• anarşistin önde gidenidir.toplumsal düzenin ve siyasal yapılanmanın her türlüsüne baş kaldırmıştır. birçok eleştirmen jean genet'in tanınmasında en büyük etkenin jean paul sartre'ın bir yapıtında (bkz: saint genet-comedien et martyr) genet'i irdelemesinin olduğunu düşünür. amerika'daki kara panterler'i, onlarla savaşacak kadar desteklemiştir ki zenci lider angela davis çoğu kere jean genet'e olan hayranlığını dile getirmiştir.

    güncelleme: çaylağa bak çaylağa, sanki ana britanica be.
  • genet'nin yazılarında ne olduğunu bilmediğim narin, soğuk, kırılgan bir şeyler var; çoğu kez hayranlık duyulmasını değil ama onunla anlaşmayı engelliyorlar.
    g.b.
  • ben bir fransızım,
    ama tüm kalbimle filistinlilerin yanındayım, onları savunuyorum. onların da kendilerini savunmaya hakları var!

    (bkz: tek başına)
  • kleptomani hastalığından ailesizlikten ve tecavüzcülerin külünden doğarak yazarlığa terfi eden hatta bu terfi etmeyi fransa'da dönemin en iyi saçmacı modernist düşünürlerinden biri olabilecek kadar ileri götürebilen çelimsiz adam. genet gibi adamlar efsane olmayı hak etmiş kişilerdir, yalnızca yeraltını sevenler değil bütün kamu tarafından takdir edilmelidir. çünkü genet gibi artık kayışını koparıp atmış adamlar için yapılabilecek tek iyilik budur. hali vakti yerinde jean paul sartre'ın; orhan pamuk karşısındaki fethi naci, dostoyevski karşısındaki belinski heyecanıyla genet'i bir aziz ilan etmesi ve genet'in bu tutuma koyduğu ters tavır genet'in tekliğinin ve açmazlarının bir kanıtıdır. seneler boyunca binlerce adamla birlikte olduktan sonra artık huzurlu bir hayatı hak etmeyeceğini görüp bütün absürd işlere girişip tam da kalenin surlarına çıktıktan sonra o surların üstünden atlamaya çekinmeyen orospular gibidir genet. çünkü genet suçu doğallık olarak almış, "anarşistim" demiş ve anarşizmin en iyi savunusunun ilkelerden hiçbir kayıp vermemek olduğunu görmüştür. misal, hollywood sinemasının tatlı yüzlerinden winona ryder'ın beverly hills'teki bir alışveriş yerinden sırf heyecan olsun diye bir elbise çalmaya kalkışması ya da ahmet altan'ın aldatmak romanındaki kadının misafire gittiği evdeki bibloyu çantasına atması ile genet'nin sürekli hırsızlıklara karışması, protestolara katılması, suç işlemekten çekinmemesi hatta bütün bu suç eylemlerini bir ödev bir huzur duygusu bir tatminiyet gibi yerine getirmesi arasında çok büyük fark vardır. suç genet'de hayattır ve genet tam bir amor fati savunucusudur. kitapları ve eylemleri dışında yanına daha fazla sokulamazsınız. bugün yaşıyor olsaydı genet ile arkadaş bile olamazdınız.
  • bugün 100. yaşını doldurmuştur. "asırlık çınar" denir ya, aha bu o işte!
  • "niçin daha fazlasına sahip olmam gereksin ki? benim fakirliğim meleklerin fakirliğinden. maddî nimetler ve diğer bütün mülkiyetler, hiç umurumda değil. eşyalara, mala mülke sahip olmak, lüks içinde yaşamak için nasıl bir ihtiyaç duyayım ki? yazıyorum, bu da bana yetiyor."
  • yeni yetmelerin adını "cin cenıt" olarak telaffuz ettiği oyun yazarı.
  • ***

    buna karar vermedim, karar almadım. çalmaya başladımsa bunun nedeni aç oluşumdu. daha sonra edimimi haklı çıkarmam, bir anlamda onu "sineye çekmem" gerekti. eşcinselliğe gelince, hiçbir şey bilmiyorum. bu konuda ne biliyoruz? bir erkeğin sevişmek için şu ya da bu pozisyonu neden tercih ettiğini biliyor muyuz ki? eşcinsellik gözlerimin rengi, ayaklarımın sayısı gibi bana verilmiş bir şeydi. küçük bir çocukken öbür oğlanların benim üzerimdeki etkilerinin bilincine vardım, kadınlar beni hiç bir zaman çekmediler. işte ancak bu çekiciliğin bilincine vardıktan sonradır ki eşcinselliğimi, kelimenin sartre'cı anlamında özgürce "seçtim", "karar kıldım" başka bir deyişle eşcinselliğin toplum tarafından kınandığını bile bile, buna razı olmam gerekti.

    ***
  • (bkz: jan jöne)
hesabın var mı? giriş yap