• eski açik radyo programcisi, zemberek nam kopya nesriyatin isim babasi..
  • bilgi'de aslen felsefe tarihi ve dahi etik mevzuunu isler felsefe hocasidir. bazen epistemoloji de anlatir, ayri..
  • burgazada'dan beyelerbeyi'ne tasinmistir. iki kopegi, bir kedisi, bir de super sevgilisi vardir... öyle guzel konusur ki hep konussun, hic susmasin istersiniz... sakallarini biraz kisalttiginda daha guzel gorunecegi kanisindayim...
  • bi de çok guzel çikolatalı puding yaparmış...
  • ne kadar iyi niyetli olursa olsun, anlattiklarini anlamadiginizi ya da dinlemediginizi anladigi vakit, o iyi niyetini koltugunun altına sikistirip size bir nah cekebilir. ceker.
  • dün itibariyle biraz kesat bi jenerasyon olan üçüncü sınıflara " artık lütfen bu dönem bari ben konuşurken marslıya bakar gibi bakmayın!!!" diye gayet acıyarak nasihat vermiş sevgi dolu felsefe kişisi.. aynı zamanda derya gibi adamdır, ailecek takip ediyoruz kendisini..
  • istanbul bilgi üniversitesi'nde insan ediminin sorunsallaştırılması ve kendiliğin ortaya çıkışı isimli dersi veren, her hafta derse pencereden giren, elinden düşürmediği starbucks bardağı ve coca cola'sıyla bünyemi bilinen ve bilinmeyen arasındaki gerilimin kucağına atmış, an itibariyle en sevdiğim repliği "oedipus boktan bir adamdır" olan platon'cu hocam. kierkegaard'a olan sitemini "böyle saçma şey olur mu?" diyerek ortaya koymuştur.
  • iyi hatiptir, thales'i türkçeye bahri olarak çevirmiştir, sokrates'i sophos ilan etmiştir, koridorda sigara içti diye uyarıldığında sıcak havalarda pencereden dışarı çıkar, soğuk havalarda yalnızca kolunu dışarı uzatır. dönemin ilk dersinde natural selection yapmak için mevzuya ağır girmeyi ilke edinmiştir. en az bir dersi muhakkak alınmalıdır. kapısında yunan alfabesiyle ethos anthropoi daimon yazar.
  • hiç susmadan saatlerce erken modernizm anlatabilecek insandır, ne yorulur ne şaşırır ve yavaşlar. hatip gibi başlar ve devam eder eder ve eder... ama gayet iyidir de ne sıkılırsınız ne uykunuz gelir. arada sonlara doğru beyniniz sulanır ve bişi anlamamaya başlarsınız; ama o sizin yetersizliğinizdir, o kadar da olsun.
  • dersini alırken dönem ortasında farketmiştim ki her dersin sonuna doğru kafamda hurt çalmaya başlıyor; parmaklarımla filan ritm tutuyorum, bir de repeat'te meret, sürekli bir "i hurt myself today.." tribi.

    "bizim zamanımızda lisede tragedyalar okutulurdu, şimdi nerdee" demişti de atlayamamıştım "hocam bikaç okulda hala okutuluyor ama:((" diye. bunların hepsi aristonun bok yemesi!

    aşırı özlemişim ama, keşke yine öğrencisi olsam da hurt'lerden hurt'lere koşsam.
hesabın var mı? giriş yap