• jojo's bizarre adventure'nin 4. sezonu.

    yine stand'lerin kullanımı ile devam edildiği için hikayesi çocukçu olan ve yetmezmiş gibi kötü anime edilmiş bir seridir.

    josuke higashikata ve jotaro kujo'nun saçmasapan bir hikayesidir. ilk 2 sezondan sonra giderek kötüleşen hikayenin en dibe vurmuş hâlidir.
  • serinin en yüksek puanlı animesidir, ayrıca anime tarihindeki en sağlam villainlerden birini bünyesinde barındırmaktadır.
  • jojo'nun dördüncü part'ının 39 bölümlük animesi. jojo serisinin en samimi partıdır. ufak bir kasabada geçer ve bir grup arkadaş kasabalarını bir seri katilden korumaya çalışır. mangaka hirohiko araki'nin çizim tarzını değiştirmesi gibi anime de çizim tarzını değiştirerek araki'nin orijinaline sadık kalmıştır. yani kötü "anime edilmemiştir"*.
  • ilk yarısının pek de güzel olmadığı, ikinci yarısının ise seri katil* kovalamacası sebebi ile şahane olduğu part.
    (bkz: what a beautiful duwang)
  • diamond'a kadar sezonları aralıksız izlediğimden sonlara doğru sıkılır gibi olmuştum ama uzun süre jojo izlediğimden dolayı olduğunu anlıyorum. şimdi 5. sezonu bitirdim ve bu part bence en iyisi. öbürkü sezonlar gibi her dakika yırtık dondan fırlayan stand kullanıcıları olmaması, kasabanın sakinliği ve anime renklerinden dolayı rahatlatıcılığı çok iyi. ana düşman seri katil olmasına rağmen öbür sezonlardaki kişilerden daha insanımsı ve inandırıcı geliyor. tekrar baştan izleceğim tek sezonu olacak.
  • jojo ingilizcesinin(engrishinin) en komik repliğinin( "let's kill da ho! beeeeeeeeeeeeeetch!")
    geçtiği animenin dördüncü sezonudur.

    sezon beklentilerimin altında kaldı ve şu ana kadarki en kötü jojo sezonuydu diyebilirim. fakat bu daha çok jojo'nun önceki sezonlarının çıtayı çok yükseğe çıkarmaları ile alakalı diye düşünüyorum. ayrıca bu sezonun hem sanatsal hem de kurgusal stili önceki sezonlardan(her biri bir ötekinden çok farklı olsa da) farklı olduğundan kendisine alışmam çok zor oldu. sezonun başında dizi tonundaki ani değişim rahatsız etse de kira'nın kişiliği sağolsun seri katil kovalamacası başlayınca dizi yeniden canlandı. bunun yanısıra ana karakterler arasındaki arkadaşlığın konu alındığı rahat ve komik sahneler de sezon başındaki hayal kırıklığımı azalttı. kira'nın "oğlu" ile olan çatışmasını da gayet yaratıcı ve ilginç buldum. şikayetlerime gelirsek, joseph'in neredeyse hiçbir işe yaramaması, jotaro'nun çok arkaplanda kalması, uzaylı dostumuz gibi birçok karakterin rastgeleliği ve gereksizliği, birçok "filler" bölümün varlığı ve sezonun stilinin farklılığına rağmen kurguya hiçbir şey katmadıklarını hissetirmeleri gibi durumlar bu sezonun şu ana kadar izlediğim en kötü jojo sezonu olmasında büyük rol oynadı. buna rağmen sezonu kendi içinde kesinlikle kötü bulmadım ve izlerken neredeyse hiç sıkılmadım. sezonun farklılığına ve rahatlığına alışınca su gibi aktı ve çoğunlukla zevkle izledim diyebilirim.
  • bana kalırsa jojo diğer shounen seriler gibi güncele gelmek için bir çırpıda izlenmemeli. her sezonun kendisine has bir havası var ve hepsi apayrı hissettiriyor.

    stardust’ı bitirdim o arada golden wind ve stone ocean çıktı ve ben daha diamond’ı yeni bitirebildim. söyleyebileceğim tek şey ise harika olduğu.

    bu sefer bir kötünün peşinde dünyayı dolaşma veya insanlardan önce dünyada bulunan vampir bir ırka karşı dövüşler yok. bunun yerine garip bir kasabada oluşan garip olaylar anlatılıyor. ana karakterimiz lise öğrencisi olduğu için kasabayı kötülerden korumak dışında kişisel zevkleri için de birtakım uğraşların peşinde. manga çizeri bir eleman var, hala uzaylı mı yoksa stand kullanıcısı mı olduğu anlaşılamayan garip bir eleman mevcut. elektrik direğinde yaşayan birisi var gibi gibi.

    kötü karakter de bu sefer en sonda gözüken efsanevi güçlere sahip saf kötüden; daha fazla ekran süresi olan, daha fazla taktiksel güçleri olan ve daha fazla insan olan birisine evrilmiş durumda. hikayenin gidişini onun açısından da izlemek haliyle bize animeye daha geniş bir perspektiften bakmamızı sağlıyor.

    openingler yine olması gerektiği gibi harika şarkılar içeriyor ve animede konu ilerledikçe güzel kurgular barındırıyor.

    kısaca part 4’ün bana göre eksiği yok diğer partlara göre fazlası var diyebilirim. demem o ki dinlene dinlene izleyin. eminim daha çok seveceksiniz.
hesabın var mı? giriş yap