• bi download sitesindeki danish movies kısmında rastladığım, sözlükteki yorumları okuyunca da izlemeye karar verdiğim bu film beklediğimden çok daha iyi çıktı. bu senaryoyu ben yazmak isterdim deme hakkımı bu danimarka filmi için kullanıyorum. 3 oyuncu da çok iyi performans çıkarmışlar, filmin sonlarında üçünün masadaki sahnesi çok iyiydi. ayrıca nikolaj lie kaas nin izlediğim 5. filmi ve henüz kötü olanına rastlamadım.
  • gerçek aşkı ve hayatı çözen avrupa sinemasının yine başyapıtlarından biri.

    --- spoiler ---

    bir adam düşünün ki normal bir hayata sahip. güzel bir karısı, 2 çocuğu ve işi var. ama heyecan yok. bir gün ekşın onu bulur ama yaşadığı macera onu hayat ile gerçek aşk arasında bırakır. etkileyici kurgu ve çekimlere sahip harika aforizmaların geçtiği süper bir danimarka yapımı film.

    --- spoiler ---

    yine sözlükten hakkını alamamış harika bir yapım.
  • arkadaş tavsiyesiyle izlediğimden, adını* ilk duyduğumda romantik komedi tarzı bir film bekliyordum. bu bakımdan ters köşeye yatırdı beni.

    çok güzel bir anlatım dili var filmin. sırf bu yüzden mantık sınırlarını zorlayan olaylar zincirini görmezden gelebiliyor insan.

    şunu da ekleyeyim, filmin başroldeki oyuncusuna kıl olmama rağmen sevdim filmi.
    yani adamın canlandırdığı karaktere falan diil, ben direk adamın tipine uyuz oldum. şu saçma sapan kamera şakaları yapan o adam kimse ona çok benziyordu çünkü ki o herifi bir kaşık suda boğabilirim.
  • film; godard'a nazire, "silah ve kadın"a nazır, 'parçalı bulutlu' başlayıp sağanakla sona eriyor. kurgu ve senaryosunun abecesini f-a-r-k-l-ı olmak üzerine yazmış olduğundan, bir başka aşk hikayesi diyerek aslında işi ironiye vuruyor. bu kadar iddialı bir çıkışın altında da ezilmiyor, vaad ettiği tüm farklılığında sahtekarlık yapmıyor. keyiflendiriyor, hüzünlendiriyor handiyse geriyor.

    illa ki hikayesinden bahsedeceksek, ki nacizane tavsiyem hiç bir şey bilmeden izlenmesi yönünde, la ardilla roja'ya yakınsayan bir aşk, hafıza, kimlik gibi kavramlardan muhteviyatlı hikayeyi iskandinav sinemasının reconstruction gibi örneklerinden tanıdık biçimciliğiyle anlatıyor. aşk kavramını sorgularmış yapsa da genelinde kurgusu ve biçimiyle ön plana çıkıyor. sağlam bir sinematografiyle ve çeşitli kurgu trükleriyle temposunu kaybetmeden serisini tamamlıyor.
  • --- spoiler ---

    aşktan çok tutkunun ve bilinmeyene olan heyecanın hikayesi. bir de güzel oyunculuk ve mekanlarla süslenince film çok güzel hale gelmiş. filmdeki geriye dönüşler ve sonunda olayların birleşmesi ile insanı ters köşeye yatırabilecek bir film olmuş. neredeyse tüm klişelerden uzak çok leziz bir film, izlenmeli, izletilmeli.

    --- spoiler ---
  • şukelayı pek zorlanmadan yapıştırdığım kuzeyli filmi. artık havasından mıdır, suyundan mıdır bilinmez, bu coğrafyadan nasıl oluyor da bu kadar güzel seyirlikler çıkıyor yıllardır anlamış değilim. hikaye özgün, oyunculuklar tiril tiril, mekanlar, planlar pırıl pırıl, müzikler şırıl şırıl...

    bir de evli arkadaşlara seyrettirip bir tepki almam lazım.
  • asıl adı "kærlighed på film" olan, uluslararası alanda ise "just another love story" adıyla gösterilen 2007 danimarka yapımı film.

    güzel bir hikaye kanımca iyi başlamasa da çabuk toparlayarak çok iyi devam eden bir yönetmenlikle anlatılmış. oyuncuların hemen hepsi çok iyi performans sergilemişler. ortaya da sürükleyici, keyifli, bittiğinde de insanı düşüncelere sevkeden çok güzel bir bağımsız film örneği çıkmış.

    son zamanlarda izlediğim en güzel filmlerden biri olduğunu söyleyebilirim.
  • --- spoiler ---

    -i want to see how she is.
    -is she a looker?
    -why?
    -beautiful women and a mystery. isn't that how all film noirs begin?

    --- spoiler ---
  • gerek inanılmaz sahneleriyle, gerek tadından yenmeyen soundtrack iyle muazzam,çarpıcı ,etkisi uzun süre devam eden bir film.bir filmde sadece klişe olmayan bir hikaye ,etkileyici bir son aranmaması gerektiğini de gösterir kanımca.filmin etkisiyle hemen şöyle güzel, böyle güzel yazmayım diye 3 gün bekledim ama nafile olmuş bu film harikaaa olmuş.
  • evet, ben de pek çok defa altı çizildiği üzre anlatım tekniklerinin olağanın çokça ötesinde olduğunu söylemek isterim. bu cümleden, senaryonun klişelerle dolu olduğu ve bu durumun muhteşem karelerle aklandığı sonucu çıkmasın. en az yöntem kadar senaryo da bir hayli zengin.

    spring'i* ufaktan duymaya başladığınızda, filmin diline yazılan methiyeleri getirin aklınıza. bunu başka türlü anlatmamın imkânı yok.

    --- spoiler ---

    "jonas, sen sebastian değilsin, tamam mı? sen jonas'sın. jonas."

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap