• japonik kanalının yeni adı. sözlükte ise kanalının içeriği ve kalitesinden ziyade bu arkadaşın geçmişi üzerine dönen bir tartışma var. fetö mü cemaat mi ne derseniz artık bu arkadaşın oraya mensup olduğuna dair çeşitli ithamlar var. yargısız infaz olmasın bir bakalım neyin nesiymiş derken çok kısa sürede bir çok bilgiye eriştim. malesef dünya çok küçük faruk kardeş.

    aynı bölgede yaşayan bir arkadaştan teyit ettirdim. aldığım bilgilere göre bu arkadaş kesin olarak bir hizmet okulunda çalışmış/çalışmaya devam ediyor. okul, geçmişi 2000'li yılların başına dayanan bir cemaat oluşumu olan horizon vakfına bağlıymış. okulun adı horizon japan international school ve yokohama şehrinde. faruk kardeşimiz de japonya'da o kadar şehir varken şakasına yaptığı iş başvurusu kabul ediliyor ve tesadüfi bir biçimde çalıştığını iddia ettiği şirkette yokohama'da bulunuyor.

    japonik başlığında da bir suser siteler kurbağa olmadan önce ekran görüntüsü almıştı. ilgili entry için şuraya bakabilirsiniz. (bkz: #65686934) site linki patlamadan önce sayfayı bizzat gördüm. faruk akbaba beden eğitimi öğretmeni başlığı ve fotoğrafıyla orada duruyordu. okulun yöneticileri ruh hastası değillerse alakasız insanları bizde çalışıyor diyerek web sitelerine koymazlar sanırım. yalnız, öğretmenler sayfasındaki isimlerden bir başkası daha dikkatimi çekmişti. bildiğiniz üzere cemaat okulları orta asya bölgesinde çok aktiflerdi. hatta kırgızistan'da hala çok etkinler. mezunları hemen hizmete dahil edilerek dünyanın çeşitli ülkelerine gönderilirler. o yüzden bu okulların öğretmenleri karmadır. neyse, öğretmenler listesinde kırgız ve kazaklarda ortak bir isim olan azamat (anlamı: vatandaş, yurttaş) dikkatimi çekmişti.

    çünkü japonik kardeşimiz eski videolarından birisinde japonya'dan yurt dışına araç satış işi yapan kırgız bir arkadaşı olduğundan bahsediyordu. hatta şu videoda bir kesit var. link bu videoda sadece parmağını görebildiğimiz ve kırık türkçesiyle konuşan kırgız elemanın ta kendisi. bu arkadaşı da biraz araştırdım. ktl yani cemaatin orta asya'da kurduğu kırgız-türk liselerinden birisinden mezun. cemaate ne kadar bağlı olduğunu atıl durumdaki twitter hesabından farkedebilirsiniz. bu eleman da aynı şekilde üniversiteyi bitirir bitirmez yokohama'daki horizon japan'da işe başlamış. ayrıca japonya'dan orta asya'ya araç satış işinde az çok tanınan birisi. kırgızistan'a japonya'dan araç getiren bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar şirket var. bunlardan biriside benim itü'den tanıdığım ve abi kardeş cemaatçi olduklarından emin olduğum iki kırgıza ait. küçük kardeşe japonya'dan araçları nasıl aldıklarını sordum. japonya'da bulunan bir kırgızla çalıştıklarını söyledi. peki bilin bakalım bu arkadaşın adı ne? evet deminden beri adını andığımız arkadaş. tesadüfün de bu kadarı.

    yokohama'daki arkadaşın teyidi benim için yeterliydi fakat konuyu netleştirmek adına başka bilgiler de eklemek istedim zira konu sakız gibi uzadı. bu arada dikkatinizi çekerim. benim bu herifle bir alıp veremediğim yok. ezelden beridir badem bıyık tayfasından zaten nefret ederim ama üslubunu beğenmesem de kanalındaki videolar belli bir kitleye samimi ve bilgilendirici geliyor olabilir. bunca aklı başında kültür tanıtan youtube kanalı varken izliyorlarsa demek ki ilgi çekici bir şey buluyorlar. ayrıca videolarında siyasi görüşünden bahsettiğini de hiç duymadım. o zaman ne diye bu arkadaşın fetöcü mü yoksa germiyanoğlu mu olduğunu tartışıyoruz? çünkü bu adam iki yüzlü bir insan. cemaat desteğiyle değil de kendi bileğinin hakkıyla mezun olduğu bölümü kazandığını, zart diye japonya'da iş bulduğunu vs. savunuyor. dönemin kat sayı sistemiyle meslek lisesi mezunun burslu bilkent kazandığını kabul etsek bile şu anki durumu hakkında yalan söylediği ayan beyan ortada. zurna da burada zırtlıyor zaten.

