• murat mahmutyazıcıoğlu'nun yazarlığını ve yönetmenliğini üstlendiği tiyatro bam oyunu. deniz karaoğlu'nu tek başına sahnede izleyeceğimiz oyunun müzikleri ah! kosmos imzalı.
  • şekersiz'den bu yana çok iyi oyunlar kaleme alan murat mahmutyazıcıoğlu kader can'da da müthiş bir iş çıkarmış. deniz karaoğlu da harika oynuyor. söylemek için erken olabilir ama 2019'da izleyeceğiniz en iyi oyunlardan biri. mutlaka izleyin. 13 ve 20 ocak'ta toy istanbul'da.
  • oyun kesinlikle kötü bir oyun değil fakat bir önceki oyun "sen istanbul'dan daha güzelsin" in dilinin çok daha kuvvetli olduğunu düşünüyorum. bir de gereğinden fazla uzun bir oyun tek kişilik bir performans için. fakat deniz karaoğlu nun izlediğim en iyi performansı. bu oyunculuk performansının izlenmesi için gidilmesi gereken oyunlardan.
  • bam'ın ikinci oyunu.

    oyun kader can karakterinin tek kişilik anlatısından oluşuyor. sahne tasarımı da buna uygun olarak, rap sanatçısı olmayı hayal eden kader can'ın performansını icra edebileceği bir platformu andıracak şekilde, oyunda tercih edilen oyunculuk için oldukça işlevli ve sade bir biçimde yapılmış. oyunda oyuncunun ardına gizlenebileceği hiçbir nesne, kendini ortaya koymaktan alıkoyabileceği hiçbir an yok.

    sadeliğin, yalnızca tiyatroya özgü yaratım sürecini oyuncu açısından kışkırttığı çok belli oluyor. oyuncu yanılmıyorsam on yedi tipleme ile kader can arasındaki ilişkileri bahsettiğim sadeliğin içerisinde icra ederek seyirciyi oyunun sonuna kadar sürükleyen harika bir atmosfer yaratıyor. performansla ilgili en güzel yanlardan biri de, oyuncunun karakterin büyüme sürecinde içinde bulunduğu durumun hissiyatını seyirciye güzelce aktarırken, karakterle ya da o durumla arasına koyduğu ufak bir mesafe sayesinde hem kendisi hem de seyirci için eğlenceli bir izlek sunabilmesi.

    eğlenceli izleğin ortaya çıkışı yalnızca oyuncunun marifeti değil elbet, yazan ve yönetenin oyuncu ile kurduğu başarılı ilişkinin bir sonucu. yazar, trajik olanı (ya da anlatının merkezini) hikaye boyunca kader can'ın diğer insanlarla kurduğu ilişkinin atmosferi içerisine öyle güzel yerleştirmiş ki, hem kendini trajik olanı belirgin hale getirmek için fazladan bir söz söyleme gerekliliğinden kurtarmış hem de oynayana yaratım süreci boyunca keyif alacağı bir alan yaratmış. sonuçta da ortaya her açıdan çok sade ve çok güçlü bir oyun çıkmış.
  • murat mahmutyazıcıoğlu'nun en yeni oyunu. metin genel anlamda beni doyursa da dramatik noktaların seyirciye tam yansıtılamadığı kanaatindeyim. komedisi yerinde ancak dram yönü sakil durmuş ya da yeterince derinleştirilememiş. sezon içinde izlediğim oyunlar arasında üst sıralara koysam da kendisini, yazarın en iyi eseri diyemem. sen istanbul'dan daha güzelsin çok daha olgun bir metindi. kader can ise sanki üzerinde pek düşünülmemiş, ortaya çıkan ilk taslak düzenlenip sahneye verilmiş gibi. yukarıda diğer yazar arkadaşların da dediği gibi süresinin fazla uzun olduğunu ve bu sebeple metnin dağıldığını düşünüyorum. öte yandan deniz karaoğlu'nun performası bu olumsuz yönleri göz ardı etmemi sağladı, kendisi muhteşemdi. ayakta alkışlanacak bir oyunculuk ama oturduğunuz yerde alkışlasanız da ayıp kaçmayacak bir metin.
  • basit ve sade,
    içimizden bir hikaye.
    popülerleşen rap ile
    bildik biri sahnede.
    oyuncu yeteneğiyle
    karakterler bizlerle
    diss atmak deyince
    yazın perde üstüne
    kader can şimdi askerdeee!
  • izleyenlerin pişman olmayacağı son zamanlarda izlediğim en iyi oyunlardan. hatta niye böyle kıvırıyorum ki bence son zamanlarda izlediğim en iyi oyun ve en iyi performans. * az da oyun izlemedim he. metninden, anlattıklarından en çok etkinendiğim oyun oldu.

    bir askerlik hikayesi diye kısaca anlatılabilir oyun ama bu askerlik hikayesi üzerinden türkiye’yi okuyabilirsiniz kanımca.
    deniz karaoğlu’nun tek kişilik muazzam performansında öfkeli, asi ama her haliyle bizden biri olan bir mahalle delikanlısını görüyoruz: kader can.

    kader can'ın kızsa da kendisinden ayrı düşünemediği bir annesi, gönlünü askıya almak zorunda kalmasaydı birlikte olacağı bir sevgilisi ve ulaşmasının hiçbir zaman zor olduğunu düşünmediği bir hayali var.

    hepsini o anlatıyor, biz dinliyoruz.

    "feysime de şöyle yazdım, ‘’can uzakta, can sınırda, can şimdi, acımasız topraklarda.’’"
  • bugün dasdas'da izleme fırsatı bulduğum oyun.
    tek kişilik oyun ama asla tek kişilik bi oyun izlemiş gibi ayrılmadım salondan. deniz karaoğlu insanüstü bi performans sergiliyor oyun boyunca ki oyunu 3.kez izleyen arkadaşım diğer performanslarına göre biraz zayıf olduğunu bile söyledi.
    metine gelecek olursam, iç görüler çok başarılı. yaratılan karakterler çok tanıdık. ancak deniz karaoğlu'nun canlandırdığı her karakteri farklı bir oyuncu canlandırsaydı oyundan aynı derece etkilenir miydim diye düşündüğümde cevap hayır oluyor. metnin biraz zayıf kaldığını söyleyebilirim.
  • rap müzik yapmak isteyen kader can'ın hikayesinin anlatıldığı bam tiyatro oyunu. tanıtımdan ve yorumlardan kaynaklı çok hevesle gittim ancak beklediğimin altındaydı oyun. metin biraz zayıf kalmış, kader can'ın askerlik anıları fazla uzatılmış bence. oyun süresince daha vurucu bir şey bekledim, kader can'ın asıl anlatılmak istenen kaybı metnin içinde boğulmuş gitmiş sanki. deniz karaoğlu onca karakteri bir buçuk saat boyunca mükemmel bir performans ile sergiledi. sadece oyuncu için bile izlenir.
  • pandemi sonrası gittiğim ilk oyun. kadıköy boga sahnesinde, full seyirciye oynandı. (bkz: deniz karaoğlu) performansı ile beni büyüledi. tek başına oynadığı çoklu karakterlerle birden fazla kişiyi izliyormuşuz hissini çok iyi verdi. metinde babasızlık vurgusu ve sondaki sivil hayata dönüş sürecini biraz daha işleyebilirlerdi diye düşünüyorum.
hesabın var mı? giriş yap