• i. dunya savası sırasında gerçekleşen bir deniz savası
  • bu sava$ hakkindaki en guzel yorum $udur: "alman donanmasi gardiyanini evire cevire dovdu. ama hala hapiste."
  • savaşta almanlar üstün durumda olmalarına rağmen, nihai olarak ingiliz donanması sayı olarak üstün olduğundan almanlar daha fazla kayıp vermemek için geri çekilme kararı aldılar. ingiliz amiral ise bunun bir tuzak olduğunu düşündüğü için savunmasız durumda geri dönen alman filosunun peşinden gitmedi. ruslar, daha önce bir alman gemisinde ele geçirdikleri alman telsiz kriptosunu ingilizlere gönderdiler. bu kriptoyu çözen ingilizler, almanların aslında bir taktik olarak geri çekilmediklerini, gerçekten geri döndüklerini öğrendi ama nafile artık ara açılmıştı ve savunmasız alman filosu ellerinden kaçmıştı.
  • almanların geri çekilmesinin bir nedeni de yedek başka filosu olmadığı için "filo elde kalmalı" fikri yüzündendir. devam etmiş olsa muhtemelen hem ingiliz hem de alman filosu imha olacaktı. ama ingilizlerin bir de sömürgelerden sorumlu yedek filosu bulunmaktaydı ve bu filo gelip savunmasız alman kıyı ve limanlarını ablukaya alıp "dövebilirdi".
  • aslında ingilizler ilki baskın insiyatifi, diğeri de alman amiral scheer'in yanlış manevraları sonucu almanları iki kez t'ye alma şansı yakalamıştır. bu durumda almanlar yalnızca birkaç top kullanabilecekken ingiliz filosu tüm toplarını alman gemilerine ateşleyebilecekti. fakat ingilizler bu fırsatları iyi değerlendiremese de ikinci şansta sms lützow'u batırmayı başardılar.

    baskın durumu, alman haberleşme kodlarının çoktan ingiliz istihbaratının eline geçmiş olmasından kaynaklanır. bu ikinci dünya savaşı yıllarında da başlarına geldi.

    savaş öncesinde ingilizler filonun olası kaybının ingiltere'yi savaş dışı kalma tehlikesine bile sürükleyebileceğini düşünüyorlardı. zira alman donanması sayıca ingiliz donanmasından az ise de tek başına fransız ve rus donanmasından üstündü. bu sebepten inglizler scapa flow'da konuşlanarak uzaktan abluka yoluna gittiler.

    almanlar da ingiliz filosu ile doğrudan bir çatışmaya girmek istemiyordu. onlar açısından da filonun kaybı çok ağır sonuçlar doğurabilirdi. bu sebepten yalnızca küçük çaplı gizli denizaltı operasyonları ile yetiniyorlardı ve su üstü gemileri baltık denizine direk bir saldırıdan kaçınarak kendi sularında karakol görevlerinde bulunuyordu.

    daha sonradan göreve gelen scheer ise ingiliz donanmasının scapa flow'da konuşlu olması sebebiyle ingiliz kıyılarına saldırma kararı aldı. fakat alman haberleşmesinin gizli kodlarına sahip olan ingiliz filosu, bu duruma hemen scapa flow'da konuşlu filoyu harekete geçirip alman saldırısını karşılayarak yanıt verdi.

    sonuçta yalnızca ingiliz sahillerinde sir beatty'nin kuvvetleri ile karşılaşmayı uman almanlar, karşılarında sir jellicoe komutasında scapa'dan gelen büyük filoyu da buldular.

    savaşın başında şans alman filosundan yana görünse de, sonlara doğru ingilizler üstünlüğü ele geçirmiştir. alman filosunun gece karanlığından faydalanıp kaçması ve arayı açması sonucu savaş bitmiştir. ingilizler hem taktik bir geri çekilme olabileceği düşüncesi, hem de alman gemilerinin çekilirken denizi mayınlama ihtimaline karşı ilk başta tepki verememiş, daha sonra aranın açılması sonucu takip imkansız hale gelince dönüş kararı almışlardır.