    burada sik sok konuşan tipler olayı kıskançlık vs. konulara getirmişler. yahu seküler kesimin yıllardır anlatmaktan dilinde tüy bittiği konu ne ara buralara geldi. bunları her yere adım adım türlü hilelerle göstere göstere sokarlarken de söylüyorduk. hala söylemeye devam ediyoruz. bir meczubun arkasından ayak kokusu esanslı cemaat evlerinde takılarak binlerce insanın hakkını gasp ettiler. bugün bunları yüzlerine vurduğumuzda akıla en son gelecek gerekçelerle savunma yapılıyor. gel gelelim birisi de çıkıp demiyor ki madem bu herif maklubeci değil o zaman neden türkiye'ye dönemiyor? neden her yorumu tek tek okuyup en ufak cemaat imasında yorumları siliyor. buraları okuduğu da o kadar belli ki herif ona göre aksiyon alıyor. gerçi buna gelene kadar ülkede ne fetöcüler var ama maksat biz gördüğümüzü, doğru bildiğimizi söylemeye devam edelim.
  • adamlar öyle bir bedavacılığa alışmış ki, izlenme sayısı arttıkça para kazanacağı videoyu çekmek için gerekli ekipmanın ücretini de abonelerden istiyor. şimdi o s8'i, 2014 macbook air'ı beğenmiyorsun ya siz bu kafayla bir dilim ekmeğe muhtaç kalacaksınız şerefsizler.

    bu japonic denen faruk ve bunun gibiler bu dünyanın kanseridir. yüzlerine bir kere bakın tanırsınız, anlarsınız. insanlığın başına gelmiş en büyük en amansız belalardandır bunlar.

    buna ve bunun gibilere bir kuruş para veren de gerizekalıdır. kendinizi bu bedavacılığa alışmış asalaklara koparttırmayın.
  • (bkz: #162338122)

    birader sizi dayınız mı emzirdi ya? bu pezevenkleri eleştirmek için silahlı terör örgütü mensubu olmaları yetmiyor mu? illa hepsinin köprü ihalesi alması mı lazım? bu nasıl bir mantık aminyum?

    dur o zaman şöyle örneklendireyim. belli ki ateş yakabiliyor, yemek yapabiliyor, hatta sözlüğe entry girebiliyorsun ama misal verilmeden idrak edemiyorsun.

    bunlar 2002-2013 yılları arasında, 17-25 aralık sonrasına kadar tüm ösym sınav sorularını çaldılar. sonra bu soruları kendi ayak kokulu hücrelerindeki şakirtlerine dağıttılar. kaldı ki bu tespit edilen tarih aralığı. öncesinde iptal edilen 1999 öss sınavı var. kim bilir ne kadar süredir yapıyorlardı. neyse, bu süreçte yüz binlerce şakirt ülkenin en iyi üniversitelerine siklerini sallayarak girip mezun oldular.

    sonra ne mi oldu? ebemizin amını gördük. bileğinin hakkıyla oralarda olması gereken türk gençleri eğitimsiz, işsiz, konumsuz daha da kötüsü umutsuz kaldılar. neticesinde liyakatsizlik aldı yürüdü, ülkesine hizmet edebilecek yüzbinlerce genç yetişecekken, beyni yıkanmış yüzbinlerce vatan haini yaratıldı. zaten işin en kötü kısmı da bu. yarın bir gün bu devran döner ve o ihalelerde iç edilen maddi kayıp yerine konulur da. kaybettiğimiz nesili ve potansiyeli kazanmamızın mümkünatı yok.

    en basitinden, bu pezevengin gasp ettiği kontenjanda kendi hakkıyla eğitim alması gereken gariban köylü çocuğun hakkı yendi. tek bir gencin geleceğinin elinden alınması dahi on tane anka park, elli tane köprü eder. belki bir genç oradan yetişecek ve vatana millete hayrı dokunur işlere ön ayak olacaktı. lan hayrını geçtim en azından vizyonsuz, vatansız bir it olmaz, kendi hayatını kurtarırdı.

    hile hurdayla bir çok gencin rüyalarında gördüğü bir üniversitede burslu okumuş, normalde turist olarak bile zor gideceği bir ülkede yine türlü katakulli ile iş bulmuş, eline geçen onca fırsatın sonunda gidip araba tüccarı olmuş olm herif. utanmadan bir de para ezmeyi biliyor yazmışlar. şu mukayesede dilan polat bile daha vizyonlu, daha iyi para ezen tarafta kalıyor. satacağı arabayla gezmek nasıl iyi para ezmek olabilir lan? ara sıra kendi tezgahından çikolata yiyen bakkal olm bu.

