• 23 ekim itibarıyla hayko cepkin ve elçin sangu'nun başrollerde oynayacağı “bir broadway müzikali”.

    günlerdir hayko cepkin'in sosyal medya hesaplarında hazırlıklarını görüyorduk, sonunda ilan edilmiş.
  • muzikal sanki hayko cepkin dusunulerek uyarlanmis gibiydi. haykonun ilk ciktigi gunleri bilen bir y kusagi olarak yillarin birikimini sahneye yansittini dusunuyorum.
    oyuncularin seyirciyi selamlarken dahi onun bu oyuna hayat verdigini anlayacak olgunlukta olmalari ve hepsinin haykoyu ayrica selamlari oldukca anlamliydi.

    hele ikinci perdede bir solosu varki sadece inu izleyeneye bile gelinir.

    elcin sangu icinde soylenecek guzel seyler var elbette. guzeliyle ego yapmayip ana karakteri desteklemis olmasi bile gunumuzde buyuk bir medeniyet. naifligini seyirciye cok guzel aktardi. umarim bundan sonra da bu proje gibi emegini gosterebilecegi islerde yer alir.
  • hayko cepkin'in jekyll&hyde olarak yer aldığı müzikaldir.

    ülker etkinlik salonundaki gösteri için konuşuyorum: vip saha içi diye pahalı kategoriden satılan biletlerle oturtulan uyduruk plastik koltuklar, sahnenin alçak kalması, bunu bir miktar toparlayabilecek olan sahne yanlarında yer alan kamera görüntülerinin verildiği ekrandaki 1:20!!! aspect ratio yüzünden de hiçbir şey anlaşılamaması, mikrofonların bir türlü doğru zamanda acılamaması, bas tiz ayarının bir türlü tutmaması, hayko cepkin'e verilen en kaliteli mikrofon ile ekipteki diğer sanatcılardaki en dandik mikrofon arasında olan dağlar kadar ses kalitesi farkı yüzünden canım aşırı sıkıldı.

    sanatçıların çabasına ve pozitif enerjisine sonsuz teşekkür ve saygılarımı iletiyorum ama organizasyonun bu kadar özensiz ve sorunlu olması her türlü şeyi gölgeliyor. keşke düzgün bir organizasyonla tekrar izleyebilsek.
  • çok iyi uyarlanmış bir broadway müzikali. antalya'nın sıcağında muhteşem bir müzikal insanı nasıl farklı bir boyuta taşırmış deneyimlemiş olduk. hayko cepkin in muhteşem performansına şapka çıkarmamak imkansız. iyi'den kötü'ye dönüşüm sahneleri muhteşemdi. nasıl da mükemmel oynamış inanamadım. sesiyle, vücut diliyle iki farklı kişiliği muhteşem canlandırmış. çok eskiden kitabını okumuştum. robert louis stevenson un yarattığı karakterin vücut bulmuş halini izlemek inanılmaz zevkliydi. görsel, müzikal, koreografi, kostümler ve sahne çok başarılıydı. nermin koçak, öznur serçeler ve diğer tüm oyuncular da çok başarılıydı. danslar çok iyiydi. sahne dekorunun değişmesi hızlıca, estetik ve başarılı şekilde yapıldı. şarkı sözleri tiyatroya yakışan zenginlikteydi. izlerken farklı bir boyuta geçirmeyi başardılar ki sanatın anlamı, sanatçının başarısı da bu bence, yaşadığı estetik boyuta, yarattığı dünyaya sizi de katmak. çok fazla emek olduğu, tam bir ekip işi olduğu, donanımlı insanların katkısı olduğu çok açık ama hayko cepkin'in müzikali çok yukarılara taşıdığı da yadsınamaz. muhteşem gösteri için hepsinin emeğine sağlık. dorian gray'in portesi nin uyarlamasını da bu ekipten izlemek güzel olurdu. istek parçası gibi oldu ama olsun, hayaller güzeldir.
    edit: eklemek
  • 1450 tl vererek 5. sıradan yer aldık. alırken arkadaşıma dedim ki amadeus richard izledik bu salonda, okan bayülgen bile oyun sonrası söyleşide salonun ses sistemini eleştirdi, acaba 19 ocak'ı bekleyip ted sahneden mi alsak bileti? dedim dedim dinletemedim, ted uzak, adamlar çözmüşlerdir o geçen seneydi diyip durdu arkadaşım. önce dinlediğim için kendime sonra ısrar ettiği için arkadaşıma kızdım ama en çok kime kızdım biliyor musunuz?

    ara verildi tüm salon, öndekiler de dahil olmak üzere sese çemkiriyor, oradaki dikilen görevliye gittim söyledim, naptı biliyor musunuz, sırıttı, sırıttı ya, ve dedi ki sırıtarak, söyleriiiz.

