• hamamböcekleri nükleer bir saldırıda akreplerle birlikte hayatta kalacak yegane türmüş. nükleer saldırıyı bilmem, benim evimde barınamazlar. kanatlıları da vardı eskiden bunların, sonra tutmadı, allah kaldırdı. extinction tabir ettiğimiz olay.

    benim evimde barınamazlar, bunu kendilerine de söyledim, ben bu eve dünyanın parasını veriyorum, böyle asalak bi ortaklık kuramayız, mutualizm, kommensalizm gibi daha ortak yaşam türleri var. yanaşmadılar. peki dediler, bizi yakalayabilirsen tamam.

    evde ilk gecelerden biriydi, dışardan gelmiştim. duvarın kenarında bi tanesi duruyordu. ahmak herif, ben yılan değilim hareket etmesen de farkedebilirim seni, gerçekten aptalca bir avunma yöntemiydi "kıpırdamazsam görmesine imkan yok" "sanırım farketmedi" falan. kanepe vesairenin altına kaçarak bir kurtulma şansınız oluyor, bunu denesene. gerçekten ahmaktı. öldü. ahmaklığından. hiçbişe yapmadım, hani deriz ya bu millet bir gün aptallığından ölecek diye, onun gibi düşüp öldü.

    şaka yapıyorum beynini ezmiştim. eceliyle ölmesini beklememi bekleyemezsiniz. az sonra halının üzerinde bir hareketlilik oldu, bir başkası ateş hattını yarmaya çalışıyordu, ama itiraf etmeliyim hiçbir şansı yoktu, ben şefkat kumkuması değilim, bana olan yararını açık seçik görmediğim türleri öldürmekten çekinmem. gerçekten, yani gerçekten aptaldı, kamuflajdan yararlanmak yerine hızından yararlanmayı düşünmüştü ahmak hahahahaa. hiç acele etmedim, halıda bir kakalak cesediyle yaşayamam ama parke üzerinden kolayca temizlenebiliyorlar. küçüğüm sanırım parkeye ulaşınca kurtulduğunu sanmıştı. ama hayat o kadar da hesapsız birşey değil. hayat o kadar da masum değil.

    bir diğer geceyse yatmak üzere yatağıma yönelmiştim, ışığı kapadım, uzandım. az sonra pıtır pıtır sesler geldi. bir evin içinden her ses gelebilir, buzdolabı, sigorta, musluk, içerdeki bir arkadaş falan. ama bu onlardan biri değildi, bizim gerizekalılardı. yataktan usulca doğruldum.

    o gün, "şimdi ananızı siktim!" çağırışlarım arasında 5 hamamböceği şehadet şerbetini içti.
  • gemide bulunan ekmek dolabinda hoyda bre tey tey diye halay cekerlerken bir anda kapagi acmamla birlikte once duraksamis akabinde benim " dagilin ulan ! " diye bagirmam uzerine hemen olay mahallini bosaltarak laftan anladiklarini gostermis bocek turudur.

    hatta o kadar utangac ve saygilidirlar ki gozumu actigimda yatagimin kenarinda yuruyen tekine " naapiyorsun lan ! " diye bagirmam sonucu adam dayanamayip kendisini yataktan assagi atmistir.*
  • radyasyondan etkilenmeyen tek hayvan. türklerin de radyasyondan etkilenmediğini düşünürsek (bkz: radyasyonlu çay), bir nükleer savaş sonunda dünyada, türklerle birlikte hayatta kalacak onlara kankalık yapacak tek hayvan da diyebiliriz. (bkz: ya sev ya terket).
  • beni felce uğratan bi hayvan.
    (almancı kişi türkçe,ingilizce bilmez; ben almanca bilmem)

    -ben(hamam böceğini tarif etmeye çalışıyorum)
    -almancı kişi: ih ferştehe niht..anlamıyoğ??!
    -yahu nası anlatiyim sana be meryem'im? kakalak işte yaa...
    _haa..anladi ben..kucük böcek?
    -na?
  • benim kendimce yaptığım sınıflandırmaya göre; (doğruluğunu tartışın kendi aranızda.)

    kakalak; küçük üzerinde belli belirsiz çizgileri olan çok büyümeyen yaratıklardır. ahan da şu;
    http://www.prestijilaclama.com/…es/hamam_bocegi.jpg

    hamamböceği; büyükçe uçabilen sert kabuklu, bol kıllı mahlukatlardır. ahan da bu;
    http://www.ozgunresimler.com/…115/hamam_bocegi1.jpg

    karafatma;adı üstünde karadır.uçma kabiliyeti yoktur. kılları boldur. böyle birşey;
    http://4.bp.blogspot.com/…4b-k3m/s400/karafatma.jpg

    cockroach; türkçe mealini biliyor olsamda aklıma bizim hamamböceklerini değil de elim kadar üzeri paralel tırtıklı yaratıklarını getiren kelimedir. çoğunlukla yabancı filmlerde görülürler.buradan bakın bi;
    http://www.blankparkzoo.com/…ing_cockroach_hand.jpg

    ayrıca daha da saçması, hamamböceğini baba, karafatmayı anne, kakalakları çocuk olarak değerlendirmemdir. cockroachları karıştırmak istemiyorum.kaplumbağa gibiler mübarekler.

