• sıkı bir dergi olacağı kesinleşmiştir.
  • ilk sayisi temmuzda cikacak olan dergi, haci sairi cikaran nazmi cihan beken ve liman mehmetcihat in yaninda salim nacar ve enes ozel de yer almis, ilk sayida hemen hemen butun isimlerin genc olmasi dikkat cekiyor, anlasilan bir genclik enerjisini gostermek istediler, siiri takip edenlerin bakmak zorunda olduklari bi yer olacaga benziyor, merakla beklemedeyiz!
  • iki aylık şiir dergisi. enes özel, salim nacar ve nazmi cihan beken ve liman mehmetcihat'tan oluşan bir yayın kuruluna sahip bu derginin bugün ilk sayısı yayımlandı; 'tarihin en iyi ilk sayısı.' ederi: yedi tele

    ilk izlenimimi ve tabiki de öyargılarımı aktarayım. bir kere derginin adı mükemmel. üstelik de bir şiir dergisi için japonya acayip hoş bir seçim. niye hoş hiçbir fikrim yok ama hoş işte. kapak tasarımı, üstünde "soma işçilerine..." yazan kırmızı bir sayfa ve akabinde japonya bayraklı künye sayfası falan hayli albenili. lakin, dedim ya ben asıl adına vuruldum. gün içinde önce dost 'ta sonra imge'de ve en son olarak da tayfa'da görünce almamazlık edemedim.

    mamafih "ne olacak bu japonya'nın hali" başlıklı sunuş yazısı biraz üzdü beni. yani en büyüğü 32 en küçüğü ise 18 yaşında şairlerden oluşan bir şiir dergisinde ve üstelik de daha birinci sayısında dırdırlanmak biraz ayıp olmuyor mu? dırdırlanmaktan kastım şu: artık iyice klasikleşmiş şiir dergilerinin okunmaması geyiği, şiir dergiciliğinin bir nevi şairlerin birbirine mektup göndermesi olduğu yönündeki yıllardır bitip tükenmeyen laf ebelemeleri; -sanki şiirle şair arasında ayrım yapılabilirmiş gibi- şairi değil de şiiri öne çıkarma, şaire değil şiire inanma "hassasiyeti", şiire şiirin gözevlerinden bakmacılık (evet böyle bir gözevi varmış), şiirin dışında şiire yanaşmamayı (artık o nasıl olacaksa) düstur edinmecilik, ideolojisini portmantoya asıp şiir evine giren şair efelenmeleri, şiirin yüksekliğinden şiire bakmalar, cılk metinlere (artık o neyse) yüz çevirmeler, cılk şairlerin (şair diyemiyorlarmış) kıçına tekme vurmalar, ideoloji ile ilgili palavraların şiir tarafından gömülmesi ve en son olarak da şiiri politikanın, hukukun, bilimsel, felsefi, moral, estetik düşüncelerin dışına çıkarma saçma iddiası...

    yahu gencecik adamlarsınız; şiiri tanımlamak ya da başka şiirlere/şairlere geçirmeyi düşünmek yerine işinizi yapsanıza. ne gerek var böyle ddırdırlanmalara. abi yapın işte işinizi, yazın şiirinizi. şiir böyle tanımlamalara, sınırlamalara, kısıtlamalara gelebilir mi ki daha baştan set vuruyorsunuz kendinize/etrafınızdakilere. bunu sizin de bildiğinizi biliyorum elbet. ama bildiğim bir başka şey de şu: kim ki ideolojiyi şiirde, romanda veya soma'da tu kaka görüp onu dışlamaya çalışıyorsa o güçlünün, iktidarın yanındadır. merak etmeyin iktidarla akpci olduğunuzu falan ileri sürmüyorum (önyargılıyım dediysek o kadar da değil). ama şunu ileri sürüyorum; eğer ki 'amacınız yüzümüze hiçbir zaman vurulmamış doğruları, kusurları şiir üzerinden görmemizi sağlamak" ise elbette ideolojik olacaksın arkadaş, elbette politik olacaksın, gerekirse boktan cılık şiirler yazan cılk bir yazar olacaksın (ki sana şair bile diyemeyecekler)! belki yedi güzel adam'a ve belki de en güzelleri cahit zarifoğlu'na ve belki de ismet özel'e (elbette solculuktan sonraki dönemlerinin ismet özel'ine) bir danışmalı ideolojik olmamak nedir usta diyerekten.

