlık olarak, çok etkin ezberleme güçleri geliştirmek zorundaydı."

    "papazlar, esasen 'bellek bilimi' olarak bilinen hatırlamaya yardımcı (mnemonic) karmaşık teknikler oluşturdular."

    "özgürlük tabiî ki sadece, sıradan insanlara kıyasla din adamlarına, serfler ve kölelere kıyasla soylulara, yani imtiyaz sahibi olanlara aitti."

    "dördüncü lateran ruhani meclisi (1215) bütün inananları yılda en az bir kez bireysel olarak ve bir rahibin kulağına günah çıkarmakla yükümlü kıldı."

    "avrupa ... zamanla daha hoşgörülü olan 'kuralları çarpıtarak kendi doğrultusunda akıllıca kullanma' (casuistry) yolunda yürümeye başlamıştı."

    "... aslında basmakalıp 'rönesans' terimimiz ortaçağ boyunca 'yeniden doğuşların' sürekli bir ardıllığı olduğu gerçeğini gizler."

    "avrupa ortaçağı'nın genel düşünce yapısından kültürel olarak bir şekilde ayrılan italya ..."

    "reformasyon bir anlamda başarılı olan dine aykırı ilk düşünceydi."

    not: "ortaçağ'da batı avrupa" başlığı ile, nilüfer uluç tarafından çevrilerek ağustos/05'te yayımlanmış bir yazıdan alınmıştır.
  • tarihi dönemlere ayırmak şart mı? (faut_il vraiment decouper l'histoire en tranches?) kitabı türkçede yayınlanmıştır; çeviren: ali berktay.
  • ünlü ortaçağ fransız tarihçisi, annales ekolünün önemli üyelerinden biri aynı zamanda fernand braudel'in öğrencisi. şu aralar "faut-il vraiment découper l’histoire en tranches ?" adlı kitabını okuyorum, hoca ağırlıklı olarak "renaissance" kavramını ele alsada, dönemlendirme problemi açısından gayet kafa acıcı bir kitap.
  • ortaçağ konusunda bir şeyler okumak istiyorsanız işe mutlaka jacques le goff ile başlayın. doğu batı yayınları'ndan çıkan "ortaçağ uygarlığı" ve "ortaçağ tüccarları ve bankerleri" ile artık baskısı pek bulunmayan "avrupa'nın doğuşu" mutlaka okunmalı, okutulmalı.
hesabın var mı? giriş yap