• (bkz: bok)
  • bugün amber ( animated modeling synth ) ile uğraşırken, random değerlerden biri sırasında, 15sn lik bir süre zarfında aniden büyük tuvaletimin gelişiyle aklıma gelen, neredeyse varolduğuna inanacağım noise tipi
  • discovery channelın süper programlarından ikisi olan mythbusters ile braniaca da konu olmuş, insanların kalınbağırsaklarının doğal ses frekansına ve ritmine sahip olduğundan dolayı kişinin bağırsaklarını çalıştırdığı iddia edilen subsonik ses/nota. kişiye 1 metre uzaklığa kadar etkilidir (daha doğrusu öyle söylenir). tam frekansını adını unuttuğum bi adam belirlemiştir ilk defa - hatta güya cia de bir ara bu esrarengiz notayı kendi çıkarları için kullanıp kulanamayacağını gündemine almışmış, ancak bunun doğruluğundan çok da emin değilim.
  • red noise olmasından şüphelendiğim fourier gürültüsü.
  • kızkardeşi pink ve dedesi white ile birlikte şuradan dinleme imkanına sahip olduğumuz gürültü.
    http://www.simplynoise.com/

    beş-on dakikadır dinliyorum, iddia edilenin (bkz: #9569549) aksine bir bok olmadı, zaten yedi sekiz dakikalık aralarla fıs fıs salıyordum boş bırakıldığımda elimden geldiğince, değişen bir şey yok. adının brown olması da kaka rengi olmasından değil hareketin kralı olan brown hareketi'ne de adını veren robert brown'dan gelir (imiş).
  • bağırsakların boşalmasını sağlayan ses tınısı.
    kahverengi sesin, en düşük oktav mi sesinin 92 cent altındaki ses olduğuna inanılır.

    (bkz: eric cartman)
    (bkz: south park)
    (bkz: yaran south park replikleri)
  • bugün chrome eklentilerini göz gezdirirken keşfettiğim gürültü. dinler dinlemez bir dinginlik, kafada rahatlık hissine kapıldım, saç derim soğukta nasıl büsüşüyorsa, bu sesle de genişlediğini hissettim, kapatınca da garip oluyor insan. psikolojik olabilir ya da ben kafayı yiyor olabilirim.
    http://noise.zeemind.com/snd/brown_noise?hl=tr
  • bebek sahibi olma sebebiyle 6 aydır her gece dinlediğim ses. white noise'dan daha pes ve rahatlatıcıdır. su sesine benzer, ancak su sesi bile nispeten tiz sayılır buna göre. aslında blue noise olmalıdır bence, neden brown noise demişler anlamadım. bağırsakları falan çalıştırdığı şehir efsanesidir. aylardır her gece sabaha kadar bununla uyuyoruz, sıça sıça geberirdik herhalde. 3 kişiyiz, birimize bile öyle bir etkisi olmadı. bu sesi keşfetmemiş olsam eşim kafayı yiyecekti, dere ve çağlayan sesleri ile. buna tahammül edebiliyor neyse ki. yalnız sanırım bağımlılık yapıyor, çünkü artık çocuktan ziyade kendim için açıyorum. bu bilgi aramızda kalsın.
  • tez yazma döneminde hayat kurtaran ilham perim olmuştur.* dış seslere çok karşı çok hassas olduğum için, odaklanmam gereken zamanlarda genellikle stüdyo tipi kulaklıklarımı takıp çalışmayı tercih ederdim. müzik vs dinlemek için değil, sadece dış sesleri izole edip gürültü seviyesini en aşağıya çekmek için. tabii uzun süreli çalışmalarda bir yerden sonra rahatsız etmeye başlıyor kulaklık.

    nasıl olduysa geçen ay kahverengi gürültüyü keşfettim. sanırım, beyaza göre düşük frekanslar daha ağırlıklı olduğu için, odaklanma konusunda inanılmaz yardımcı oldu. üstelik çalışmak için motivasyonum olmasa bile bu sesi duyduğumda hipnoz olmuş gibi oturup saatlerce çalışabiliyorum.*

    tek dezavantajı, uçakta bulunma hissini yarattığı için havalandırmadan üzerime sanki sürekli soğuk hava üfleniyormuş gibi hissedip üşümeye başlıyorum.*
hesabın var mı? giriş yap