    ingilizlerin t şansını kaçırmasının sebebi ise sir jellicoe'nun karmaşık planlarından kaynaklamaktadır. sir jellicoe'nun gemileri bölgeye yanyana 4 sıra halinde ve her sırada 5'er gemi olacak şekilde gelmektedir. 6x4 bir diktörtgen gibi. bu denizaltılara karşı bir önlemdir. fakat savaş hattını oluşturup düşmanı t'ye almak oldukça zor olacaktır. zira hat bölgesine gelindiğinde dikdörtgenin en önündeki gemilerin sola dönerek tek sıra halinde birbirleri arasına da girerek sola doğru açılmaları gerekmektedir. birinci, ikinci, üçüncü sıra ve diğerleri... burada birbirinden farklı hızlarda, boyutlarda gemileri düşünün. hepsinin dönüş daireleri birbirinden farklıydı. dolayısıyla tam bir kaos yaşandı. hattı oluşturmaya çalışan, hızlanıp yavaşlayan, birbirine çarpmadan sırayı oluşturmaya ve dönüş dairelerini bu sistem içinde tutmaya çalışan gemiler.. buna karşılık scheer ve hipper'in planları ve emirleri çok daha basit uygualabilir cinstendi.

    ek olarak sir beatty'nin "there seems to be something wrong with our bloody ships today" cümlesinde görülebileceği üzere o gün hakikaten de ingiliz gemilerinde bariz problemler vardı. bazı alman gemileri 20-24 isabet almasına rağmen batmamıştı fakat ingiliz gemileri 1-2 isabette devasa patlamalarla batmaktaydı. hatta hms invincible patlamanın şiddetiyle ikiye bölünmüştü.

    burada iki donanma arasındaki öncelik farkları devreye giriyor. bir battleship/zırhlı yahut battlecruiser için 3 temel unsur kabul edelim. bunlar hız, zırh koruması ve ateş gücüdür. burada beş üzerinden bir değerlendirme yaparsak ingiliz gemilerinde beş üzerinden 5 hız, 4 ateş gücü ve 2 zırh koruması olduğunu söyleyebiliriz. alman tarafı ise bu ağırlıkları 5 zırh koruması, 3 ateş gücü ve 2 hız şeklinde dağıtmıştır.

    buna ek olarak ingiliz gemilerinin tercihen ağzına kadar cephane ile doldurulduğu bilinmekte. gemilere tasarlanandan çok daha fazla mermi ve barut kapsülü yüklenmekteydi. bunlar çoğunlukla hızla ulaşılabilmesi açısından kutularından çıkarılarak barbetlerde yerlere ve köşelere istif edilirdi. dolayısıyla geminin zırhını delen herhangi bir mermi bu cephaneyi direk olarak havaya uçuruyor yahut çıkardığı yangın aynı sonuca sebep oluyordu.

    dolayısıyla jutland için battlecruiser fikrinin öldüğü savaş diyebiliriz. savaş kruvazörleri hız için tasarlanmışlardı. teoride batırabilecekleri her şeyi yetişip batıracak, batıramayacakları rakiplerden de yine hızları sayesinde kaçabileceklerdi. özellikle düşman hafif ve ağır kruvazörleri için ölümcül olacakları kesindi. fakat 2 hat üzerinde karşılıklı zırhlılarla savaşmak için kullanılmaları felaket oldu.
  • tarihin gördüğü en büyük deniz savaşlarından biri belki de en büyüğüdür. birinci dünya savaşının ise belirleyici deniz savaşıdır. savaşa 150 parçalık ingiliz 90 parçalık alman donanması katılmıştır. sonuç olarak ingilizler almanların 2 katına yakın kayıp verse dahi sayıca üstünlükleri almanları geri çekilmeye zorlamıştır.
    sonuç olarak 8500 denizci bir günde can vermiştir
  • ilk plastik ve rekonstrüktif cerrahi örneklerinden bazıları, bu savaşta yaralanan askerlere uygulanmıştır.
  • ingilizlerin sayıca daha fazla olmasına rağmen almanlardan daha fazla kayıp verdiği fakat buna rağmen savaş sonunda kuzey denizi'ne tamamen hakim olduğu savaş.

    savaştan 2 yıl sonra ingilizler, alman limanlarını ablukaya alıyor ve jutland savaşı'ndan sonra tek mermi atmayan almanya, donanmasını teslim etmek zorunda kalıyor. alman filo kumandanı 7 aydır esir olarak bekleyen alman mürettebatına gizli emir göndererek almanlara ait olan 74 gemiyi, yani kendi gemilerini batırıyor. mürettebatın çoğu teslim olurken öldürülüyor.

