• apayrı bir stili vardı bu adamın..hiç sıçmazdı hep düşündüğünü yapardı sanki evet..
  • oynadığı dönemde bütün maçlara kendisine kısa gelen mini etekvari şortlarla çıkan,bu nedenle kendisine güldüren efsane basketbolcu
  • gonzaga üniversitesi'nde iken top sürerken topa gereğinden fazla baktığını fark etmiş daha sonra salonun ışıklarını tamamen kapatarak tek başına top sürme antrenmanları yapmış, sorunu kökten halletmiştir.
  • karl malone'u karl malone yapan küçük dev adam. istese beni de skorer bir oyuncu yapabilirdi.
  • o degil de bu adam mark eatona sayi attirmistir, o yuzden bile formasi emekliye ayrilasi bir kadirsinastir. ayni zamanda pislik bir efendi adamdi. evet.
  • nba tarihinde kırılması en zor rekorlardan (belki birincisi) birinin sahibidir bu adam.15806 asist yapmıştır kariyeri boyunca.bu rekoru kırmak için ne yapmak gerekiyor peki? oynadığı maç sayısı ve maç başına asistte fenafillah mertebesine ulaşmak.yamulmuyorsam 1504 maç oynayarak kareem ve parishten sonra tüm zamanlarda 3 sıraya yerleşmiştir.maç başına asist ortalamasında ise magic johnsondan (11,2 apg) sonra 10,5 ortalama ile 2. sıradadır.burada jason kiddin 9,2 ve steve nashin 7,9 kariyer ortalaması yakaladıklarını düşünürsek sanırım daha iyi anlaşılacaktır rekorun zorluğu.son olarakta toplam asist sayısında ikinci sıranın 10141 ile magic johnsona ait olduğunu belirtelim ve kendisinden dualarımızı eksik etmeyelim.
  • zamanında murat murathanoğlu'nun şöyle bir yorumu vardı hakkında:
    "sokakta gördüğünüzde muhasebeci veya inşaat mühendisi olabileceğini düşünebilirsiniz ama basketbolcu olması aklınızın ucundan bile geçmez."
    ufak tefek adamların da basketbol oynayabileceğini gösteren bir adamdı stockton.
    jordan'ın gazabına uğrayıp yüzük alamadan emekli olanlardan o da.
    tabi böyle bir kariyerden sonra yemişim yüzüğünü ayrı konu.
  • gün itabariyle ilk kez aday olduğu yılda hall of fame'e tartışmasız bir şekilde üye olmuştur kendisi. aksi düşünülemezdi zaten.
    ama çok da umurunda olduğunu düşünmüyorum hall of fame'in falan zira basketbolu bıraktıktan sonra abd'nin kuzeybatısındaki doğup büyüdüğü kasabaya dönmüş, babasının elli yıllık barını işletmekteymiş şu anda. "basketbolu izliyorum elbette ama işimden çok memnunum. çocukken hep bu barı işletmenin hayalini kurardım, artık o günler geldi" diye yanıtlamıs neler yaptığı sorulduğunda.
  • kendisi hakkındaki en büyük yanılgı, "efendi", "centilmen" ve "yumuşak" bir oyuncu olduğudur.

    şöyle ki, kendisi bırakın efendi ve centilmen olmamayı, bir çok kişiye göre gelmiş geçmiş en "pis" oyunculardan biri olarak görülür. belki buna katkısı olan, sakin ve efendi imajı sayesinde sahada yaptıklarını hakemlerden saklamayı daha da kolay başarabilmesidir. dennis rodman bile stockton'a "pis"* demiştir.

    kendisini ve karl malone'u meşhur eden pick and roll hücumunda klasikleştirdiği bir hamlesi en büyük silahlarındandı. malone'un savunmacısını üstüne çektikten sonra attıpı bir diz veya dirsekle yere yıkar, sendeletir veya şaşırtır ve boş pozisyonda malone'a asistini yapardı. kendisinin 10 tane hücumunu izlerseniz, bu hareketi en az iki, üç kere yakalamamanız imkansız gibidir.

    bunun dışında bir istikrar ve profesyonellik sembolüdür. fiziksel dezvantajlarına ve aşırı atletik olmayan yapısına rağmen gelmiş geçmiş en iyi oyun kuruculardan biridir. hiç şampiyonluk yaşayamamış olsa da, tahminimce stockton-malone ikilisi bundan 20 sene sonra da hatırlanacak. bu arada şampiyon olmuş bütün oyuncular için aynı şeyi söylemek ise mümkün olmayacak.
  • hall of fame konuşmasında mütevazılığı ile göz doldurmuş efsane oyun kurucu.
    http://www.youtube.com/watch?v=oxjcbjxv-jy
hesabın var mı? giriş yap