    neyse çok uzattım ve daha ilk sayıdan fazla yüklendim. ama ne edeyim ki benim düsturum da şu: (bkz: for a ruthless criticism of everything existing)

    bir şiir dergisi için japonya adı mükemmel bir tercih demiş miydim?
  • ilk sayısı olması ve gayet hoş tasarımı sebebiyle epey bir kredi vererek okumaya başladım. gel gör ki, sunuş yazısında bütün krediyi bitirmeyi başardılar. şiir dergisinde görmek isteyeceğimiz son şey ergenliktir. bu konuda anlaşalım.

    babasına kızan ve bu kızgınlıkla saçma sapan hareketler yapan bir ergenin ruh halleriyle yazılmış sunuş. yani türkiye'de şiir ölmüş, bitmiş ve bizimkiler annelerine diktirdikleri mehdi formalarıyla sahaya inmişler. üstelik kim bilir, şimdiye kadar kaç kere kullanılmış argümanlarla...sanki bu ekibi amazonda yakalayıp türkiye'ye iki ay önce getirmişler.

    durumu daha vahim hale getiren şey ise, bu kadar iddia ve kızgınlıktan baş dönme nöbetlerine rağmen, dergi kötü şiir seçkisi gibi olmuş. 80'ler de ece ayhan çevresinde toplanan şairlerin metinlerini kopya etmişler. bunu dahi becerememişler. dedim ya 2 ay önce amazonlardan gelmiş gibiler, bunu yeni bir şiir dahi sanmış olabilirler.

    henüz ilk sayı da dergiyi çıkaranların birbirleriyle söyleşi yapmaları ise tam taşra bir iş olmuş. yılda en az üç taşra dergisi çıkarması ve 3. sayıyı göremeden batırması ile tanıdığımız salim nacar'ın (gani müjde karakterleri gibi) bu kadar gayret ve mesai harcadığı şiir işinde nasıl bu kadar yetersiz olduğunu gerçekten anlayamadım. düz, imgesel bir şair salim nacar. tam 80 işi. her topalın bir kör alıcısı vardır, eyvallah, mutlaka böyle bir şiirin de seveni vardır. mesele bu değil. mesele şiirini 80 şiiri batağından çıkarıp, kendisini geliştirme yoluna gideceğine, sol ve sağdaki merkez bir kaç dergiye laf atarak ben de varım deme yolunu seçmesi. oysa merkez dergilere vurmanın dahi başka yolları var. birbirinin aynısı şiirler argümanını, birbirinin aynısı ve de ece ayhan yaranlarının kopyası şiirlerin olduğu bir dergi de yaparsan, ofsayt olur. nazmi cihat beken kim tam bilemediğim için, söyleşinin diğer muhatabı hakkında yorum yapmayacağım, şiirini de sonuna kadar okuyamadım. avrupa yakası diye bir dizi vardı, orada volkan isimli karakter 4 kitabı birleştirerek (biri de yemek kitabı) bir roman ortaya çıkarmış ve millet de yemişti. eğlenceli bir skeçti. bu tip şiirler bana hep bunu hatırlatıyor. yersen şiir işte...

    son olarak "japonya" ismini çok mu aradılar merak ediyorum. bu amerika isimli bir şiir dergisi çıkarmak ile temelde aynı şey. emperyalizm denilince sadece amerika'yı anlıyorlarsa zaar...mançurya, çin, kore... bu dayılara japon emperyalizmini sormak lazım:)

    sanırım türkiye'de emperyalist bir ülkenin adını taşıyan ilk şiir dergisi oldular. tersinden başarı:)
  • katil sayı çıktı, içindekiler için bakınız:
    https://twitter.com/…siir/status/563798971429421057
hesabın var mı? giriş yap