• - bi dakka azrail bey, jenerik bitsin geliyorum ehe.
    - hiç bi filmin jeneriğini beklememişsin ama.
    - e bunun yönetmeni büyük, saygısızlık etmiim.
    - camiye de gitmemişsin hiç.
    - bak lafa tuttun, arada kaçırdım. başa alalım. ehe!
    - kelime-i şehadet bilmiyosun değil mi?
    - o değil de, filmin sonunda; hayatımın film şeridi gibi gözümün önünden geçtiği kısmı niye loop'a girmedi ki? yaşıyorum halen ben, yaşadıkça da film uzuyor.
    - hayattaki buglar başlığına yazarsın bunu.
    - e ama ölüyom ben, nasıl yaziim.
    - eksi sozluk ahiret klonu diye bişey var.
    - şimdi yazar alımı dursa ne güzel olur?
    - kıyamet günü toplu alım yapılacak, sonra kapanacak.
    - aynı zamanda film festivali o gün değil mi?
    - evet. bu arada bitti senin jenerik. son sözün?
    - burdaki nickimizi orada da kullanabiliyor muyuz? hık!
    - (bkz: kutsal kitaplardan nick seçmek)
  • bunda asıl "suçlu.." olanlar izleyiciler diil, ışıkları jenerik başlayınca açan işletme görevlileridir-
    festivallerde bile spotların bi kısmı açılabiliyorsa, kimse jenerikleri ciddiye almıyor demektir..
    böyle bi durumda da izleyicileri suçlamak gereksiz bence..
  • bu eylem bir derece de filmin sonlarina dogru ayaga kalkip agir agir montunu giymeye, cantasini toplamaya girisen mallar vardir ki bunlar hic cekilmez. allahin belalari yuzunden filmin en vurucu sahneleri bile kacirilabilir.
  • filme emeği geçen kişiler hakkında merak sahibi olmamak.
  • dancer in the dark filminde selmanın yaptığına benzer, o da müzikallerin son şarkısını beklemeden çıkar ki oyun sonsuza kadar devam etsin.
  • jenerikte yazi disinda bir sey yoksa cogu ulkede insanlarin yaptigi hareket.
  • bu, sinema perdesinde golgenizin olusmasina sebep olan durumdur..jenerik bitmeden sinemadan cikmamaki kendisine ilke edinmis insanlari sinirlendirmek isteyen kitlenin sikca yaptigi olus..(dipnot: gotunuz guzelse ve elalem gorsun istiyorsaniz kesin yapin)
  • muhtemelen dünyanın en sinema hastası insanlarından biri olmama rağmen kesinlikle saygısızlık filan olarak görmediğim hadise. hatta en sevdiğim filmlerde bile tanımadığım bir iki oyuncuya göz atmak veya filmde çalan bir parçanın adını öğrenmek için oturduğumda kişisel özgürlüklerini kullanıp giden ve hatta önümden geçen diğer insanlara da asla totoşvari* bir isyankarlıkla "üfff, püfff, cık cık cık" yapmam, yapana da siktiri çekerim, kıçımın duyarlısı derim.

    ha, vanishing point ya da china syndrome ve hatta ne bileyim episode 4 gibi insanı kamyon çarpmışa çeviren filmlerden sonra* abandone olup yerimden kalkamadığım olmuştur, ama öyle anlarda bile yok efendim "best boy kimmiş, boom operator daha önce hangi filmde görev almış?" gibi meraklarım olmamıştır, kalkıp gidenlere de asla kızmamışımdır, ayrıca artık çok gerektiğinde* de imdb'den ziyadesiyle öğrenilebileceğini bilirim.

    bu kavramı ayıp sayan şekil şemal delilerine sormak gerekir, kullandığın arabadan, tasarımında emeği geçen herkesin ismini okuyarak mı çıkıyorsun, her telefonla konuşmanda graham bell'e saygı duruşunda mı bulunuyorsun, her içtiğin yayık ayranının sonunda bardağın dibinde ineğin ve mandıra sahibinin isminin geçmesini mi bekliyorsun diye... ikiyüzlülük ata sporumuz mudur?

    sinema din gibidir, filmle seyircinin arasına girilmez, ister dibine kadar durur, ister yarısında çıkar, kendi bileceği iştir. aynı şekilde, oruç tutanın yemek yiyene de laf etmeye hakkı yoktur. çok rahatsız olan alır dvd'sini vcd'sini, evinde son karesine kadar rahat rahat izler. "askeriye mi sandınız sivil hayatı bre düdük makarnaları" demek gelir yazarın içinden...
  • sıkılmışlığın ve filmin kötülüğünün göstergesidir.
hesabın var mı? giriş yap