    bakın bir de bu sadece üniversite giriş sınavlarına dair kısım. bu okullara soktuklarını sonra kendi başlarına bırakmadılar bildiğiniz üzere. en önemlisi olan tsk sınavlarını es geçiyorum. polislik, baş komiserlik, savcılık, hakimlik, kaymakamlık, kpss hatta shçek müfettiş yardımcılığı sınavı'na kadar ne varsa çaldılar. lan sadece kpss'e senede çeyrek milyon insan giriyor. bunca insanın hakkını, umutlarını, geleceklerini çalmak ihaleden daha mı önemsiz?

    sonra ülkenin geldiği noktaya hayret ediyorsunuz. kurulan kumpaslar, ordunun saygısını yitirmesi, çürüyen adalet, liyakatsizlik, nepotizm, ülkenin dibine kadar ayrıştırılması vs. hepsi zamanında buralara hile hurdayla yerleştirdikleri bu orospu çocukları aracılığıyla yapıldı. yıllardır yurt dışına gönderdikleri bu yavşaklar yüzünden bugün bir çok ülkeyle ilişkimiz kötü durumda. japonya dahil olmak üzere bir çok ülke bunlara sınırsız vize sağlayarak ellerinde koz olarak tutuyorlar türkiye'ye karşı. bunun bir diğer versiyonu da hep şaşırdığınız, en müreffeh ülkelere iltica eden pkk'lılar. bu kadar sorun çıkarmalarına rağmen ne isveç ne de japonya bunları neden deport etmiyor hiç merak ettiniz mi?

    arkadaş, bu ülkede ciddi bir idrak sorunu var. neden kızdığımızı anlamadıkları gibi konuyu sadece mal mülk zannetmeleri de çok tuhaf. benzinin kuruşla, arabanın neredeyse vergisiz satıldığı bir ülkede yaşıyorum. zorlasam bakiyeyi bırak kredi kartımla alabilirim ama ehliyetim bile yok. ben neden hayatım boyunca hiç ilgimi çekmeyen bir konuda elin şakirtinin arabasına salya akıtayım. salak mısınız olm siz? mesela bunların okuduğum bölüme pek ilgileri yoktu, fakültede bir tane şakirt yoktu ama yine de öfkeleniyorum. mağdur olmadığım için gülmem mi lazım? bu ibneler yüzünden hakkıyla belki mühendis, doktor, belki de polis veya savcı olacak gençler ya alakasız bölümler okudular, ya da bim kasiyeri olmak zorunda kaldılar yaşamak için. bundan öte bir nefret sebebi olabilir mi?

    bunun yeni versiyonu ise türk gencinin hakkını yiyen sığınmacılar. hepsi türk insanının geleceğinden yiyor ve bu duruma da karşıyız. şimdilik bunu yabancı düşmanlığına bağlıyorlar. on sene sonra siz surilerin zenginliğini, para ezmesini çekemiyorsunuza getirir bu tipler. çünkü bu şakirtleri de eskiden çok zeki, çok başarılı oldukları için kıskanıyorsunuz diyorlardı. o yüzden bugün çaldıkları sorularla başımıza akademisyen kesilen, unvanlar alan dalyaraklara katlanmak zorunda kalıyoruz. ciddi ciddi kendi zekalarıyla oralara geldiklerini zannederek ahkam kesmiyorlar mı, ben asıl ona çıldırıyorum da neyse. o başka başlığın konusu.

    hayır, bir de bunun örnek verdiği hakan şükür, enes kanter gibi tipler para ve şöhreti cemaat sayesinde kazanmadılar. başarılı ve paralı oldukları için, daha da önemlisi belli kitlelere hitap ettikleri için özenle seçildiler. hala da paralarını himmet olarak bunlara veriyorlar. bu işe hiç bulaşmamış olsalardı hala şöhretli, saygıdeğer ve çok daha zengin olacaklardı.
  • ekşi sözlük'ü takip eden fetöcü.

