• titane filmi; 94. oscar ödül töreni'nde fransa'yı temsil edecek olan yapım olarak seçilen yönetmen.

    --- spoiler ---

    julia ducournau’s cannes film festival palme d’or winner titane has been selected to represent france in the best ınternational feature film oscar race. the country’s selection committee had shortlisted three titles as the potential submission, including audrey diwan’s venice golden lion winner l’evénement (happening) and cédric jiminez’s bac nord (the stronghold).

    titane is a bold choice for france, which often tends toward the more traditional in submitting films to the academy awards. the audacious film was released locally by diaphana distribution in july after making history as only the second film directed by a woman to win the top cannes honor. ıt has sold over 300k tickets in its home country.

    --- spoiler ---
  • transhuman olayına çok takılan bacımız. tam bir romalı. işin garip yanı, hristiyan mitleri ile yunan mitolojisini öyle can alıcı yerlerden bağlıyor ki adeta başka bir hava katıyor afrası tafrasına. resmen gaia'nın isa ile pedofil seksi yapması ama aynı zamanda babası olması gibi bir ilgisi var sinemasında.

    hayvanlara da mitolojik yaklaşımlar katıyor, yani bir noktada insan bedeninde canlı olmanın derinliğinde, subliminal olanın gerçekliğe dönüşmüş olabileceğini sorgulatma adına harkulade bir deneyim raw filmi.

    ama bence gaspar gibi değil.

    tatlı bir insan.
  • eğer gaspar noe bir kadın olsaydı bu julia ducournau'dan başkası olamazdı. yerim... ikisi de izleyiciyi nasıl rahatsız edebileceklerini çok iyi biliyorlar... seyirciye istediklerini her seferinde fazlasıyla veriyorlar... gim'me some monsters...
  • titane ile cannes tarihinde altın palmiye'yi kazanan ikinci kadın yönetmen olmuştur. yaşıyla ve grave'de öne çıkan, titane ile devam eden rahatsız edici üslubuyla sinemada çok daha iyi işlerine tanık olunacağını öngörebilmek mümkün.
  • şimdiye kadar dört film çekmiş 1983 doğumlu fransız yönetmen.

    en on filmi grave gerek şiddet sahneleri gerek müzikleri ile birçok kişi tarafından zor izlenebilecek bir film kategorsinde.
    görüntü yönetmenliği gayet başarılı; karakterlerin duygularını başarılı bir şekilde izleyiciye geçiriyor, karakterlerle izleyici arasında bağ kurdurtuyor.
    ana karakterin gelişimi film boyunca çok iyi bir şekilde perdeye aktarılıyor ve yan karakterle sayesinde karakterin bir tip olmasından korunmuş oluyor.
    yan karakterler bu film için gayet önemli bir pozisyonda bulunuyor. kahramanın kendini keşfetmesi ve geliştirmesine sadece yol açmıyor kahramanı bu yolu bizzat kendileri sokuyorlar.
    film boyunca yönetmenin feministlik yaklaşımı kendini birçok sahnede açığa vuruyor ve bu vuruş bir feministlik propagandası gibi gözükmeyip gayet sert duruyor olay örgüsü içeresinde kendine yer bulup.
    filmin dış yüzeyi böyle bir yapıya sahipken iç yüzeyi organik; kültürel formlardan daha uzak, insanlığın daha etik dışı konularının zekice ele alınıp planlanmasından oluşuyor.
  • 1983 doğumlu fransız yönetmen.

    (bkz: grave)
  • yakın zamanda titane ve raw filmlerini izlemiş olduğum yönetmen. gaspar noe, haneke gibi rahatsız edici filmler çekiyor. görüntüler genel olarak etkileyici ve müzik seçimleri çok iyi fakat filmlerde parça parça can alıcı sahneleri tam olarak bir bağlam içerisine sokamadığını düşünüyorum bu da seyirciyi hikayenin dışında bırakıyor.

    titane filminde arabayla birlikte olan ve arabadan olan ilişkisinden gebe kalan bir seri katil; raw filminde ise vejeteryan bir aileden gelen genç kızın veteriner okulunda yamyam olduğunu keşfetme hikayesini izliyoruz.

    titane'de çalan o parça
  • 18 kasım 1983 doğumlu, fransız sinemacı.

    2016 yılı yapımı raw ile "bu filmi düşünüp çeken kişiyi tanımalıyım!" hissiyle radarıma almış olduğum ve 74 yıllık geçmişe sahip cannes film festivali'nden titane filmiyle altın palmiye'yi kazanan ikinci kadın sinemacı olarak ayrılmasıyla beni daha da meraklara gark eden güzel kadın.
  • grave ve titane filmlerinin yönetmeni. yönetmenin yeni filmi titane, 74. cannes film festivali’nde prömiyerini yaptı.

    edit: titane, cannes'da altın palmiyeyi kazandı. grave'i çok sevmiştim, bu filmi izlemeyi de dört gözle bekliyorum.
    edit 2: grave, titane'dan iyi film..
  • seyirciyi rahatsız etmeyi bir maharetmiş gibi gören gaspar noeadlı berduş ile birlikte yere göğe sığdırılamayan çapsız yönetmen.

    ben anlamıyorum.
    filmin sizi rahatsız etmesi gerçekten onun büyük bir şaheser olmasına yetiyor mu?

    eğer öyleyse elime kamerayı alayım ambulansa atlayayım etrafa savrulmuş kan, beyin parçaları ve insan bağırsakları çekeyim, kerhaneye gideyim milletin penisini vajinasını bütün detaylarıyla çekip gözlerinizin içine sokayım, belediyeden izin alıp kanalizasyona gireyim size bol bol bok parçaları göstereyim. hatta daha da isterseniz sinema salonuna tuvalet kokusu da sıktırabilirim.
    auteur bir yönetmen olur muyum sayın noe ve havarileri?

    iğreniyorum artık.
    ahmaklık ve tiksinçlik tarihte hiç bu kadar yüceltilmemişti.
hesabın var mı? giriş yap