• ben islam'a inanıyorum kardeşim, imam gazali dinine mensup değilim ve doğruluğu kesin olmayan hadislerle kendime değer biçmem. bir sorum varsa açar okurum kur-an'ı, ne anlatmak isteniyor anlayacak kabiliyetim çok şükür var. neden müslümanların imam gazali'ye taptığını düşünüp böyle kaynaklar gösterdiğinizi anlayamadım gerçekten.

    başlıktaki kadınlar ayrıntısına gelince, inancın, hırsın, öfkenin, arzunun, şehvetin, nefretin, sevginin, aşkın kadın erkekle ilgisi yoktur. git hindistana, dinlerine kadınlardan daha bağlı erkek toplulukları görebilirsin. kore, çin gibi ülkelerde kafasını kazıyıp tapınaklarda kalan erkek grupları da inançları peşinden gidiyor. kendi ülkene bak, ben sadece kendi kulağımla duyduğum bir örnek vereyim mi? düğündeyiz, çocukların uyutulduğu odada kadının biri, kocasının, şeyhine nasıl taptığından bahsediyordu. "abla, bir görsen, adam hiç sorgulamıyor, yahu neden bile demiyor. canını istese onu da verecek. o kadar ki aklını kaçıracak." dediğini duydum ben bu kulaklarla. ama sonrasında dedim mi "erkekler de çok bağnaz?" diye, demedim. çünkü bu durumun kadını erkeği yok! din saçma geliyorsa inanmayın, dünyadaki binlerce din ve inanış varken ve insanlar kadın erkek ayırt etmeksizin bu dinlere bağlanıyorken size dinler şöyledir böyledir nutuğu çekmekle uğraşamam. ama artık bulduğunuz her fırsatta insanları ve özellikle de kadınları genellemekten, onlar hakkında bazı kendini bilmezlerin yaptığı yorumları kullanarak küçük düşürücü şeyler söylemekten vazgeçin! isteyen inansın isteyen inanmasın, inanan çok sevsin dinini, inanmayan da uzak dursun dinden. bunların sebebi kadın olmakta değil, insan olmakta.
  • üzücü bir gerçek. daha önce internette bununla ilgili bir şeyler okuduğumu hatırlıyorum. dünyanın büyük bölümünde, pek çok parametreye göre kadınlar erkeklerden daha dindar.

    genel olarak kadınlar abidik gubidik şeylere inanmaya daha meyyaldir. astroloji de bunlardan biri. burç muhabbeti yapan erkek daha azdır. konu din olunca maalesef işin içine özsaygı yoksunluğu giriyor. bu gerçeğe acı dememin sebebi bu. kadınların, kendilerine mirastan yarım hak, yarım şahitlik, erkeklere poligami opsiyonu verirken kendisini monogami mecburiyeti veren bir dine inanmakta sorun görmüyor ve rahatsızlık duymuyor olmasına alışamıyorum. biz orta doğu tanrısının üvey evlatlarıyız. ateist kadın sayısı erkeklerin en az iki katı olmalıydı. bu konudaki tüm eleştiriler ne yazık ki haklıdır.

    ancak insan olarak yaptığımız her şeyin, huyumuzun suyumuzun bir anatomik, bir kimyasal, bir antropolojik sebebi var. anlamak lazım. dine inanmak beynin yapısıyla alakalı bir şey. corpus callosum denilen beynin en vitaminli yeri, kadınlar ve erkekler arasında farklılık gösterir ve bu kısım dini inançları da yönetir. beynin iki lobu arasında bağlantı kuran bu bağın yapısı, insanı mistik şeylere yatkın ya da ilgisiz yapar. kişiden kişiye değişebilir, cinsiyetler arası da değişebilir. bir nörobilimci gelip daha detaylı anlatır umarım ancak özeti bu.

    kadınların dine bağlılığının bir sebebi bu olabilir. bir diğer sebep kadınların daha uyumlu olması olabilir. çok çok küçük bir azınlık hariç hiçbirimiz dinsiz aileler tarafından yetiştirilmediğimize göre dini reddetmek bir isyankâr ruh işidir. kadınlarda bu isyankâr ruh daha nadir bulunur. daha önce sözlükte de konuşulmuştu; kadınlar, erkeklere oranla daha mutluymuş. bu uyumlu olmakla alakalı. kadınlar tarih boyunca sosyal olarak daha zor şartlarda yaşadıkları için aşağılanmaya, örselenmeye, ikinci plana atılmaya daha kolay uyum sağlayabiliyorlar. çünkü fiziksel güçsüzlük bunu kabul etmeye mecbur etmiş, asilik kadınlarda gelişmemiş. başkaldıran toplumda kendine yer bulamamış ve dolayısıyla elenmiş.

