• basligi acan arkadasa tesekkur ediyorum oncelikle.
    bu konuda saatlerce konusabilirim.

    boyle bir durum kesinlikle var ve fakat dikkat cekmek istedigim sey, yazar arkadasim sanki durumun varligindan emin degil gibi, yeni yeni farkediyor gibi.
    avrupaya nazaran toplum olarak kadinlarin calismasina ve yukselmesine daha acigiz desem beni dover misiniz?

    bizim burda katilip katilmadigimizi tartisabildigimiz sey, avrupa'da fix gercek. tartismaya bile gerek yok. kadin olarak dezavantajlisin, bitti.
    bu konuyu guya 'address' etmek icin pozitif ayrimcilik uyguluyorlar.
    size benim de icinde bulundugum bir pozitif ayrimcilik calismasini anlatayim.

    yer bir universite. akademik odenek basvurusunda sirin gorunmek icin, odenegin bir kismini pozitif ayrimciliga ayiracagimizi ballandira ballandira anlatiyoruz.
    kadinlari nasil kayiracagimizi (!)
    ben o ara hamile kaldim.
    super sahane bir akademisyendim. hamileligimi patronuma bildirdigimin akabinde, onca gundur beni elinde tutmak icin kirk takla atan, kimselere kaptirmam, yillarca bizimle calisacak mesajini her firsatta veren adam bana 'performansin dusuk..ehe keke..kontrat yenileyecegimizden emin degilim' dedi.
    hamileligimin 7. ayindan itibaren beni surekli saga sola gondermeye basladi, doktorum birgun 'bu kadar yolculuk yapman tehlikeli, sana mobbing yapildigini dusunuyorum. resmi olarak rapor yazicam sana, yolculuk kesinlikle yasak' dedi.
    yolculuk yasak dendi degil mi?
    patron beni 9 aylik hamile iken arizona'nin colune gondermeye kalkti. (gitmedim.)

    cocugum dogdu.
    alti aylik bebegim icin gece gunduz birakabilecegim bir cocuk oteli aramaya basladi.
    ona gore kadin calisani desteklemek boyle birseydi, cocugunu atabilecegi bir yer bulup finanse etmek.
    parasini odedikleri kreslere baski yapmaya basladi.
    daha uzun sure ve geceleri de acik kalmalari icin.

    ardinda bir dogum sureci olmasa kendileri de burada olmayacak erkekler, kadina ve dogurmaya daha fazla saygi gostermek zorundalar. ama onlar olmeyi, oldurmeyi yuceltmekle, savasmayi, kavgayi yuceltmekle mesguller. is dunyasini kendilerine gore kurmuslar. dolayisiyla cok haklisin arkadasim. kendilerini doguranlara tahammulleri yok.
  • katıldığım önerme. 30+ bir kadın olarak uzun bir işsizlik döneminin ardından yaptığım tüm iş görüşmelerinde bekar olmama rağmen çocuk konusu mutlaka soruldu. artık 30 kusur yaşına gelmiş evleneyim çocuk doğurayım der hem doğum izni alır bir de üstüne tazminatını alır gider diye düşünüyorlar. sadece bu da değil. mevcutta çalışmaya başladığım işteki ilk görüşmemde kadın olmamım yurtdışı seyahate engel olmadığını ik müdürüne uzun uzun anlatmak zorunda kaldım.
    evet güzel bir kadinsaniz kesinlikle satış pazarlama işlerinde daha avantajlisiniz ama birçok işveren karşına gelen aynı yaşlarda çocuğu olan yakın özgeçmişlere sahip bir kadın bir erkek adaydan büyük ihtimalle erkek adayı tercih eder. çocuk sahibi olmak hatta erkek adaylar için tercih edilme sebebi bile olabiliyor çoluğu çocuğu var iş lazımdır diye düşünerek.
  • bana göre yanlış önerme. hatta askerlik sorunu olmadığı için avantajı olduğu bile söylenebilir.
  • iş ve pozisyona göre değişen olgudur. bankacılık, hukuk, tıp gibi alanlarda kadınlar kesinlikle daha çok tercih ediliyor. ya da sıcak satış yapacakları yerler ile pazarlama, halkla ilişkiler gibi durumlarda.
  • icra edilen mesleğe ve işkoluna göre durum değişir. hizmet sektörlerinde insan daha çok yıpranıyor. kadınlara göre daha çok iş oluyor hizmet sektöründe aslında ama onlar için getirdiği dezavantajları da cabası. erken yaşlandırıyor kadınları burası bir gerçek. bankacılıkta, müşteri ilişkileri türü hizmetlerde bu daha belirgin. bu tür iş kollarında kadınların daha şansı var ilerleme yönünde ama bir o kadar da yıpratıcı.
  • eurostat'a göre 2016 yılında kadın istihdamında ab ortalaması %65,3 iken, türkiye'de oran, ab ortalamasının neredeyse yarısı kadar; %33,2 seviyesindeydi. ab genelinde kadın istihdamının en düşük olduğu ülke %46,8 ile yunanistan oldu. bu oranlar türkiye'de kadınlar aleyhine iş hayatında eşitsizliğin devam ettiğini ortaya koyuyor. ayrıca ab ülkeleri ile mukayese edildiğinde türkiye oransal olarak kadın istihdamını en çok arttıran ülke değil. 2006-16 yılları arasında, türkiye'de kadın istihdam oranı %24'den %33,2'ye 9,2 puanlık bir artış gerçekleştirilirken; malta, macaristan ve polonya gibi ab'nin görece yeni üyelerindeki ortalama artış oranı %11,9 olmuş.

    kaynak: kadın istihdamında artışta zirvede miyiz?
  • iş yeri sahibi kadın olmak başlarda avantajlı gibi gelse de ilerleyen zamanlarda zorluklarıyla birebir karşılaşma kaçınılmaz oluyor. özellikle dürüst çalışan birde evli değilseniz çevresel olarakta tıkanıp kalmışlık hissi doğuyor. giremediğiniz devlet kurumları alamadığınız ihaleler daima bir yerlerden birileri vasıtası ile iş yapabilme çabası gibi gibi...
hesabın var mı? giriş yap