    1920-1930 arasında batırılan gemiler(7 tanesi hariç) ingilizler tarafından çıkarılıp parçalanıyor. bu parçalanmış metalleri hitler, ingilizlerden satın alıyor. almanlar bu metalleri eriterek ikinci dünya savaşı'nda kullanmak üzere denizaltı üretiyor.

    ikinci dünya savaşı'nın başlamasından 2 ay sonra almanlar denizaltı ile sinsice scapa flow'a girip ingilizlerin birinci dünya savaşı'nda almanlara karşı kullandığı "royal oak" adlı savaş gemisini batırıyor. 833 ingiliz denizci ölüyor. almanlar intikam almış oluyor.

    savaş ile ilgili güzel şöyle güzel bir belgesel var.
  • büyük cihan harbi'nin en büyük deniz muharebesi, denizler üstündeki en büyük valslerden birisi. adım adım, saat saat harp;

    planlama ve konumlandırma
    1916 ilkbaharının sonlarında, dogger bank'taki deniz çatışmalarının ardından kuzey denizi'nde aylar sonra ilk kez, ingiliz ve alman filoları yüz yüze bir karşılaşmada buluştu. donanmaların o zamana kadar doğrudan bir çatışmadan kaçınmaları tesadüf değildi. kraliyet donanması için denizlerin hükümdarlığı çok büyük bir öneme sahipti. yüzyıllarca yıllık geleneğe göre şekillenen ilke; deniz yolları ticarete açık olduğu sürece, ingiltere'nin geleceği güvende olacaktı. alman ana filosu, limanlarında ablukaya alınmış olarak bu ilke fazlasıyla yerine getirildi. sadece alman u-botları ingiliz ticaret filosunun güvenliğinde tehlike yaratıyordu ve savaşın bu aşamasında da başarıları sınırlı kaldı.

    ingilizler, alman hasımlarıyla çatışmaktan çekinmediler. ingilizler, yüksek sayılarının ve ateş gücünün açık suda onları güçlü bir şekilde yeneceklerine inandıklarından almanların açık denizlerle bağlantı kurmalarına ses çıkarmadılar. bununla birlikte, alman sınır sularındaki denizaltı ve torpido botu tuzağına yelken açmak kesinlikle ticari gemilere tavsiye edilmedi. alman filosu, ticaret filolarına doğrudan zarar vermediği sürece, ingilizler karşı saldırı yapmamaktaydı.
    almanlar benzer şekilde, ingiliz filosu ile savaşta doğabilecek tehlikelerin farkındaydılar ve gemilerini bu şekilde tehlikeye atma niyetinde değildiler. bunun yerine politikaları, high seas filosunu geri tutmak ve almanların bir başarı umuduyla karşılaşması için ingiliz filosu yeterince küçülene kadar denizaltıların büyük filodaki gemileri tek tek küçültme çalışmalarını gerçekleştirmelerini sağlamaktı. anlaşıldığı üzre, denizaltılar bu fonksiyonda başarısız oldular ve strateji, büyük filonun ayrı bölümlerine saldırma olasılığını hesaba katacak şekilde değiştirildi. ocak 1916'nın ortalarında, amiral reinhard scheer, açık denizler filosu* baş komutanı olarak ihtiyatlı komutan hugo von pohl'un yerine geçti. scheer, daha agresif bir savaş politikasının verimli olabileceğini hissetti ve kısa sürede bu inanca uygun bir plan hazırladı.

    ingiltere’nin lowestoft ve great yarmouth bölgeleri, 25 nisan’da alman kruvazörleri tarafından bombalandı. scheer, ingiliz filosunun bir bölümünü, kendisinin saldırabileceği bir konuma çekmeyi amaçlıyordu. büyük filo şefi komutanı sir john jellicoe, iskoçya'nın scapa flow kentindeki ana ingiliz üssünden güneye 5. savaş filosu'nu göndererek, sir david beatty'nin 1. ve 2. savaş kruvazörü filolarını güçlendirmek istedi. scheer'in şimdi karşısında büyük filonun çoğu vardı ama plan belliydi. scapa'dan gelen filo onu ararken güneyden süpriz bir saldırı ile filoya salvo yapabilirdi.