    zaten dinlerin en büyük korkularından biri uyumsuz kadınlardır. zart diye lanet ediverirler, sorgusuz sualsiz itaat beklerler. ninelerinizin erdem saydıkları çilekeşliği boşuna değil. geçer akçe kan kusup kızılcık şerbeti içmektir. tabii ninelerin bu tuzağa uyanacak kolektif bilgiye ulaşma şansı yoktu. ancak bizim var. artık bunların farkındayız di mi hanım kardeşlerim? bu zırvalıklara inanmayıp s..tiri çekiyoruz. hadi bakalım.
  • hep düşündüğüm bir tespittir şöyle ki genelleme yapmak istemesem de kadınlara her zaman bir illüzyon , bir hayal gücü ögesi , tutuncakları bir inanç mekanizması , bağlanmaları gereken bir umut gerekli.

    ama şimdi düşünüyorum da erkeğini de kadınını da çağlar boyunca o varolma sancısını , ölüm sonrası hiç olmayı doğaüstü şeyleri kabul ettirerek dizginlemişler.

    edit:en basit örneği zaten makyaj değil mi? öyle değilsin ama kendine ve çevrene öyle olduğunu inandırma :)
  • kadınların daha garantici bir yapıda olduklarından dolayı bir dine inandıklarını düşünüyorum. bir arkadaşım din üzerine yaptığımız tartışmada din mantığına ve vicdanına uymadığı halde inanıyorum inanınca ne kaybedicem ki demişti. yani kalben mantıken inanmıyor ama sırf ya varsa inanayım da zararlı çıkmayayım kafasında. vatandaşımızda bulunan tipik çıkarcı ve ikiyüzlü yaklaşım işte.
  • insanlar kadar kibirli varlık yok. yaratılan yaratanın koyduğu kuralları beğenmiyor. sen bilemezsin ben bilirim diyor.

    iş yerinizdeki patronunıza bile bu kadar diklenemezsiniz.
  • pastafaryanizmi severim valla, sayılır mı?
  • öncelikle başlık kadınların daha dindar olması şeklinde açılsaydı daha iyi olurdu.

    din eğitiminin doğumdan itibaren başladığı dindar bir ailede ve çevrede büyüdüm. dolayısıyla çevremde de binlerce dindar insanın davranışlarına tanık oldum. dikkatimi en çok çeken şeylerden biriydi bu. erkekler, görüyorum ve artırıyorum hatta imamlar, dini vecibelerin biçimleriyle ilgili çeşitli espiriler üretirken kadınlarda buna hiç rastlamadım. erkekler çoğunlukla din konusunda genelde daha ciddiyetsiz bir tavır takınırlardı. ama neredeyse istisnasız tüm kadınlar üst düzey bir ciddiyetle yaklaşırdı tüm dini ve geleneksel konulara.

    bu durumun muhafazakar çevreler ile sınırlı olmadığına tam bir kültür çatışmasının içerisine girdiğim günlerde ve sonrasında kani oldum. kadınlar gelenekselciliğin korucusu, muhafızı tandansında hareket ediyorlardı burada da. gelenekselcilik ve dindarlık arasında bir bağlantı kurmak da zor değildir. karşılaştığım dinsiz erkeklerin kız arkadaşlarının neredeyse tamamı bu konuda ya çekingendi ve muallaktalardı ya da yine de allah bir modundalardı. toplum dönüşümü devam ediyordu belki, bilemiyorum.

    o zamanlar bu konuyu erkeklerin risk almaya daha yatkın olmasına, ve toplumsal olarak daha özgür bırakılarak koruyucu kültürün kapsamından çıkabilme olanaklarına bağlamıştım, ancak daha başka durumları da görünce bu sav yetersiz kaldı. kadınların spirütial şeylere, astroloji gibi şeylere olan yoğun ilgisine tanık olunca bunun sığınma, bağlanma, güvende olma güdüsüyle bir alakası olabileceği düşüncesi ortaya çıktı.

    her neyse, sonuç olarak sebebini bilmiyorum, anlamaya çalıştığım dönemler oldu, ancak şu an ilgilenmiyorum. kadın da olsa erkek de olsa sonuçta herkes riyakardır.

    not: bu konuyu linçlerden linç beğenmemek adına daha önceden yazmamıştım, denk geldi.
  • din ve inancın cinsiyetle ne alakası vardır?
  • ekşi sözlüğün en gereksiz başlıklar kulübüne adımını atmış olan başlık:

    - anlamsız saçma sapan genellemeler
    - fırsat buldukça dine saldırmanın verdiği dayanılmaz hafiflik
    - temelsiz bir konuya kat çıkmaya çalışan bir takım sözde toplum mühendisleri
  • (bkz: btw yazarak ingilizce bildiğini ifade eden sığır)
    bunun temel nedeni kadınların bireyselliklerinin daha düşük olmasıdır. böylece cemiyetlere daha çok ilgi gösterirler. ve bu yüzden kendilerinde güç bulamayıp gerçek dışı masallara kanarlar.
hesabın var mı? giriş yap