309 entry daha
  • john verdon ile grange'ı karşılaştıranları görüp de şaşırdığım yazar.

    john verdon'un aklından bir sayı tut adlı kitabını okudum.

    kitabın sonunda aklından tutulan sayıyı nasıl bildiğine mantıklı bir açıklama getiremiyor yazar.

    grange her anlamda verdon'dan daha geniş kapsamlı yazıyor. kişiler mekân vs.
  • üzerinde alabros kesim saçlı adamların ahı var, doğru. burada da dikkati çekmiş.

    ama, hiç antin kuntin kesim'lere bulaşmamış düz adamların dünyasına kattığı heyecandan dolayı, hayır duasını aldıkları daha çoktur muhakkak.

    grange'yi niye sevmeliyiz. çok duyarlı çünkü, insan ruhunu çözmüş ve bunu romanlarında aralara serpiştirdiği birkaç cümle ile harika bir şekilde yapıyor. doğa tasvirleri de ayrıca mükemmel. katilin kim olduğunun ne önemi var, nüanslara bakmak gerek...hem çevresel koşullar layıkıyla dikkate alınmadan bir katilin niye öyle olduğunu bilebilir miyiz acaba?

    şurada, leyleklerin uçuşu'nda, akademik camiaya, kendi kendinizin katili olmayın der gibi: "bin sayfalık tuğla kalınlığındaki çalışmayı bitirdikten sonra aklımda tek birşey vardı, eğitimi unutmak. vekaleten var olmaktan, sanatın seraplarından, insanı temel alan bilimlerin halelerinden yorulmuştum."

    sonra, ki burada çuvaldızı usulca yere bırakıp iğneyi batırmak lazım, gerçek bir yaratıcılıktan uzak durarak düşüncelerinin katili olmayı seçenlerin durumunu şöyle anlatıyor kızıl nehirler'de: "o günden sonra yeknesaklığın acımasızlığı başladı. karim, gülünç görevlerle bölünmüş ölümcül günlere dayanmak zorundaydı."

    ve ah! siyah kan'da son olarak sıra. iki dehşet tespit.

    ilki yaralar ile ilgili: "başka kim olsa, bu izi gizlemek için yeniden saçlarının çıkmasına uğraşırdı. ama ben yapmadım. çünkü gizlenen bir yara insanı güçsüz kılar." keşke ekleseymiş ama, edit yapsaymış, esasa değil usule ilişkin de bilgi verseymiş. bunu pespaye bir şekilde yapmanın doğru olmadığını söyleseymiş.

    ikincisi ve diğeri, bilhassa günümüz dünyasına, günümüz insanına ve onun nihayet sonunda bir seçime mahkum olduğunu idrak etmesinin gerekliliğine işaret eden bir dram. yenmiş tırnakların, titrek ellerin kaynağı ise biraz daha farklı, hatta tam tersi gibi onun için: "güzel bir çehreyi bir trende, kalabalıkta, bir sokakta gizlice izlemeye dayanan özel ve ebedi bir dram..."
  • abartildigi kadar iyi olmayan yazar.

    bknz: birisi bir şeye iyi deyince, o şeye iyi demek zorunda hisseden insan
  • kitaplarını okurken gerilimi iliklerime kadar hissettiğim uzun süre etkisinden çıkamadığım hayal gücünün dehsete düşürdüğü yazar
  • gerilim üzerine romanları bulunan yazar.

    pek roman okuyan biri değilim. sadece kurtlar imparatorluğu ve koloni'yi okudum. kitabı elimden bırakmak istemiyordum.
160 entry daha
hesabın var mı? giriş yap