    neyse sinirlenip sigaraya çıktım ama bir yangın merdiveni kapısına giren 3 kişi gördüm içeriden de buram buram sigara kokusu geliyor, he tamam burası dedim ve daldım o sırada yanımdan koşarak geçen iki görevli genç birbirlerine, patladık arka taraf duymuyormuş, diyordu. dedim ki ön taraf da duymuyor. sonra iki daha yetkili kişi çıktı içeriden, tabi ben o sırada sigara için yanlış yerde olduğumu anladım, onlar da durumu anlamaya çalışıyordu, araya girdim durumu anlattım. koro kısmında yankıdan ne söylenildiği anlaşılmıyor, kiminin mikrofon sesi çok açık kiminin boğuk hatta oyun boyu mikrofonu bir iki kere çalışan bir oyuncu vardı, 5 kelimesi var 3. kelimede açılıyor mikrofonu mesela.

    neyse söyledik, çözerler inşallah dedik, doğru sigara içme alanında sigara içip salona döndüm, bu arada 15 dakika denilen ara baya uzadı çünkü seyircilerin ortasında bulunan reji alanını basmıştı resmen seyirciler, ben de gittim, insanlar haklı serzenişlerini iletiyorlar, mavi ağırlıklı renkli saçlı bir hanımefendi de diyor ki soundcheck de sorun yoktu, arkadaşım bana nee, bize nee, çözsenize sorunu, şikayeti olanlardan isim telefon aldı bir listeye, ben de yazdım, telafi için geri dönülecek dendi ama oradaki tansiyonu düşürmek için bir ayaktı bence.

    çözmüşlerdir diyerek yerlerimize oturduk, yok arkadaş, öyle bir sahne vardı ki 3 baba oyuncu konuşarak ilerliyor sahnede, 3ünün de mikrofonu kapalı. final sahnesinde en can alıcı sahne, hayko böğürüyor, umut kurtun bıcağı saplaması lazım, yapamam diye bağırıyor ama bilin bakalım ne kapalı, mikrofon. 5.sıraya fısıltı gibi geliyor sesi.

    yukarıdan hışırtı sesi geliyor ya ara ara şaka gibi, artık hayko ve karşısındaki oyuncu role vurup yağmur mu yağıyor falan dedi ama biz öndekiler anladık bu kurtarma çabasını. yazık değil mi bu oyuncuların emeklerine.

    8.30'da başlayacak oyun 8.50de başladı, seyirci 3 kere alkışladı da öyle yani. ara uzadı, oyun bittiğinde saat 11.30du.

    oyun mükemmel, oyuncular harika, ses sıkıntısı olmasa aşırı duygulanıcaz, hayran olucaz, belli. e şimdi bu durumda herkes parasının hesabını sorar, parayı geçtim vaktinin hesabını sorar.

    kerki organizasyon ve diğerleri, artık congresiumu bırakın, mevzu, "patladık"tan daha büyük, kim işini yapmadıysa bulun çözün artık bu işi yahu.

    yönetmen ve uyarlayan her şeyi çok güzel tasarlamış ama ikinci yarıda o ikili mekanizma bazı yerlerde gereksiz taşındı sahneye bence, mesela kadınlar şarkılarını iki ayrı kutupta sahnede de söyleyebilirlerdi, orada mekanizmanın işlevini çözemedik.

    özetle 6 aralık 2023 congresium gösterisi üzdü, aşırı üzdü.

    edit: az önce jekyll and hyde ekibinden arayıp ted sahnedeki gösteri için davetiye vereceklerini söylediler, umut yeşerten davranışları için teşekkür ediyorum.
  • --- spoiler ---

    hayko'nun etrafında dönen yer yer çok iyi sahnelerini gördüğümüz müzikal. elçin sangu belki de bu yüzden ayrılmıştır gerçekten çünkü izleyici olarak nişanlısı ile de sevgilisi ile bir bağ kurduğunu tam olarak hissedemedik jekyll'ın. iki karakter de biraz üstünkörü işlenmiş ve roller eksik kalmış bence. hyde karakteri ile hoşlandığı kadını öldürüp bir sonraki sahnede pat diye nişanlısı ile evlilik törenine bağlanıyor hikaye mesela, anlamıyorsunuz ne oluyor birden.

    --- spoiler ---

    gel gelelim prodüksiyona; 25 şubattaki gösterinin ilk yarısında benden önce yazılan entry'lerde de görüldüğü gibi gerçek anlamda kulağımızı sikti sesçi arkadaşlar. çığlık atarak kaçmaya yeltenen birileri olmamasına şaşırmadım değil.

    ben buna ek olarak görüntü yönetmeni arkadaşa ve tesisata da ayrıca söveceğim çünkü abi neden -ölçüsünü bilmediğim- enlerden dar boydan uzun ekran kullanırsınız, hadi bu belki elinizde olan bir konu değildir de yahu müzikal gidiyor birileri o an sahnede spotlight altında bir performans sergiliyor, uzaktayız diye de ister istemez bir ekrana bakalım diyorsunuz o ara o ekranda figuran diye tabir edebileceğim arkadaşları görüyoruz arka planda takılan. hayko'nun bir kaç peak sahnesi hariç çok kötüydü görüntü, fazlasıyla sınıfta kaldılar bence.