    alman planı basitti. franz von hipper, dört hafif savaş kruvazörleri ile lützow, derfflinger, seydlitz, moltke ve von der tann'dan oluşan bir keşif grubunu komuta edecekti. hipper’in filosu, norveç kıyı şeridindeki bir noktaya kadar, wilhelmshaven’dan kuzeye tüten duman ile bir nevi ekmek kırıntıları bırakacaktı. bu kuvveti, scheer altındaki high seas filosunun savaş filoları yaklaşık 50 mil aralıklarla takip edecekti. keşif grubu büyük filonun güney kanadını limanlardan çok uzağa çekmeyi umuyordu. ana alman filosu daha sonra 50 millik arayı kapatacak ve ingilizleri yok edecekti. 30 mayıs 1916 günü öğleden sonra saat 3.40'ta, high seas filosunun tüm birimleri bu planı uygulamaya koymak için emir sinyali aldı.
    ne yazık ki bu sinyal ingiliz dinleme istasyonları tarafından dinlendi ve kesin detayları tam olarak anlaşılmadığı halde, high seas filosunun geniş çaplı bir hareketinin yakın olduğu anlaşıldı. jellicoe'ya bilgi verildi ve saat 10:30'a kadar alman keşif grubu bile jadebusen'den ayrılmadan önce bütün ingiliz büyük filosu denizdeydi. jellicoe'nun kuvveti ve beatty'nin filosu, almanların planlanan rotasından oldukça uzakta, skagerrak'ın girişine yakın bir yerde buluşacaklardı. hipper, grubunu 31 mayıs günü sabah saat 1'de denize indirdi; yaklaşık 45.000 subay ve er tarafından yönetilen 100 gemilik bir filoydu. o ana kadar tarihin gördüğü en büyük deniz savaşında ingilizler, 151 gemi ve yaklaşık 60.000 bahriyeli ile almanların karşılarında olacaktı.

    filoların savaşı
    31 mayıs günü öğleden sonra 1:30'a kadar rakip filolar birbirlerine yaklaşıyorlardı ancak her biri diğerinin varlığından habersizdi. high seas filosu, scheer'in planına katı bir şekilde bağlı kaldı ancak hipper'ın keşif grubu, beatty’nin kuzey denizi’ndeki filodan destek alıp almadığını bilmiyordu.

    ingilizler, almanları bulmak için başka bir meyvesiz keşif işleminin gerçekleştiğini ve yakında kendi üslerine döneceklerine inanmaya başlamıştı. aslında alman amiral gemisinin çağrı sinyali hala jadebusen'den duyuluyordu. bu sinyali high seas filosunun denize yelken açma sırasında kullandığının farkında olmayan jellicoe, düşman filosunun ana hattının hala alman sularında olduğuna inanıyordu. beatty’nin savaş kruvazörleri, 5’inci savaş filosu’na 5 mil hızla yönelerek doğu sınırına ve kısa süre sonra da jellicoe ile buluşma noktasında buluşmak için kuzeye dönüyordu. açık, sakin bir bahar günüydü. ve saat 14:15'de 5. filo ile helgoland arasında yayılan bir hafif kruvazör dumanı belirdi.

    öğleden sonra 2:00'den önce alman keşif grubunun batı kanadındaki hafif kruvazör elbing, küçük bir danimarkalı vapurun dumanını gördü. araştırma için iki torpido botu gönderildi. yaklaşık 10 dakika sonra galatea’daki ingiliz 1. hafif kruvazör filosu komutanlığından komutan alexander-sinclair de danimarkalı gemiyi gördü ve hafif kruvazör phaeton tarafından araştırmaya başlandı. 2:20'de, araştırma nedenleri unutuldu, her iki güç de ufukta düşmanı işaret ediyordu ve 2:28'de galatea, jutland savaşı'nın ilk atışlarını yaptı.

    bu araştırma almanlar için son derece büyük bir şanstı çünkü jellicoe’nin savaş filoları kuzeyden hala 105 mil uzaktaydı. hipper’in keşif grubu, jellicoe’nin emri altındaki büyük filoyu, high seas filosundan uzağa peşine takacak ve ingilizler yeni tuzağa çekilecektir.

    sinyallerinin hafif kruvazörlerinden alınmasından sonra, hem beatty hem de hipper silahlara sarıldı ve öğleden sonra saat 3:20'de, karşıt iki savaş kruvazörü hattı, pozisyon için manevra yapıyordu. 15:48'de hipper'in amiral gemisi lützow, derhal cevap ateşi açtı ancak sonraki 20 dakika boyunca ingiliz hattı şiddetli bir şekilde salvolara maruz kaldı. the lion, the princess royale ve the tiger defalarca vuruldu ve indefatigable, von der tann'dan yapılan iki salvo tarafından alabora oldu ve battı. nihayet 5. filo yavaşları arkada bırakıp hızlı savaş kruvazörleriyle ingiliz hattına katıldı ve ağır silahlarını hipper’in savaş kruvazörlerine ve alman torpido botlarına çevirdi. o esnada başka bir ingiliz savaş gemisi kruvazörü olan the queen mary, ana cephanelikten vurulmuş ve bir patlamayla havaya uçmuştu.

