• (bkz: konur)
  • kahverengiydi. sanılanın aksine kahverengi ismini kahveden almamıştır. kahve bulunduğu zaman "aa aynı kahverengi isimli renkte" denerek adına kahve denmiştir.

    böyle sorunsala böyle açıklama
  • kavrulmuş kahve çekirdeği rengine kahverengi deniliyor ancak kahvenin meyveden kavrulana kadar birçok evrede farklı renkleri vardır.

    olgunlaşmamış kahve meyvesi

    olgunlaşmış kahve meyvesi

    kavrulmamış kahve

    kavrulmamış kahveden, koyu kavrulmuşa kadar olan yelpazedeki kahve renkleri

    buna göre, kahverenginin, kahvenin hangi halinin rengini belirlediği ucu açık bir konudur. nitekim. kavrulmuş kahve rengini belirliyor ise bile. bunun da tonları mevcuttur.
  • kumral <konur +al ----konur

    konur:kestane rengi.
  • (bkz: sıçmıkrengi)

    kötü bir isimdi, sonra tdk geldi bizi kurtardı.
  • (bkz: brown)
  • karacaoğlan cevabını 400 yıl önceden vermiş;

    bana kara diyen dilber
    gözlerin kara değil mi
    yüzünü sevdiren gelin
    kaşların kara değil mi

    illerde konup göçerler
    lâle sünbülü biçerler
    ağalar, beyler içerler
    kahve de kara değil mi
  • kahverengi de hadi tamam da, rengin tonu anlatılırken de sütlü kahve gibi biraz daha açığı falan diyorlar ya işte o zaman tam oluyor. bu mevzu çözülmeli ey tdk. artık canın sıkıldıkça imla kurallarını değiştirmeyi bırak mevzuya el at.
  • başlığı açan kişinin genç, heyecanlı, fıkır fıkır fikir ve merak insanı olduğunu beyinsel aktivitesinin çabaları sonucunda oluşturduğu bu sayfadan anlıyoruz. böyle kişileri severim ve bu kişiyi de kutlarım ki böyle bir başlık açmış. altına da kahveye bu toprak insanlarının 500 yıl önce kavuştuğunu belirterek, kahvenin bilinmediği dönemlerdeki kahve ile ilişkili anılan rengin nasıl ifade edildiğini söylemiş. pek de güzel etmiş. sonrasında bazı kişiler de şöyle veya böyle akıl oyunları sayılabilecek yanıtlar ile mevzuyu süslemişler. eh onlar da pek iyi yapmışlar. ancak gel gelelim konunun maksada eren kısmına değinen çıkmamış. niye? çünkü araştırma kısmı sınıfta kalmış diye düşünüp konuya ilişkin mevzuya ait bilgiyi kısaca sunalım:

    kahvenin osmanlı'ya gelişi en yaygın ve kabul gören kısmıyla; kanuni sultan süleyman (1520–1566) döneminde yemen valisi özdemir paşa vasıtasıyla imparatorluk başkentine geldiğidir. bir başka görüşe göre ise 1555 yılında halepli iki tüccarın taht-ül kale (tahtakale) semtinde açtıkları kahvehane sayesinde osmanlılar kahveyle tanışmıştır. yani kahve ile osmanlının tanışması 16. yüzyıldadır.

    (bkz: http://www.turkkahvesidernegi.org/…-kahve/195/674/0)

    16. yüzyıldan önceki tarihi vesikalar incelendiğinde sözkonusu renge "fındıki" denildiğini görüyoruz. bu kelime köken itibarıyla farsça olup fındık kabuğu rengi demektir.

    (bkz: https://tr.wiktionary.org/wiki/fındıki)

    fındık kabuğu rengi neden kahvenin bilinmesinden sonra sonra değişti? en evvel işte onu bence konuşmak gerekir.
hesabın var mı? giriş yap