• ne kadar inanmasanız da fikirlerinizin uyuşmasıdır.
    nişanlımla tanıştığımızda 29 yaşında üniversite son sınıfta bir adamdım ve o beni mezun biliyordu. daha sonra gerçekleri anlattım, parasız pulsuz onun evinde 6 ay geçirdim ama o benden vazgeçmedi. yani o kriterleri çok da şey yapmayın bence.
  • evlilik uzun bir maraton.

    bu maratona girebilecek g.te sahip olması şeklinde özetlenebilir.

    akla ilk gelen ise sadakattir.
  • sürünün lideriyle savaşmış olması gerek. yarım saatlik kavganın sonunda kazanan dişiyi alıp ailesini kurabilir. kaybeden canlının ise bu topraklardan gitme vaktidir.
  • eş adayının 2 bira içmesi ve 2 bira içtikten sonra sızmaması bu kriterlerden birini ifade eder.
  • günümüz kadınları için en önemli kriterler;
    kabarık bir cüzdan
    ve istediği gibi yönetebilecek kadar beyinsiz olması

    ne yazık ki durum bu kadar kötü :((
  • -her istediğini yaptıracağı tasması ile gezdirebileceği bir erkek arar.
    -aptalca fotoğrafları ile sosyal medyada kız arkadaşlarına hava atabileceği birisi olmalıdır.
    -ona asla hayır dememelidir.
    -ona karışır ama kendisine karışılmasını istemez.
    -daima ilgili olması istenir.
    -arabası olmalı araba önemli onu gezdirmeli.

    daha bir ton kriter sayardım kendimi yormak istemiyorum.
  • başlık en önemli kriter demiş. kadınların eş seçimimde en önemli kriterinin erkeğin sosyal, kültürel ve eğitim olarak benzer veya daha üst bir düzeyde olması olduğunu düşünüyorum. ekonomik olarak daha az geliri olması çok sorun olmayabilir ama dünya iyisi bir erkek olsa düşünce ve kültür olarak kadına uzaksa eş adayı olarak görülmeyecektir. bu yaklaşımın sağlam bir aile yapısı için doğru olduğunu düşünüyorum.
  • bir erkek olarak şunu demek isterim...kadınların haklı olarak sıraladıkları ve olmazsa olmaz dedikleri bütün iyi özelliklere tabiki hak veriyorum ama bütün bu özellikleri taşıyan bir erkeğin parası yoksa çoğu zaman herşey bitiyor...
  • bir önceki entrymde erkeklerin eş seçimindeki en önemli kriterlerden birini yazmıştım. sıra kadınların eş seçimindeki kriterlere geldi.

    toplanın, gitmiyoruz.

    her ne kadar kabul etmekte zorlansak da milyonlarca yıllık evrimsel bir sürecin ürünüyüz. gerçek bu olduğuna göre, yüzbinlerce yıldır önce ormanda, sonra savanda sonra mağarada ve en son rezidanslarda yaşamaya başlamış biz insanlar, rezidansa gelene kadar geçen bu görece uzun sürecin izlerini taşıyor olmalıyız. bu izler beğenilerimizden korkularımıza, telaşlarımızdan heyecanlarımıza kadar birçok konuda kendini gösteriyor olmalı.

    ultra lüks rezidans tarihi, ağaç dallarında ve savanada geçirdiğimiz tarihin yanında yok hükmündedir. ancak biz sanki hiç leğende yıkanmamış gibi mocha içen insanlarız. adapte olma yeteneğimiz diğer tüm hayvanların çok ilerisinde. sanıyoruz ki hep bu şartlarda bir yaşam sürdük. oysa telefon bile 20, internet 35, elektrik de sadece 70-80 yıldır var.*

    o yüzden bu başlık altında yazılan entrylerin buzul çağı adet/düşünce ve seçimlerimizle çok az alakası var.

    gelin size bilimsel çalışmaların gösterdiği asıl kriterlerden bahsedeyim. öyle ki bu kriterler farklı dinlere mensup —hristiyan ve müslüman— kadınlarda bile aynı. çünkü bunlar tüm dinlerden yüz binlerce yıl önce ortaya çıkmış kriterler ve hala varlıklarını sürdürüyorlar.

    öncelikle kadınların uzun dönem eş seçim kriterlerine bakalım. aklımıza ilk gelmesi gelen kriter erkeğin kaynak sağlayıcı olup olmamasıdır. bu o kadar önemli bir kriter ki hala açıktan bunu sorgulamaya devam ediyoruz: oğlunuz ne iş yapar

    peki nedir bu kaynak sağlayıcılık? el-cevap: sosyal statü, yaş, çalışkanlık, iyi finansal durum.

    neden kadınlar bu kriterlere göre eş seçsin ki?

    gözünüzü kapatın ve bundan 200 bin yıl öncesine gidelim. bu yeni yaşam alanımızda kadınların fiziksel doğaları nedeniyle hem kendi hem de yavrularının bazı hayati gereksinimlerini yeterince gideremediklerini görürsünüz. çok sığ bir yorum mu oldu? bana biraz daha şans tanıyın.

