• bir pikabın bile olmamasına rağmen plaklara bakarsın. garip bi zevk verir o plakları kurcalamak, aralarında eskilerden bişiler bulmak, fiyatını falan sorarsın, sonra aklına gelir evde pikap olmadığı neyse sonra alırım dersin....
  • yalnızlıktan,yalnızlıktan ve yine yalnızlıktan dolayı yapılan, tüm insanlardan soyutlanmana sebep olan aktivite.
  • insanı bi yandan sıkıntıya hüzüne bogan diger yandan da acaip sekilde mutlu eden olay, her sokakta ayrı bir anıyla karsılasmak..
  • vapurdan iskeleye adim atar atmaz kiyida balik ekmek satanlarin teknelerinden yayilan muhte$em kokuyu tok olunsa da taa derinlere ¢ekmek, sahilden yuruyup moda kiyilarina varmak. kiyi boyunca sadece onune bakarak yurumek, yurumek, yurumek. birine ¢arpinca "pardon" deyip yurumeye devam etmek. arka taraftan moda'ya ¢ikip guzel bir manti yemek, ardindan da ali usta'ya ugrayip dondurmanin tadina varmak. yine yukari yollanip bahariyeden sinemalarin oraya inmek. akabinde ve detayinda,bugunku ve gelecek programlarin afi$lerine aval aval bakip "vaay bea, gavur yapiyo abi!" diye du$unup yine a$agiya dogru yol almak. altiyolda kar$idan kar$iya ge¢erken kirmizi yandigi halde bastirip ge¢en taksiciye kalayi basmak. sonra minibuslerin bulundugu ¢ayirba$ina tipi$ tipi$ inilirken akla gelen yazicioglu i$hani'na ugrayip; "ulen bi bakiim benim oyun gelmi$ mi, platinyum ses kartinda damping olayina girmi$ler mi?" diye du$unulup i$haninin katlari arasinda mekik dokumak. daha sonra minibus duragina gidilip kuyrugu gorunce "hay ebenin!" $eklinde bir hayiflanma ibaresi belirirken, kuyrugun hemen son bolumundeki ta$ hatun farkedilip yumu$amak. gelen yirmiikinci minibuse binmek.*
  • istiklal caddesinde amacsizca tek basina dolanmaktan sadece mekansal olarak farklı olan eylem.
  • "amacsızca" kısmına pek de katılamayacagımı düsünmeye basladıgım eylem çünkü eger kadıköy sokaklarındaysanız elbet birseyler ögrenirizsiniz (bunun en bilineni b.n.rp- hayat ve kadınlardır..2.bölüm degistirilmeye acık olsa gerek...dahası tek basınaysanız aklınızda bir sürü sey vardır...en azından onları cözebilmek için en tanıdık, en rahatlatıcı yer, "ev"dir...yani yine bir amacla gelmissinizdir o sokaklara)
  • kişi eğer gençliğinin ilk dönemecinde ise - takriben 14-15 yaş civarı- kesinlikle bir kişilik meşruiyeti sağlamak adına akmara gidecektir.giriş okul tarafındaki alt kapıdan , çıkışta gençlik kitabevinin yanındaki merdivenli kapıdan olmak üzere çift yönlüdür.bu sırada bütün müzikçilere ve kitapçılara , kişideki özgüven oranına göre ziyaretler yapılır.özellikle sert müzikçi abilere , "bende bu işe başlayan yeni bir kardeşinizim" bakışlarıyla yaklaşılır.yaşına göre birkaç grup sorulur , bir iki tamaro kitabıyla , martı mutlaka sorulur.linkin park tişörtü var mı diye göz ucuyla atlantisin on yıllık tezgahlarında ufak bir göz araştırması yapılır.bunlar yaş itibariyle olması gereken hadiselerdir , normal karşılanmalıdır.