    neyse hadi bizi siktir edin oyuncu arkadaşların emeğine yazık. hangi yapımcı şirket ile anlaştırlarsa derhal siktir çekmeleri lazım. adam başı min. 1.000 tl para al, ne ses var ne görüntü var. bir de bu vip olayını önceden tahmin edip oradan gol yememiştim ancak bir ton izleyiciyi de da oradan öptüler. sakın vip bilet almayın ülker arenada ise sahne.

    emeği geçen tiyatrocu arkadaşları tebrik ediyorum. hiç kolay bir şey değil böyle bir sahnede oyunculuk sergilemek ve sonunda çıkan eserden kimsenin bir şey anlamamasına tanıklık etmek.
  • hayko'nun harikulade canlandırdığı zamanının en kaliteli gotik hikayesi.

    bu oyunu izlediğimde çok üzüldüm. ilk kez izleyeceklerden ricam bir baksınlar, ülkede nasıl cevherler var ama kimlerin borusu ötmekte…

    sanat desen var, performans desen var, oyunculuk desen var adamda yok yok. kusursuz bir performans sergiliyor hayko. ve bu beni üzüyor. keşke senden daha çok olsa. keşke değer yargılarımız, beğenilerimiz, zevklerimiz böylesine yozlaşmış, varoşlaşmış olmasa…
  • maalesef beni hayal kırıklığına uğratmış olan müzikal. hayko cepkin büyük yükü yüklenmiş ve müzikali sırtlamış ama geri kalan pek çok şey amatör kalmış. sahne dekoru, seste oluşan aksaklıklar, diğer oyuncuların sürekli detone olması çok dikkat çekiyordu. fazla abartıldığını düşünüyorum. çok daha iyi sahnelere bu bilet ücretini harcamadığım için pişmanım.
  • sevdiceğimle birlikte dün ataşehir'deki ülker arena'da izleme imkanı bulduğum müzikal. kesinlikle gidilip tecrübe edilmesi gereklidir. muazzam bir görsel şov sunuyor; tadı damağımda kaldı.

    yaaaalnıııııızz.

    artık basket sahasının akustiğinden midir nedir bilmiyorum ama hayvan gibi ses sorunu vardı. müzikalin ilk yarısında müzikler çok açık, oyuncuların sesi çok kısıktı. ikinci yarısında ise neredeyse müziği tamamen kısıp sadece oyuncuların seslerini verdiler. bir tek hayko'nun mikrofonunda sorun yoktu, onun sesi cayır cayır geliyordu. diğer oyuncuların repliklerinin çoğu ise gümbürtüye gitti. öyle ki, ikinci yarıda oyuncuların cümlelerinin yarısında açtılar mikrofonları artık; ilk yarısını hiç duyamadık.

    bu kadar büyük ve hayvan gibi emek sarfedilen işlerin böyle piç edilmesi çok büyük haksızlık. umarım bu eleştirileri okuyordur ilgililer.
  • oyun çeviri olmasına ve neredeyse her diyalog müzik de barındırmasına rağmen, metinin hiçbir noktada rahatsız etmediği bir oyundu. sahne tasarımı zayıftı fakat dekor ve kostüm tasarımcıları çok iyi iş çıkarmış. özellikle sondaki düğün sahnesinde kullanılan mum dekorları ve kıyafetlerin rengiyle sahne bir resim tablosu gibiydi. oyunda orkestranın sahnedeki konumu orijinalinde nerede bilmiyorum ama bursa'daki sahnede, pek kıyıda ve kıyafet olarak pek özenilmemiş şekildeydi. bunun tam aksine, baştan sonra harika idiler. müzik, metin, koreografiler ve performanslar her geçişte alkışı haketti.

    hayko cepkin'in başrolde oynayacağı bir oyun yazalım denilse, herhalde bu oyundan daha iyisi olmazdı. hayko'nun fiziksel görünümüyle karakterin evrildiği ruh hali muhteşem eşleşmiş. buna ses performansı da eklenince, sahnede izlediğim en iyi performanslardan birine şahit oldum. özellikle edward hyde'a geçişin yaşandığı anlar çok çok çok iyiydi. keza diğer tüm oyuncuların performansları da öyle.

    oyunda havada kalan kısımsa, öznur serçeler'in oynadığı karakterle doktor'un arasında yaşanan ilişkinin mahiyeti. mekanda tanıştığı kıza, denek olarak kullanmak istediği için, kartını veriyor. sonra eve dönüp, bu deneyi kendi üzerinde yapması gerektiğine karar veriyor. onun üzerinde hiçbir şey denemeyeceğine ve duygusal olarak bir şey hissetmemesine rağmen, ilişki sürmeye devam ediyor. hiçbir şekilde nişanlısıyla görüşmek istemeyen doktor, en zor anlarında ve normale döndüğü anlarda, bu belirsiz ilişki içinde olduğu kızla görüşüyor. oyunun odağı bu değildi kabul, fakat oyun bir noktada, sırf oyuncuların performansını parlatmak için ana hikayeden koparılmış bir yola savruldu izlenimi uyandırdı.

    birkaç zayıf noktasına rağmen oyun her anlamda üst seviyede. dünyadaki temsilleri arasında en iyilerinden biri olabilir. mutlaka izlenmeli.
hesabın var mı? giriş yap