    özellikle küçük çocukların korunması ve onlara güvenli şekilde büyüyecekleri bir ortam ve besin sağlanması konularında kadınların tek başlarına bu sorunların üstesinden gelmekte zorlandıklarını görürsünüz.

    a. hurtado ve k. hill'in venezuela'nın güneybatısındaki hiwi kabilesi ve paraguay'daki kuzeyli ache kabilesinde yaptıkları 10 yıllık araştırmada, boşanmalarda veya baba ölümlerinde özellikle 0-5 yaş aralığındaki çocukların ölüm oranlarının 2.6 kat arttığı belirlenmiş. 10 yaşından sonraki baba ölümleri veya boşanmalarda çocukların ölüm oranlarında önemli bir değişiklik görülmemiş.

    elizabeth g. pillsworth ve martie g. haselton'un 2006 yılında yaptıkları çalışmada, kadınların kaynaklara erişimi fazla olan ve bu kaynakları kendilerine ve çocuklarına aktarmaya niyetli olan erkekleri tercih ettikleri sonucuna varılmış. kadınların bu tutumuna uygun olarak erkekler de, uzun süreli bir eş ararlarken kaynak potansiyelini sergileme taktiğinin en etkili taktik olduğunu düşünmektelermiş.

    bundan şu sonucu da çıkarabiliriz: ilişkiye yatırım yapmanın yani zaman, enerji ve emek vermenin tıpkı kadınların kiminle seks yapacağına karar vermesi gibi erkeklerin de kime ilişki yatırımı yapacağının önemli olduğunu gösteriyor. pek ala şunu da söyleyebiliriz: kadınlar kiminle seks yapacağını seçerken, erkekler kiminle uzun ilişkiye devam edip etmeyeceğini seçer.

    ayrıca feministler her ne kadar aksini iddia etse de ataerkil diyerek kötüledikleri toplum kadınlara da hizmet eder. konumuzla ilgili olan örnek ise nafaka . nafaka dediğimiz şeyin ta roma imparatorluğu'ndan beridir uygulanan ve erkeklerin elindeki kaynağı kadının erişimine kapatmasının önüne geçilmesini engellemeye yönelik olduğunu biliyoruz.

    öhüm, konuya dönelim.

    kaynağa erişim konusunda rol oynayan başka kriterler de var: sosyal statü ve yaş. sosyal hiyerarşinin önemli olduğu toplumlarda yüksek sosyal statü birçok kolaylık sağlar. david m. buss ve david schmitt'in meşhur çalışmasında amerika'da kadınların eş ararken eşleşmelerde eğitim düzeyine ve mesleki dereceye büyük önem verdiklerini kaydetmişler. yine başka bir çalışmada müslüman kadınların erkeklerde en çok aradığı özellikler içinde dini inancın birinci, sosyal becerilerin ikinci, eğitim düzeyininse üçüncü sırayı aldığı gözlenmiş.

    buradaki önemli nokta, araştırma örnekleminin müslüman kadınlardan oluşmasıdır. çünkü eş seçimi konusundaki çalışmalar daha çok batılı ve hristiyan örneklemlere dayanmaktadır. müslüman kadınların da eş seçiminde, erkeklerde sosyal statünün, dolayısıyla ekonomik refahın güçlü belirleyicilerinden olan sosyal beceri ve yüksek eğitim düzeyi özelliklerini araması, kadınların eş tercihlerinin dini ve ahlaki değerlerden bağımsız olduğunu göstermektedir.

    sosyal statünün önemli bir kriter olduğuna yönelik başka araştırmalar da mevcut. örneğin şu çalışmada 20 yaşındaki kadınların evlenecekleri erkeklerin kendilerinden ortalama 2-3 yaş büyük olmasını istediklerini belirtmişler. çünkü genç bir erkek, çoğunlukla gerek sosyal statü, gerekse ekonomik açıdan henüz arzulanır vaziyette değildir, dolayısıyla kadınlar kendilerinden yaş bakımından daha büyük erkekleri tercih etmektedirler.

    bir erkek olarak her ne kadar bol ekonomik kaynaklara, yüksek sosyal statüye sahip olsanız da, kadınlar sizin bu durumunuzu gelecekte de devam ettirip ettiremeyeceğinizi ve kaynaklarınızı paylaşacağınızın güvencesini ararlar. bu amaçla erkeklerin uzun vadede yeterli kaynaklara sahip olacağının güvencesi olarak hırs, çalışkanlık; bu kaynakları paylaşmaya istekli olacağının güvencesi olarak da güvenirlik, duygusal tutarlılık, aşk ve bağlılık gibi öğelerin varlığını uzun süreli eş seçiminde göz önünde bulundurmaktadırlar.

    elbette bu konuda da bilimsel çalışmalar var. örneğin şu çalışmada,

    1) kadınların, eş olarak çocuğa karşı şefkat gösteren bir erkeği, şefkat göstermeyen birine göre daha çekici buldukları,

    2) kadınların, eş olarak zor durumdaki bir çocuğu görmezden gelen bir erkeği, görmezden gelmeyen birine göre daha az çekici buldukları sonucuna varmışlar.

