• pozitif bilimler dışındaki bir alanda akademik kariyer yapan (türkoloji, psikoloji, arkeoloji vb. fark etmeksizin) her sosyal bilimcinin olduğu gibi "makale bilimciliği" yapan insandır. o da ne demekse artık.

    alanının gerektirdiğini yapar ve olayla alakası olmayan cahiller tarafından hasetle eleştirilirler. özellikle japonya'da yaşayan türk dönerciler veya deytas gibi japonya konusunda kuyruk acısı olan suserlar tarafından hedef alınıp yalan yanlış bilgilerle karalanırlar.

    elemanın bahsettiği "japon bahçe sanatında su kullanımı" da "fukuoka bölgesindeki yatırlar" da japonolojinin inceleme konuları olmakla birlikte bu tarz antin kuntin konulardan ziyade -bunları genelde hayatında üç kere japonya'ya gidip kyoto'ya aşık olmuş japonolog olmayan ve muhtemelen japonca dahi bilmeyen batılı tarihçi, sosyolog vs 'akademisyenler' yazar- japonologlar genellikle "japon romanında kırsal ve kalkınma olgusu-risk, sürdürülebilirlik ve değişim" veya "karşılaştırmalı dilbilim açısından türkçe ve japoncada edilgenlik buyurmayan edilgen yapılar" gibi konularda makaleler yayınlarlar. (bunları japonca olarak da yazdıklarını söylemeye gerek yoktur.)

    japonya ve japonlar konusunda -çoğu zaman japonlardan daha fazla olmak üzere- en donanımlı kimselerdir. doğru düzgün kanji bilmeyi geç, ortalama bir japonun hayatı boyunca duymadığı japonca terim ve kavramlara hakimdirler. dünya çapındaki japonologların yaptıkları bilimsel araştırmalar özellikle "japon mucizesini" anlattıklarından ekonomi ve altay dil ailesi saçmalığını çürüttüğü için filolojiye büyük katkılar sağlamıştır.
hesabın var mı? giriş yap