• 29 eylul'de cikacak yeni nick hornby romani. agzimizin suyunu akitan muhtesem uclu--ask, yalnizlik, muzik--etrafinda donecekmis. hatta genisce bir alintisi bile yayinlandi: http://www.huffingtonpost.com/…xcerpt_b_287148.html

    kapagi da son moda, soyle bisey: http://ecx.images-amazon.com/…drsd6ju5l._ss500_.jpg

    sen ola 29 eylul, sen ola.
  • her sayfasına ayrı bir şarkıyı kafamın içinde fon müziği yaparak okuma zevkini maksimuma çıkardığım nick hornby romanı, songbook ve high fidelity'nin klasmanından. sarkastik, gerçekçi ve hornby'nin alametifarikası olan estetik mizaha sahip diyaloglarıyla elden bırakılamayan bir kitap.

    "one thing about great art: it made you love people more, forgive them their pretty transgressions. it worked in the way that religion was supposed to, if you thought about it."
  • kitabını okumamıştım, arkadaş tavsiyesiyle filmini izledim. bana begin again filmini çok beğendiğim için özellikle önerilmişti. aslında filmin daha çok danny collins tadında olduğunu söyleyebilirim.

    açıkçası juliet naked'i genel anlamda beğendiğimi söyleyebilirim. yalnız benim beklentim daha müzik merkezli bir yapımdı, o yüzden müzikal açıdan beni tatmin etmedi. evet bir insanın hayran olduğu müzisyenle kendi kafasında kurduğu iletişimle, onunla gerçek hayatta diyaloğa girdiği zaman kafasında imajla ters düşebileceği güzel şekilde anlatmış. sanatçıların yaptıkları işte kendileri yerine, daha çok hayranlarını mutlu ettikleri gerçeğini de görüyoruz. bunlar güzel, fakat filmin içindeki tucker crowe denilen müzisyenin özel hayatı cidden çok abarttı. rock star dediğimiz uçuk kaçık hayatlar bile aile kavramında bu derece dağılmamışlardır. filmdeki romantik sahneler de biraz bayık. komedi kısmıysa naif bir şekilde hoş. ethan hawke ise müzisyen rolüne pek iyi gitmiş. nedense tek albümle kayboluşunu ve tipini biraz jeff buckley'e benzettim. ayrıca filme eşlik eden şarkılar çok güzel seçimler. özellikle wilco'nun country disappeared ile marianne faithfull'un come and stay with me şarkıları filmin kalitesini artırmışlar.

    kısacası juliet naked'i müzik odaklı izlemek yerine bir müzisyene odaklı izlemek daha mantıklı. sıkılmadan izlenecek iddiasız, hoş bir yapım. incelemedim ama tahminimce soundtrack albümü de muhtemelen baya iyidir.
  • kelimelerin arasina melodiler sikistirma ustasi nick hornby'nin yeni romani. kendisi bunu hep yapiyor evet.

    ayrica, romanin turkce cevirisi de tulin er tarafindan yapilmis olup, gayet basarilidir.
  • nick hornby kitabı ve kitaptan uyarlanan aynı isimli jesse peretz filmi.

    film, kitabın çok gerisinde bana göre. şimdi şuradan başlamam gerekiyor; ben baya baya nick hornby hayranı biriyim. bu okuduğum 5. kitabı oldu. bir yorumda, en kötü kitabı demiş ki ben kesinlikle katılmıyorum. muhtemelen bu bakış açımızla, kitaptan ne beklediğimizle alakalı olsa gerek. ben, bu adamın ilişkilerdeki çarpıklıkları ortaya koymasını, sadakatin nasıl da pamuk ipliğine bağlı olduğunu, ilişki denen şeyin yalanlar üzerine kurulduğunu göstermesine, söylemesine bayılıyorum. çünkü ben de böyle düşünüyorum ve kendi düşüncelerimi, sevdiğim bir yazarda görmek harika bir şey benim için. aslında daha doğru bir ifadeyle zaten bunu gördüğümüz yazarları severiz çoğunlukla. mesele nick hornby'nin sinemadaki karşılığı olarak da woody allen'ı görüyorum ve ona olan hayranlığım da hornby'ye olandan aşağı değildir zaten.

    kitap, uzun süreli bir ilişkideki sorunları, ilişki biterken tarafların o ilişkiye dair pişmanlıklarını dışa vurmalarını, bir müzisyene duyulan hayranlığın nasıl bir şey olduğunu ve bundaki yanlışlıkları bence gerçekçi ve yeterli şekilde vurguluyor ki aradığım şey de buydu zaten. bunun haricinde her hornby kitabında olan muzip tavır, ilişkilere dair muazzam tespitler ama bunların mizaha bulanarak sunulması gibi ögeler de yine vardı kitapta. bir iki yerde fazla basit buldum mizahını ama kitaba yönelik genel beğenime çok etkisi olmadı. ilişkinin bitiş safhasını kusursuz işlemiş, anlatmış hornby, sonrasında da güzel bir yerden okuru yakalayıp devam ettirmiş hikayeyi. benim filmi vasat altı bulma nedenim ise kitaba dair övgülerimin filmde çok üstünkörü işlenmesiydi. bu kitabı beğenmemi sağlayan asıl unsur ilişkinin bitişi ve bunun etkileriydi mesela. oysaki filmde bunlar neredeyse hiç işlenmemiş.

    çiftin ayrılığı sonrası kadın karakterin ağzından çıkanlara bir bakalım; ''evet, öyle. seni uyarmalıyım duncan: senin için kavga vermeyeceğim. bütün mesele, senin birinin kavga vermesine değecek türden bir insan olmaman. sen benim kolay hayat seçeneğimdin. bu özelliğini kaybettiğin an, bir seçenek olmaktan çıktın.'' (sf. 95)

    o kadar önemli ki bence bu, kitapta bu hissiyatı kadın karakterde hep görüyoruz ama filmde bunlara değinilmemiş ne yazık ki.

    ***

    --- spoiler ---

    o hemen uyudu ama annie'nin gözüne uyku girmedi; horlamasını dinlemiş ve ona sinir olmuştu. zaman zaman herkes eşine antipati duyar, bunu biliyordu. ama o karanlıkta öylece yatarken duncan'ı hiç sevip sevmediğini düşünerek saatler geçirdi. (sf. 75-76)

    kendini savunmak için onu savunması gerekmişti. bu yüzden insanlar eşleri, hatta eski eşleri konusunda bu kadar çabuk sinirleniyordu. duncan'ın da çok becerikli bir tip olmadığını kabul etmek, saçma bir zaman kaybını herkese itiraf etmek demekti. (sf. 177)

    --- spoiler ---
  • kitabı çok sevmiştim, filmi de bir o kadar cici bence. sadece sanki kitabı okumadan filmi izleseydim biraz zorlanırdım ne yalan söyleyeyim. biraz butik bir film olmuş, kitabı okumadan izlemeyin dercesine..
  • kendi de, müzikleri de güzel film. keyifsiz bir gününüzü keyifli hale getirebilir.

    --- spoiler ---

    duncan karakterine ayrı bir parantez açmak gerek bence. kraldan çok kralcılığı oynayanları o kadar güzel resmetmiş ki. insanlara, yaptığı ya da konuştuğu şeylerden dolayı abartı şekilde hayran olup, o kişi hakkında kafalarında kendi kendine hayali bir kişilik çizip, çizdikleri portrenin aslında o kişi olmadıklarını farkettiklerinde yaşadıkları hayal kırıklığı...
    --- spoiler ---
  • büyük bir film değil. fakat keyifli zaman geçirebileceğiniz, eğlenceli bir romantik komedi. üstelik ethan hawke şarkı söylüyor... rose byrne güzelliği ise başka bir artı.
  • kitabini bilmiyorum, okumamistim ama dun filmine denk geldim.

    tatli bir indie havasi ile acikcasi surukluyor kendisini. hayatinizi degistirecek bir film degil elbet ama feel good filmlerinden biri iste, popcorn tadinda.

    basrolde, ethan hawke (osmanli bile boyle cokmedi be ethan), hemsehrim rose byrne, ve it crown'dan bildigimiz chris o'dowd var.

    https://www.imdb.com/title/tt5607096/?ref_=nv_sr_1

    imdb puani 6.8 benim puan'im 7,5. ben begendim filmi evde bir cuma gecesi izlenir, ayrica imdb cok cimrisin.
  • hardcover olarak cikti amerika'da gecen hafta. nefis.
hesabın var mı? giriş yap