    çünkü bebeğe ilgi ve yatırım isteği sergilemenin erkeklerin çekiciliğini hatırı sayılır düzeyde artırır. bu da yukarıda bahsettiğim güvenirlik, bağlılık gibi erkeğin kaynaklarını paylaşması açısından oldukça önemlidir.

    görsel

    bu kriterler kadınların uzun dönemli eş seçme kriterleri. bi de kısa dönem eş seçme kriterleri var.

    kadınlar kısa süreli bir birlikteliğin peşinde oldukları zaman, eş seçimine farklı bir pencereden bakma eğilimindedirler; zira kısa süreli bir eşleşme yalnızca cinsel ilişkiyi kapsar. evrimsel süreçte doğal seçilim, bir kadının bu şekildeki ilişkilerden zarardan çok fayda sağlamasını mümkün kılan davranışları seçmiştir. gündelik birliktelikler sonucu bir kadının hamile kalma riskinin bir hayli yüksek olduğu düşünüldüğünde, bu maksatla tercih edilen erkeklerde aranan tek kriterin ne olduğunu tahmin etmek zor değildir: sağlıklı genler.

    potansiyel eşin fiziksel özellikleri, kadınların uzun süreli eş tercihlerinde de önemini korusa da daha çok kısa süreli eş tercihlerinde ön plana çıkmaktadır. psychology: an evolutionary approach kitabında, kadınların tek gecelik ilişkilerde fiziksel çekicilikle ilgili özellikler konusunda daha seçici davrandıkları geçmekte. bir erkeğin fiziği, kuvveti, atletik yeteneği tehlikelerden korunma probleminin çözümüne dair sinyalleri işaret eder. bu özellikler aynı zamanda sağlıklı genlerin de alamet-i farikasıdır.

    evet boyu kısa kardeşlerim, size kötü bir haberim var. evrimsel psikolojinin babası david m. buss'un kitabında şunlar geçiyor: kadınlar hem uzun hem de kısa dönemli eş seçme dönemlerinde kısa boylu erkeklere arzu duymuyor. bunun tam zıttı olarak uzun boylu, atletik, adaleli erkekleri daha arzulanır buluyorlar.

    ama durun hemen ümitsizliğe kapılmayın. kısa boyunuzu 6-7 basamaklı banka hesapları telafi edecektir ^_^

    görsel

    bir başka çalışmada erkeğin ses yapısının, kısa süreli ilişkilerde arzulanırlık kriteri olduğu bulunmuş. menstrual döngüde doğurgan evrede bulunan kadınlar, kısa süreli eşleşmeler söz konusu olduğunda düşük perdeli sese sahip olan erkekleri tercih etmektelermiş.

    arzulanırlık düşük perdeli sesle sınırlı değil. şu çalışmada, omuz-kalça oranının kadınlar için önemli bir diğer kriter olduğu sonucuna varılmış. yüksek omuz-kalça oranına sahip erkekler düşük omuz-kalça oranına sahip hemcinslerine nazaran, daha erken yaşlarda cinsel deneyim yaşamakta, daha çok partner bulmakta ve daha çok evlilik dışı ilişkiye girmektelermiş.

    bitti mi kadınların eş seçme kriterleri? biter mi hiç. devam ediyoruz efenim.

    şu çalışmada, kadınların erkeklerde yüz çekiciliğini beden çekiciliğinden daha önemli buldukları belirtiliyor. bu nedenle kısa süreli ilişkilerde olduğu gibi uzun süreli ilişkilerde de çekici yüz erkeğin cazibesini arttırmakta. yüzün simetrik ve erkeksi olması kadınların cinsel çekicilik değerlendirmelerinde olumlu etki yapmaktadır; çünkü simetrik ve erkeksi bir yüz sağlıklı genlerin varlığına dair sağlam bir ipucudur. buna ek olarak şu çalışmada da, kadınların kirli sakaldan biraz daha uzun sakala sahip erkekleri, diğer sakal uzunluklarına göre daha çekici algıladıkları bulunmuş.

    görsel

    tabii tüm bu kriterler regl dönemindeki evrelere göre daha önemli veya az önemli hale gelebiliyor. pek çok araştırma, doğurgan evredeki kadınların daha erkeksi vücutları, yüzleri, sesleri ve simetrik yüzleri daha çekici bulduklarını göstermiş. çünkü cinsel birliktelik durumunda hamile kalma riskinin daha yüksek olduğu bu evrede, olası bir yavruya erkekten geçecek genler konusundaki seçicilik güçlenmekte, böylece yavrunun hayatta kalma ve üreme başarısına yatırım yapılmaktadır.

    edit: imla
  • burasi turkiye kardes her turlu iste kullanmak icin evlenmiyorsa ok ne diyelim bize soran mi oldu
hesabın var mı? giriş yap