    her yanım kaşınıyor, bu kadar resime bakınca uyuz oldum oyy....
  • adını hakeden bir böcek. zaten böcekler cisimleriyle yeterince mide kaldırgacı olabiliyorlar, buna bir de 4 lü palanga sistemi yerleştirmişler ki rahat rahat kaldırsın mideleri, bahçe hortumu gibi fışkırarak kusalım sağa sola. kakalak ne biçim isim lan! içinde hem "bok" varyetesi var hem de "lak" yapışkanlığı.

    bu hayvan aslında hamamböceği ve karafatmanın orta ve küçük boylarına verilen bir isimden ibarettir. evet hayvan isimden ibarettir. diyebilseydim keşke... cümlenin içine kakaladım biliyorum ama böcük yazarken ki buna böcük değil resmen koduğumun böceği sıfat tamlaması ile hitap etmeli.

    ben bu hayvanın uçtuğunu da gördüm kaçtığını da gördüm, ezince tatlı bir sonbahar yaprağı çıtırtısı ile krem şanti kıvamındaki sıvılarını ve yumurtalarını marleylere, parkelere akıttığını da gördüm. ışıkları açınca ateşten kaçan pervaneler gibi o koyu bordo-kızıl kitin parlaklıklarıyla kuytulara acele ile koşuştuklarını da gördüm. düşünmek istiyorum ki; bu radyoaktif saldırılardan bile korkmayan halk, insanlar tarafından ezilmekten değil de insanlar tarafından "öeeeh çok iğrençsin" tepkisiyle ezilmekten korkuyolar. her canlı güzel olduğunu bilmek ister ya da en azından iğrenç olduğu söylenmesin ister. bir son dilek olarak da gayet makul bir istek. düşündüm taşındım, bundan sonra bu hayvanlara "kızıl sonja" diye hitap edeceğim ve üzerilerine binlerce ton ağırlığımla basarken "ah canıım, ne kadar sevimli şeysin sen, dur seni ezeyim de içinden çıkan o leziz irinvari sıvılarından krem şanti yapıp pastaya süreyim" diyeceğim. ben eskiden bunları elimle yakalayıp, üzerilerine kürdan saplayıp zippo benzini ile ateşe verir ve salardım yere. 5-10 tanesi aşık bir berduşun yüreği gibi yanarak o eriyen zavallı tüylü şeftali bacaklarıyla sağa sola koşuştururken aklıma hep doğum günü pastası mumları gelirdi.

    iyi fikir! çilekli pastanın üzerine utanmadan bir de çilek koyarlar, ben de hamamböceği iltihabı soslu pastamın tabanına ve ara katlarına bol bol kakalak koyacağım. üzerine de 29 adet irisinden karafatma saplayacağım kürdanla ve yakacağım... cerahat sarısı pis kokulu pastamın üzerinde 29 tane siyah-bordo karafatma. yanarlarken antenleri hala hafifçe havayı araştırıyor olacak, ayakları o iğrenç hızları ile debelenerek pasta kremasını köpük köpük yapacaklar. nihayetinde korkunç acılar ile son nefesini trake sisteminden verirken; "allahım ben ne hata yaptım da bu sonu hak ettim" diyecekler.

    ve eminim, bu böcek dünyasının quasimodo'larının gözlerini görebiliyor olsak o siyah ve masum gözlerden birer damla kanlı gözyaşı aktığını fark edeceğiz...
  • almanca karsiliginin da kakalak oldugunu gorup sozlukte de bulamayinca tdk'ya e-mail atip sordugum kelime. cevaben gelen resmi yazida (koskoca profun biri usenmemis ciddi ciddi yazi yazmis numarali konulu falan) kelimenin kokeninin almanca'yla bir ilgisi olduguna dair bir bilgi olmadigi belirtilmisti.
  • flemenkçe'de de ayni anlami tasidigini bugün itibari ile hollandali turistlerin çigliklari sayesinde ögrendigim böcek ismi..
  • yaklaşık 20 günde bir yumurtadan yeni yavrular çıkaran böcek türü. deltamethrin türü ilaçlarla yaklaşık 20 gün aralıklarla 3 (bilemedin 4) nesil üst üste ilaçlama yapılırsa kökünün kazınması muhtemel pis yaratıklar. bunun yanında olası yumurta bıraktığı yerlerin de bulunup yumurtaların yok edilmesi gerekmektedir.
  • mikrop yuvası iğrenç böcek. çok çabuk ürer. görüldüğü mekan anında ilaçlanmalıdır.
hesabın var mı? giriş yap