    tamam , bunlar normal karşılanmalıdır da koskoca kazık kadar olmuş bazı kart horozların da- misal ben - bir geleneği devam ettirme adına gezinin ilk bölümünü akmara ayırışının sebepleri ne olabilir? pek tabiki artık tişörtler , tamaro'lar geride kalmıştır ama bu pasaj turunu gerçekleştirmek , hem de hiçbir dükkan önünde duraksamadan hızlı hızlı geçerek bu akmar etabını tamamlamak olsa olsa bir töredir , ananedir.

    ikinci durak burada da bahsedilmiş gerçi ama balık pazarı ile mühürdar arasında kalan karşılıklı iki kitapçıdır.burada bol k'lı -k3,k4,k5,k6,k7,vs...-kitapçı , ikinci el kitapları her ne kadar kazık bir fiyattan satsa da o mekanın büyüsü sizi orada tutmaya yetecektir.hele ki o dergi tasniflenmesi , o düzen k'ların egemenliğini size hissettirir.ikinci kitapçı , yani tma karşısındaki aslında bir kitapçıdan çok bir tartışma mekanıdır.dükkanın sahibi sevgili abimiz sağolsun çok konuşkan biridir ve adeta sizi "seviyeli bir muhabbete" çağırır , dükkana ilk adımınızı atmanızla..

    üçüncü durak , birkaç sene öncesi için konuşuyorum.ismini şimdi hatırlayamadığım bir pideciydi- alkım gibi birşeydi galiba , zekiye hanım daha iyi bilir- dünyanın en güzel peynirli pidesini yaparlardı.yine mühürdarı kesen ve yukarı açılan bir sokağın girişinde , sağ taraftaydı.dükkan göt kadardı belki ama pideler bir harikaydı.

    dördüncü durak tercihe göre ya moda sahili ya da mephisto'dur.-eski mephisto tabi- bir de mendirek vardı dört beş sene önce , mendireğin içinden gitar sesleri gelirdi aralıksız , gaipten sesler olarak bakmazdım amaben bu seslere , her daim şen , her daim çakıtkeyfti , çakırkeyftik..

    son durak , bostancı dolmuş kuyruğudur ki , bunu karıncayıbileincitmektenkorkanses ortaçgil pek güzel okumuştur kasedine."sen başka ben başka , tepemiz atmış ve susmuşuzdur.belki aynı pidecide farklı farklı pideleri yiyip , kusmuşuzdur" diyerekten..

    geçmiş zaman , şimdiki zaman...
  • gezinin bir bolumunde yazicioglu'nun onunden gecerken en asagi 35 defa "cd lazim mi abi?" cumlesi duyulur, buna karsilik en iyi cevaplardan biri "yok, sagol, hayatimin cd'sini buldum ben, mutluyuz beraber" olabilir. sonrasinda yol 3'e ayrilacaktir : kitap seven veya cd siparisi vermek isteyen kisi ykb nin sagindan girip akmar'a dogru gidecek, "bir kac insan goreyim, magazalara bakayim" diyen kisi bahariye yokusuna gidecek, "cay iceyim, simit yiyeyim, denize bakip ic gecireyim" diyen kisi yolun karsisina gidip sahile dogru gidecektir..

    alisveris vs'den sonra hala eve gitmek istemeyen kisi muhtemelen sinemaya gitmeye karar verip sinemalari gezmeye baslayacaktir..

    her durumda guzel olan bir kapanis kadife sokak'taki yerlerden birinde birseyler yiyip, icmek olur. sonrasinda yeni umitlerle evin yolu tutulur..
  • (bkz: ah ulan ah)
  • hangi ruh halinde olunursa olunsun, bihassa haftaici, gunun isikli halden karanlik hale gecisi esnasinda yapilirsa kisiye tarifsiz bir gevseme ve yepyeni duygusal ve dusunsel acilimlar kazandiran bir kendi kendine kalis eylemi. eylemin etkisinin tam olabilmesi ev kapisindan girene degin yalniz olusun korunmasini gerektirmektedir.
hesabın var mı? giriş yap