    bu çarpışma devam ederken, ingiliz kaptan w.e. goodenough’un 2. hafif kruvazörü squadron, beatty’nin ana gücünün güneyinde devriye geziyordu ve saat 16:40’da goodenough, high seas filosunun ana hattını gördüğünü bildirdi. beatty, düşmanı 5. filonun geri kalanına doğru çekmek için hemen kuzeye çekildi.

    jellicoe'ye göre, goodenough’un sinyali aydınlatıcı bir sürpriz olarak geldi fakat ne yazık ki yeterince ayrıntılı değildi. ana düşman gücü ne kadar uzaktaydı? jellicoe’nun savaş gemilerinin, atışlardan önce bir hatta konuşlandırılması gerekmekteydi yani hem yöntem hem de yayılma anı hayati öneme sahip konulardı ve komutan, düşmanın konumunu ve rotasını öğrenene kadar onlara net yer bilgisi veremedi.

    öğleden sonra 6:00'dan önce jellicoe, horace hood'un emri altındaki 3. savaş kruvazörü filosu tarafından takviye edilmiş beatty'nin savaş kruvazörlerini gördü. bununla birlikte, görüş alanı mesafesi hızla kötüye gidiyordu ve jellicoe aldığı acil sinyaline “düşman savaş filosu nerede?” diye cevap vermeden önce saat 18:14'dü. yirmi saniye sonra, kendi ana filosuna yayılmasını emretti. ingilizler, scheer'in geri çekilme hattını kesmek için bu yayılmayı gerçekleştirdi. savaşın en hayati kararıydı ve çok kısa bir süre içinde tamamlandı. son savaş gemisi hatta girdiğinde, büyük deniz filosunun sancak gemileri, büyük filo'nun ortasına doğru yönelmek için hafifçe toplandı. böylelikle jellicoe’nun tüm hattının büyük kısmı, sadece önde gelen gemilerinin ileri silahlarıyla atış yapan almanlara cevap verebilirdi. bu an jellicoe için bir zafer anı, scheer için eşsiz bir tehlikeydi.

    alman gemilerinin tuzağa düşürülmesine üç faktör katkıda bulundu: kaliteli ingiliz yapıları, ekiplerinin istikrarı ve ingiliz torpidolarının kalitesi. lützow, derfflinger ve savaş gemisi könig, hattı yönetti ve 10 ya da daha fazla savaş gemisinden geniş çapta ateş altına alındı ancak ana silahları zarar görmedi ve hepsi birden amiral gemisi invincible'a salvolarla yanıt verdi. gemi, salvolarla ikiye bölündü ve altı mürettebat hariç hepsini öldüren bir patlama ile battı. ancak bu başarı, yoğun bombardımanı hafifletmek için çok az şey yaptı ve high seas filosu hala büyük filonun ana hattının tuzağı konumundaydı. scheer, saat 18:36'da, tüm gemiler için 180°'lik bir dönüş emri verdi ve savaş gemileri ile kruvazörleri yoğun dumanlar eşliğinde geri çekilirken, en son scheer'ın sancak gemisi uzaklaştı. mucizevi bir şekilde bu manevrada ciddi hasar olmadı.

    jellicoe'ye göre, gerçekleşenin ne olduğu net değildi. görüş alanı kötüleşti ve duman denizlerin üzerinde genişlemişti. 18:45 itibarıyla almanlarla temas kesildi ve doğal olmayan bir sessizlik vücut buldu. ingiliz büyük filosu, high seas filosu ile alman limanları arasındaydı ve bu scheer'in en çok korktuğu durumdu. sonra saat 18:55'te, muhtemelen ana ingiliz hattının güneyinden geçeceği umuduyla 180°'lik yeni bir dönüş daha emretti, yanılmıştı. ve akşam saat 7:00'den birkaç dakika sonra, kendisinin eski konumundan daha kötü bir pozisyondaydı: savaş hattı sıkıştırılmıştı, önde gelen gemileri tekrar acımasız bombardıman altındaydı ve bir kez daha dönmesi gerektiği gün gibi ortadaydı. bu yüzden, saat 19:16'da, bir saptırmaya neden olmak ve zaman kazanmak için, savaş kruvazörlerine ve torpido botu filolarına, kendilerini ingilizlere karşı yoğun bir ateş altına alarak hareket ettirmelerini emretti.