    (bkz: #83816726) numaralı entry'de utanmadan para istediğinden bahsetmiştim. macbook air yetmiyormuş, macbook pro 13 inç alacakmış. 15 inç de istemiyor bak. 13 olsun ki starbucks'ta kahvesini yudumlarken video editleyebilsin.

    her neyse, bir yazarın dostum linkler kurbağa olmuş demesiyle farkettim. açmış olduğu bağış sayfasını silmiş.

    neyse ki google var.

    https://webcache.googleusercontent.com/…=clnk&gl=jp

    https://eksiup.com/ae89a85e2400

    https://eksiup.com/b7291d532598

    https://eksiup.com/9567974e5788

    https://eksiup.com/9a518bed1927

    https://eksiup.com/b75cfaacf108

    fetöcünün bu hareketiyle de kesinleşen bir başka özelliği de, işine gelmeyen bir şey olduğunda direkt olarak örtbas etmeye çalışması.

    ilk kez ortaya çıktığında, evini tanıtırken fetöye ait kitaplar olduğuna dair video altına yorum yapıldığında komple videoları sildi. hesabı kapattı. çocukla ilgilenmiyorum ya hanım kızıyor dedi.

    kendisinin fetö okulunda çalıştığına dair web sitesi internetten silindi. (bkz: #65686934)

    şimdi de bunu silmiş.
  • fetöcü'ye fetöcü demeyi suç sayan kişileri ortaya çıkarmış olan youtube kanalı.

    (bkz: #80063582)

    fetöcü işte amına koyyim. ancak bunu nedense asla ve asla söyleyemiyor. tamam fetöcüyüm diyemiyorsa fethullahçıyım desin. kendisine "paralel" bir özgeçmiş uyduruyor.

    bakın ben japonic kimdir nedir tanımazdım. japonya ile az çok ilgili olduğum için kendisini ilk kez youtube kanalı sayesinde internet üzerinden tanıdım. marketlere gidip videolar çekiyor ya da sağı solu geziyordu. ancak yapmış olduğu yorumlar oldukça sığdı. ilk başlarda kendisinin japonya'da yaşayan bir kebabçı olduğunu düşündüm. zira ailesinin de japonya'da olduğundan bahsediyordu. ailecek kebapçılık yapan tanıdıklarım var. günde onaltı onyedi saat çalışırlar. zor iştir.

    ancak bir kebapçıya göre oldukça iyi standartlarda yaşıyordu.bir yabancı olarak japonya gibi bir ülkede böyle yaşamak eğer sizi destekleyen biri yoksa oldukça zordur. zira yabancılar konusunda en katı ülkelerden birisi burası.

    bir gün, japonic evinin videosunu çekip yayınladı. evde fetöcü bir yazarın hizmet hareketi ile ilgili bir kitabını gören bir izleyici yorum yazdı. bu kitabı evde bulunduran has fetöcüdür. sen de mi fetöcüsün diye. belki de şaka olsun diye yazdı bilinmez ama bu yorumdan sonra japonic bütün videoları silip kanalı kapattı.

    gerçeklerin bir gün ortaya çıkma gibi bir huyu vardır.

    sen ne kadar kendine alternatif bir hayat hikayesi yazmaya çalışşan da ufak bir detaydan yakalanırsın. gerisi ise çorap söküğü gibi geldi. fetö'ye ait okullarda çalıştığı, fetöcülerle bağlantıda olduğu bir bir ortaya çıktı.

    fetöcülerin birbirlerine ne kadar bağlı olduğu ne kadar organize bir şekilde hareket ettiği de açık bir gerçek.

    şimdi burada sırf japonya ile ilgili videolar çekip anlattığı için bu adamı öven, seven sığırlar var. neden var? çünkü sığırlar. japonya ile ilgili yayın yapan sürüyle yabancı vlogger, blog yazarı var. siz ise ilkokul mezunu bir din tüccarının peşinden giden bir adamın izlenimlerini dinlemeyi tercih ediyorsunuz. izanagi akıl fikir versin ne diyeyim...
  • fetonun şakirdi.

    uzun uzadıya öyle bok böyle mal yazmaya gerek yok. bunu yazıyorum ki okusun yüreğine ateş düşsün, zira bu tipler ökçesiz ( yani korkak ) tiplerdir. ne mal olduğu görünüşünden kullandığı kelimelere, işine, bulunduğu yere vs hep belli oluyor.

    not. laikler siksin seni orospunun evladı diyerek kendisine laik kesim hakkında söylediklerine de bir cevap veriyoruz.
  • alnına fetöcü diye dövme yaptırsa daha iyi kamufle olacak olan fetöcü.
    "neci olduğu,kime hizmet ettiği beni zerre ilgilendirmeyen kanaldır." yazan andavallar olmuş. milletin hakkını yiyerek okullara yerleşmiş, devlet içindeki abilerinin yardımı ile yurt dışına kolaylıkla çıkmış ve orada sizin asla erişemeyeceğiniz bir hayat süren dolandırıcıyı savunmaya çalışan var. (doğru ya lan onlarda fetöcü, sizden nekadar çok olduğunu unutmuşum biran)
  • başlığın altı maklube kokmuş. ülkeye girer girmez koşa koşa entry girmişler. bunlar saf naif takipçiler değil. belli ki cemaat evlerinde aynı tastan maklube kaşıklamış köpekler. hakkını hukukunu gasp ettiğiniz, geleceğini sikip attığınız gençlerin ahı elbet bir gün götünüzden fitil fitil gelecek.

    ülkeye elini kolunu sallayarak girmiş-miş. be pezevenk madem öyle elini kolunu sallayarak gelebiliyordu, 7-8 senedir neden girememiş de yedi sülalesini sırayla yaşadığı ülkeye aldırıp hasret gidermiş? don değiştirir gibi araba değiştirip serbest çalışırken izin sorunu mu varmış? yoksa bir uçak bileti alacak parası mı yokmuş? muhafazakar, anaya babaya saygı ve aile değerleriyle övünen bir evladın torununu göstermek için aile evine neredeyse on senedir gidememesi garip değil yani? olm siz bizi kendiniz gibi salak mı sanıyorsunuz?

    gerçi bunun meslek lisesinden zart diye burslu bilkent bilgisayar programcılığına girebildiğine, sıfır tecrübe ve dil ile japonya'da zart diye iş bulabildiğine, sıfır sermaye ile uluslararası oto tüccarı olabildiğine inananlar buna da inanırlar.

    ben sizin üç yaş seviyesi algı oyunlarınızı sikeyim. sildiği eski videolarında vizesini uzatmak için kan sıçtığı dönemleri hatırlamasak bizi yiyecekler. ülkesine gelip bir kaç haftada aile evinde hasret giderirken rahatlıkla çözebileceği işi bin türlü evrak kürekle uğraşarak japonya'da yaptırdı. yukarıda s topmark değinmiş. belli ki seçim yaklaşırken birileri göze batmayanları tarafına çekmiş veya anlaşmışlar. zaten son altı aydır arttı bu geri dönüşler.
  • yüce japon adaletinin trafik kurallarını ihlal suçundan 22 gün hapis yatırdığı fetöcü. ehliyeti ise 2 yıllığına elinden alındı. 2 yıl sonra japonya’da ehliyet okuluna başvurup her şeyi sıfırdan yapacak.

    türk yargısına ve türk polisine sızmış olan fetöcüler zamanında bir sürü suçsuz insanı haksız yere hapse attı. allah büyük. fetöcü japonic faruk’a japonya’da hapis yatmayı nasip etti.

    ehliyeti 2 yıllığına elinden alındığı için galericilik yapamayacak hale geldi. bu nedenle örgüt tarafından almanya veya avustralya’ya tayini çıkarıldı. yakında nereye gittiğini görürüz.
  • bildiğin alamancı gurbetçi tiplemesinin japonya şubesi.

    muhtemelen türkiye'ye ömrübillah geri dönüş yapmamak üzere buraya kapak at, bütün sosyal hizmetleri dibine kadar sömür, tüm imkanlardan çatır çatır faydalan ama seni kabul etmiş bu ülkeye en ufak bir minnet duygusu hissetmeden her fırsatta söv, kültürünü aşağıla, insanlarını küçümse, gelenekleriyle alay et hatta bunlar da yetmesin, üzerine internette bir sürü çomar izleyicine yalan yanlış şeyler anlattığın videolarla burayı "tanıt".

    kendisini aktif olarak takip etmiyorum, birkaç videosunu izledim. şu anki kanalından önce başka bir kanalı vardı ve orada da bayağı video bulunuyordu, yukarıda bahsettiğim tavrı o zaman görüp elemanın puanını verdim. en basitinden, bir süpermarkete giriyor; gördüğü her şeye "bu ne ya bunu mu yiyorlar ne kadar iğrenç adamlar gelin türkiye'ye yemek görün ehe ehe" muhabbeti yapıyordu. sokakta çekim yaparken değişik giyimli insanları gösterip "bunlar da böyle tipler işte fıstık atmayın" falan diyordu. zaten şu klasikleşmiş "japonlar aslında dışarıdan kibar, saygılı ama bu sadece gösteriş yea bizim gibi içinden gelerek yapmıyorlar" konusuna da defalarca değindi, dünyadaki herkes içten; japonlar sahtekar çünkü.

    aferin.
hesabın var mı? giriş yap