• mike portnoy'un "these fingers never stop flying!" diyerek calıs stilini ozetledigi bassist*.

    onu ornek almak bir solak bassci icin aslında gercekten cok zor bir olay. cunku daha piyasada dogru durust 6 telli solak bass gitar yokken siz john myungun chapman stickle attıgı soloları 4 telli bir gitarla yapmaya calısıyorsunuz. ve bu da omrunuzden yılları alıp götürüyor. fakat bass sevgisi öyle birşey ki yılmadan yapmaya calısıyorsunuz. yapamadıkca daha da hırslanıyorsunuz ve en sonunda birde bakıyorsunuz onun unlu metropolis solosunu calıyorsunuz. o sırada dort gozle "acaba bu sefer olacak mı?" diye size bakan elektrocu ve baterist arkadaslarınız son notayı basmanızla bagırmaya baslıyor ve bir anda sevinc yumagı oluyorsunuz. ve bu sizi daha da gaza getiriyor. evinize gelir gelmez cok degil bir-iki hafta once "oha abi. o sarkıyı nasıl calıyım?" dediginiz bi parcayanın notalarını acıp kendinizi zorluyorsunuz yeni bir basarı icin.
    yeri geliyor gitarınızın sizi kısıtladıgını hissedip keske solak olmasaydım diyorsunuz... gitarın klavyesine bakıp imkansız cozumler düsünmeye baslayıp kısa sure sonra caresizlikle gitarı cantasına koyup kaldırıyorsunuz. ama aklınız orda oluyor. basarmaya zorlayan icguduleriniz ertesi gun sınavınız dahi olsa gitarı tekrar cantasından cıkarttırıyor size.
    john myung sevginiz o kadar fazla oluyor ki onu ruyanızda goruyorsunuz. tanısıyorsunuz. size imzalı gitarını veriyor ruyanızda. ruya olmasına ragmen o kadar heyecanlanıyorsunuz ki gercek mi ruya mı ayırt etmek guc oluyor. gitara ulasamama korkusuyla ona solak oldugunuzu soyliyemiyorsunuz bile ve aglayarak uyanıyorsunuz bir anda... o kadar etkileniyorsunuz ki gun icinde sık sık bir yamaha trb 1006l alabilmek icin ne kadar sure para biriktirmeniz gerektigini hesaplamaya baslıyorsunuz. kredi cekmek gibi alternatif cozumler dusunuyorsunuz. ama cogu ne yazık ki hayalden oteye gecemiyor...

    iste john myungun solak bir bassiste yasattıklarının sadece bir kısmı...
  • bu adamın gitgide rock - metal piyasasındaki en efsane basçı olduğuna inanmaya başladım. insanın diğer efsanelere haksızlık yapmaya gönlü elvermiyor ama galiba gerçek bu. geddy lee, john entwistle, chris squire gibi ustaların yerleri apayrı ama myung bunları solladı gibi.

    çalarken tap yapıyor, harmonic'ler zaten mevcut, hız desen, değme gitaristlerin "çok hızlı çalıyor şerefsizin evladı" diyerek penayla yetişemedikleri john petrucci'yi üç parmağıyla takip edebiliyor, hatta eminim istese ondan hızlı bile çalar, orası ayrı.

    ayrıca kendisini imajı konusundaki istikrarından dolayı takdir etmek istiyorum. ünlü olduktan sonra, paranın dibine vurduktan sonra bile değişmedi. labrie farklı sakal - bıyık kombinasyonları denerken, portnoy uzun saç - sakal, kısa saç + gözlük, mavi sakal falan gibi saçma sapan işler peşinde koşarken, petrucci çakma jay cutler'a dönüşmüşken, rudess bile başlarda grubun geri kalanına uyayım diye saçları uzatmışken, john myung 25 yıldır hala saçlara dokunmadı, grup fotolarında giydiği deri ceketinden, resmi konser kıyafeti olan siyah tişörtünden taviz vermedi.

    merak eden buyursun baksın, adam 30 yıldır aynı imaja sahip. uzun saçla mı doğmuş nedir?

    http://escoladorock.files.wordpress.com/…etrucc.jpg
  • konserlerden önce warm up yaptıgı gibi, konserden sonra da warm down yapıyormus bu abimiz. sagılar.
  • trial of tears ve learning to live başta olmak üzere yazdığı şarkılarda görüldüğü üzere sahip olduğu the silent man kimliğinin altında aslında söyleyecek çok fazla söz saklayan mükemmel basçı.
  • dream theater'ın ne olduğunun en güzel örneklerindendir. ona bakıp grubun geri kalanı hakkında fikir sahibi olunabilir. canlı performansı, karizması yeteneği ve bilgisi dt'nin diğer elemanları için de bir ipucudur. john myung o 6 telli bası çaldıkça "johny bana da bass ulen" diye anırası gelir insanın...saygıdeğer bi şahsiyettir john abimiz...saygi.
  • bir röportajında "yamaha dışında pek çok firmadan gitarlarını kullanmak üzere teklif alıyor olmalısınız?" ayarındaki bir soruya "aslında kimse teklif vermedi. ama yeni firmalara tabii ki açığım" diyen mütevazı insan. nedendir bilinmez, bir sekilde yamaha'yı itici bulup, yine ayrı bir şekilde ernie ball'u son derece güzel buluyorum bass gitar bakımından. o yüzden john abimiz musicman çalarsa (yine nedendir bilinmez) acayip mutlu olucam sanki...

    edit : bele vurulan kazma sağolsun; john'un artık musicman bongo 6 kullandığını öğrendik. keşke bi tane de kendime dileseymişim...
  • 3 temmuz 2005 dream theater istanbul konserinde tahmin ettigim gibi insan ustu performans sergilemis mukemmel insan. sarkıları calarkenki rahatlıgını, sacını sık sık geriye savurusunu, ara sıra seyircilere bakip tebessum etmesini canlı izlemek bambaska bir tat*. yamaha rbxjm2sini ozel olarak gelistirmis, klavyesine yine kendiyle ozdeslesen sonsuzluk isaretini kaktirmis. hemen onunde onu izlemis biri olarak konser boyunca nadir olarak gozumu ondan ayırdım. parmaklarını kullanısı buyuleyiciydi.

    konser boyunca bir nevi aktivasyon enerjisi topladigimi metropolis basladiginda hissettim. limiti gecmeme cok az kalmisti. kendiyle ozdeslesen metropolis solosu yaklastikca kalp atislarim da hizlandi. benim heyecanımın aksine o dupduruydu. soloya 5-10 saniye kala sahnenin ortasina dogru one cikti. o anda ben zaten limiti gecmistim. solo boyunca deliler gibi zıpladım, bagirdim. solo bittiginde ise aglamaya baslamistim. benim icin cok farklı seyler hissettiren bir myung izledim o gece. bir kez daha onu ornek almakla ne kadar haklı oldugumu anladım.
  • 8 kasım 2002 dream theater istanbul konseri biletimde imzası olan şahsı muhterem, yüce insan, tapılası varlık.
  • altı telli bas çalar. altısının da hakkını verir
  • ahahasdjlfg bu ne olm. dream theater sitesinden mail atmışlar işte turne sonucu bütün grup üyeleri kişisel düşüncelerini yazmış. herkes paragraflarca uzun uzun yazılar yazarken myung toplam 6 kısa cümle yazmış bırakmış ehasdidlhgj.
hesabın var mı? giriş yap