    bu jutland muharebesi'nin kilit anlarındandı. alman savaş kruvazörlerinin ve torpido botlarının cesurca öne doğru atılmasıyla diğer taraftaki savaş gemileri de geri dönmeye çabaladı. jellicoe, büyük filo'ya almanların yaklaşmakta olan ileri taarruzuna cevap olarak bir talimat vermiş olsaydı, high seas filosunun kaderi kuvvetle muhtemel mühürlenecekti. torpido botlarının cesur hamlesiyle bir torpido saldırısı tehlikesi ile yüz yüze kaldığı için jellicoe geri dönüş emri verdi ve iki düşman zırhlı gemi hattı, 20 knottan daha fazla hızla dağıldı. tekrar karşılaşmadılar ve karanlık indiğinde jellicoe, scheer’in muhtemel kaçış rotalarını güney yönünde doğrudan jadebusen'e ya da güneydoğudan boynuz resifi’ne ve daha sonra da yuvaya dönüş olarak düşündü.

    jellicoe, scheer’in bir sonraki şafak için boynuz resifi çevresindeki alana gittiğini düşünerek o yöne zeplin keşifleri talep etti. ingiliz filosu da keşif ile beraber oldukça güneye inmişti ve çekilme emri verildi. scheer, güneş battıktan sonra tekrar döndü ve jellicoe’nin savaş filolarının diğer tarafına geçti. ingiliz hafif kruvazörlerin ve destroyerlerin arka tarafını, her iki tarafta da kayba yol açan bir dizi keskin çarpışmalar ile kararlı bir şekilde vurdu. scheer, boynuz resifi mayın bölgesinin güvenliğine 1 haziran günü sabah saat 3: 00'de ulaştı. jellicoe, high seas filosunu tekrar aramak için savaş gemilerini döndürdü ancak çok geç kalmıştı.

    sonuç ve sonrası
    ingilizler hem gemi olarak hem de asker olarak almanlardan daha fazla kayıp yaşadı: üç savaş kruvazörü, üç kruvazör ve sekiz destroyere karşılık bir gemi, bir savaş kruvazörü dört hafif kruvazör ve beş torpido botu almanlar tarafından kaybedildi. high seas filosunda 3.058 ve ingiliz filosunda 6.768 subay ve er öldürüldü veya yaralandı. ingiliz deniz tarihindeki en kanlı gündü ve alman basınında bu rakamların muzaffer şekilde yayınlanması, kraliyet donanmasının gücünde dünya çapında ciddi şekilde tersine bir izlenim yarattı. bu kayıplara rağmen, avrupa sularındaki güç dengesi temelde değişmemişti. ingilizler hala kuzey denizi'ne hakimdirler. almanlar, kraliyet ana filosuna karşı yeni bir saldırıda bulunma şansına sahip olmaları için rakiplerine yeteri kadar zarar veremediler.

    ancak scheer, 1916'da yeni bir saldırı kartını oyuna sürdü. scheer, jutland muharebesi'nden sonra 18 ağustos gecesi, bu sefer kesin zafer umuduyla tekrar high seas filosu ile denize açıldı. sunderland'i bombalamasının ardından büyük filo’yu u-botlar tarafından, belirlenen bir tuzağa düşüreceğini düşündü. büyük filoya güneye müdahale etmesi emredildi ve bir ingiliz denizaltı kuvveti, kuzey denizi'nin çeşitli limanlarından toplandı. her iki tarafta da ilk hasara neden olan denizaltılardı. alman tarafında, westfalen savaş gemisi, bir torpido hasarı ile hattan ayrılıp geri döndü; ingiliz tarafında, hafif kruvazör nottingham, 19 ağustos sabahı üç kez vurulduktan sonra farne adaları'nda battı. u-botların nottingham'ı batırması büyük filoyu, almanların tuzağına çekememesine istemeyerek katkıda bulundu. burası almanlar tarafından gizlice mayınlanmıştı. mayın bölgesinde olduğunu bilmeden, şanslı gününde olduğunu anlamadan jellicoe, nottingham'ın batışı ardından kuzeye döndü ve iki saat boyunca düşmandan uzaklaştı. harwich'in güneyindeki küçük bir ingiliz kuvvetinin büyük filonun ana gövdesi olduğunu düşünen high seas filosu, pozisyonunu değiştirip yönünü eve çevirdi ve oradan uzaklaştı.

    erich raeder ve karl donitz'in notları
    history of the great war
    the naval battles in the great war*
hesabın var mı? giriş yap