jestem morderca
-
(bkz: i'm a killer)
gerçek olaylardan esinlenilmiş bir suç/dram/gerilim filmi. 1970'lerde polonya'da "the zaglebie vampire", "the silesian vampire" olarak adlandırılan zdzislaw marchwicki'nin yakalanması ve yargılanmasını, yakalamayı sağlayan polis memurunun vicdan muhasebesini de ekleyerek anlatıyor. yozlaşmış kolluk ve yargı ile insanoğlunun tamahkârlığı, adalete olan inancımızı sorgulatıyor. zdzislaw marchwicki -
her saniyesini zevkle izlediğim filmlerden.
insan nefsine dair herşeyi sorgulatıyor. cinayet soruşturmasında acemi olarak görülen bir polis memuruna yetki ve sorumluluk verildiğinde nasıl dönüştüğünü, aslan parçası kesilip sırf kendi itibarı için insanları nasıl satabildiğini izliyorsunuz. filmin yarattığı atmosfer çok başarılı. ışık kullanımı, kullanılan eşyalar, oyunculuklar çok iyi. bürokrasinin haklı çıkmak uğruna suçu kanıtlanmamış insanları bile harcayabileceğini etkileyici bir üslupla anlatmış film. ne kadar çok yalan söylersek ve o yalanlara inanmaya zorlarsak etrafimızdakileri her zaman kaybeden biz oluruz. vicdanın en rahatsız edici sestir ve o ses hiç susmaz.
düzeltme : ekleme -
insanın mevki, makam, şan, şöhret için ne kadar alçabileceğini izleyicinin yüzüne tokat gibi çarpan bir film. söz konusu bir insanın hayatı olsa bile kazandığı mevkiyi, şöhreti kaybetmemek için bu kadar alçabilmesi, izlerken resmen kalbinizi sıkıştırıyor.
ayrıca çamur at izi kalsın sözünün ne kadar doğru olduğunu teyit eder nitelikte. -
bu filmde arkadiusz jakubik'in müthiş oyunculuğunda izleyebileceğiniz harika bir süreç var. insanın psikolojisinin nasıl bozulduğu, akıl sağlığı bozulduğunda insanın doğru olduğuna emin olduğu şeyleri bile inkar edebildiği, yalana inanabildiği çok vurucu bir şekilde anlatılmış. filmde boğazınızın düğüm düğüm olacağı, nefes almakta zorlanacağınız o kadar çok an var ki, nasıl ağlamadan seyrettim ben de bilmiyorum. insan psikolojisine ilgi duyuyorsanız kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim.
-
70'li yılların sonunda yakalanan ve 12 kadını öldüren "vampir" lakaplı seri katil polonya polis teşkilatı'nın en önemli başarısı mı? yoksa bu başarı tamamen vicdandan yoksun bir hüsran mı? polonya tam 40 yıl öncesine gidip bu gerçek olaya ışık tutarak aynı zamanda günah çıkarıyor. diğer seri katil vs. filmlerinden farklı olarak burada baş karakter olan polisin bu davaya atandığından beri hayatındaki değişiklikler merkeze alınmış.
-
"mevki, şan, şöhret ve para için bir insan ne kadar alçalabilir, ne kadar düşebilir?" sorusuna verilen en güzel cevap.
evet, evet bu film, bu soruya en iyi yanıtı vermektedir işte.
izleyiniz, izletiniz. -
idam çığırtkanlığı yapanlara her gün ardarda izletilmesi gereken, bittiğinde boğazınızda çözülemeyen düğümler bırakan bir film. arkadiusz jakubik'e de bir kez daha hayran birakıyor.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap