• ille de çay diyen türk insanının filmlerdeki kahvaltı sahnelerinde filan görüp şaşırdığı; aynı anda nasıl içilir ki bu meretler dedirten atraksiyon.
  • ancak sanslı insanlarin başina gelebilecek güzel bir şeydir. mekanda sizden önce kalkmiş, portakallari sıkmış ve de kahveyi hazirlamis birisi olmasını gerektirir. once taze sikilmis portakal suyu içilerek gunluk c vitamini gereksiniminin buyuk bir kismi elde edilir. daha sonra da mis gibi bir yeni yapılmış kahve esliğinde kahvalti edilir. (bkz: afiyet olsun)
  • aileyle birlikte yaşanıyorsa gerçekleşmesi mümkün olan eylem...erken kalkan anne ya da baba size bir güzellik yapar.ancak aç karnına asit ve kafein yüklemesi yapmak, midenin bütün gün yanmasına neden olabilir.
  • new york'ta bir pazar sabahi klasigi.

    en azindan cay demlemeye usenip kahvaltiya diner'a miner'a gittigimiz sabahlarin klasigi.

    ama misal, pazar olmus, besiktas - galatasaray derbisi var.

    koyuyorsun derbiyi digiturkwebtv'den, bilgisayari da plasmaya bagliyorsun pasalar gibi. (istanbul saati aksam 8, eastern time saat oglen 1 -tam brunch zamani), ustune temizinden bir cay demliyorsun (rize / earl grey harman), veriyorsun kendini sahanda yumurta + firinda ustune peynir erimis ekmek + nutella kombinasyonuna. oh, mis.

    bir de nargile yakiyorsun ustune, macin 2. yarisina denk gelir sekilde. ne kahve ariyor gozler, ne portakal suyu.

    geceyle hayirda karnim acikti yine.
  • midenin;
    "hoşgeldin reflü, hoşgeldin gastrit" demesidir bir nevi..
  • sabahları kahvaltı hazırlama ve dahi yapma alışkanlığı olmayanları*, kalınan otellerde kahvaltı için erken kalkmaya teşvik bile edebilir. niye peki? kendi adıma sanırım sebeplerinden biri, kendini özel hissetme duygusu. hani filmlerde falan görürsün ya, zengin konağın beyefendisi sabah kahvaltısı mükellef önünde dururken gazetesini okur, tabağının önünde kadehte portakal suyu ve porselen fincanda kahve... sanırım otelde kahvaltı ederken bilinçaltında ben de o "beyefendi"ye öykünüyorum. "hıh ben de bu sabah kahvaltıda taze sıkılmış portakal suyuyla kahve içtim" diyorum içimden kendi kendime. hararet yaptım galiba.
  • yamulmuyor isem lost 5. sezon 6. bölümde jack ile kate de yapmış idiler bu güzelliği. (bkz: lost izlemenin insan üzerindeki etkileri)
  • ve mi yoksa veya mi oldugu onemlidir. hem kahve hem portakal suyu? olmaz gibi. biri varsa superdir. reflu meflu de yapmaz: portakalin icinde cola gibi yapay asitler yok; zaten yaninda ekmek neyin yiyorsun bo$ karna icilmiyor. asil benim anlamadigim bu ulkedeki trilyor tane cay manyagi insan. cay ne yahu? $eker atmadan tat vermeyen ne idugu belirsiz bir bitki. ada cayi icin desek rerore diyecekler. o da bitki o da bitki; aralarindaki 2 santimlik fark yuzunden birine burun kivir birine tap... oldu.
  • herkesin damak tadı kendine göredir elbette ama sabah sabah kalktığı zaman insan şöyle sıcacık demli bir çay içmek ister yumurtasının, peynirinin, zeytininin, ekmeğinin, reçelinin, nutellasının yanında. kahvaltıda portakal suyu hadi neyse de kahve çok ters türk damak tadına sanırım.

    (bkz: gavur icadı)
hesabın var mı? giriş yap