• yanlış yapmakta fakat yanlışa zorlanmaktadır.
    çünkü türkiye'de yolda sürmesi demek canını teslim etmesi demektir.
  • işe bisikletle gidip geliyorum. gittiğim güzergah çok işlek bir cadde üzeri ve bisiklet yolu olmadığı için tabii ki kaldırımdan gidiyorum. zaten kaldırımın dibine araçlar park etmiş oluyor. kaldırımdan gitmez isem caddenin ortasından gitmem gerekecek ve ben canımı sokakta bulmadım. kimse de kusura bakmasın. fazla hız yapmadan sakince gidince bir sorun olacağını sanmıyorum. ulan o kaldırımdan yola inmek için olan minik yokuşların oraya bile park ediyorlar nerede süreceğiz biz. karşıdan karşıya geçerken bisikletten inmek zorunda kalıyorum. birgün gözümü karartıp dalıcam bisikletle o arabalara dikkat etsinler.

    edit: bornova mustafa kemal caddesi arkadaşlar.
  • 3 gün önce ümitköy sınırları içerisinde 3 yaşındaki kızımı öldürmek üzere yola çıkmış insan.

    yapmayın arkadaşım. bana bahane de bulmayın, hele ki araç trafiğinin tersi istikamette insanlar sizin büyük bir hızla gelip gelmediğinizi kontrol etmek zorunda değil. o hayvan evladı kaçtı gitti ama görünce sevgiye boğacağım onu o da ayrı mevzu.

    sen de çocuğunu kontrol et demeyin; anne baba zaten çocuğunun elinden tutar dikkat eder ama özellikle ters yönden yayalara bisikletle bindiren (daha önce kızılay'da başıma geldi, meşrutiyet cd. de kaldırımdan aşağıda yardıran bi bisiklete -olması gerektiği gibi aşağıdan, tek yön yoldan gelen arabaları kolluyordum- denk gelip yere yığılıp yara bere içinde kalmışlığım var) insanların ne trafiğin ilkelliğinden ne de yolların eksikliğinden bahsetmeye hakkı var. çocuğumu allah korudu resmen, bi yeri kırılmadı ölümcül bir sıkıntı olmadı ve sadece korkudan ağladığıyla kaldı ama çarpsaydı herhalde ben de ülkemizin adli sicil kayıtlarına garanti girmiştim.

    lütfen bisikletleri trafik akışına uygun yoldan kullanın. kaldırımda da kullanmayın. evet kaldırımların sahipleri yayalar, komi motosikletleri veya bisikletler değil. (kamu spotumsu oldu ama idare edelim. seviyeyi koruma kaygılı istek/talep)
  • türkiye'de gayet normaldir çünkü daha geçen 40 küsür ülke gezip, türkiye'de hemde emniyet şeridinde bisiklet sürerken araba çarpması sonucu yaşamını yitiren yabancı uyruklu vatandaş gibi kendini ülkemizin piskopat sürücülerinden korumak istiyor olabilir. bazen ben bile öyle sürüyorum çünkü, evet mecburen.
  • bazı aptal şoförlerin kullandığı aracın altında ezilmemek için kaldırımda sürmek zorunda kalmıştır.
  • 2918 sayılı tck karayolları trafik kanununda bisiklet için; “madde 46 karayolunda en sağ şeridi kullanır ve diğer taşıtlar ile aynı sorumlulukla hareket eder.” ibaresi bulunmaktadır. madde 66 'da "bisiklet yolu olan yerlerde karayolunda sürülemez." şeklinde düzenlenmiştir.
  • elbetteki sanki kaldırımda öncelik onunmuş gibi zile basmak falan aptallıktır fakat kendi halinde giden insanlara bulaşmayın. siz rahat rahat yürümek istiyorsunuz onlar da ölmemek istiyor. herkesin kendince bir derdi var.
  • kendisi için ayrılan bir bisiklet yolu olmaması muhtemeldir. türkiye'de yaşıyoruz sonuçta.
  • o çok sayın idareci o. çocukları bisiklet yolu yaptılar da biz mi sürmedik. (hoş bu ülkede engelli yollarına bile hala araba park eden yavşaklar varken bisiklet yoluna neden park edilmesin)
    ankara'nın en büyük bulvarlarından birinde yine her zaman ki gibi yolun en sağında seyir halinde iken puştun birinin soldan gelip bana hiç dikkat etmeden yanımdan geçmesi ve sıkıştırması sonucu kendimi bir anda yolun dışında buldum, hoş pek bir şey olmadı bana ama bir taraflarıma bilmem kaç liralık bir yeni aynakol masrafı girdi.

    (bkz: bisiklet yoluna araba park eden comarlar)
  • karayolları trafik kanunu'nun 136. maddesini a bendinin 1 fıkrasınca "yasak" olarak belirlenmiş alanda sürüş yaparak açık bir şekilde kural ihlali yapan insandır. arkadaşımız yukarıda "haklı" sayılacak sebepler belirtmiş ama hiç bir haklı sebep kural çiğnemeyi yasa ihlal etmeyi haklı göstermez. örneğin aynı madde ve bendin 2 fıkrası ayrı bir bisiklet yolu olan alanda bisikletlinin karayolundan gitmesini de yasaklamıştır. sen ama bisiklet yolu işgal edilmiş der ve karayolundan sürersen karışacağın bir kazada suçlu kabul edilirsin.

    yıllardır aktif olarak bisiklet kullanan biri olarak aksaklıklara sonuna kadar katılıyorum. ama eğer aksaklıkların düzelmesini istiyorsak kurallara harfiyen uyup diğer insanların da uyması için mücadele etmeliyiz. aksi takdirde aksaklıklar artarak devam eder. evet bisiklet yolunda mangal yakan, araba park eden insanlar var kabul. yapılacak şey basit. ihbar edeceksin. o polis ve zabıta oraya gelene kadar ısrarla ihbar edecek ve durup gelmesini bekleyeceksin. bunu defalarca yaptım ve yapmaya da devam ediyorum. arabasını oraya park eden angut silecekte ceza makbuzunu görünce akıllanacaktır. ilkinde olmazsa ikincide o da olmazsa üçüncüde.

    evet ne yazık ki anayasal haklarımızı kullanmak için bile mücadele etmemiz gereken bir ülkede yaşıyoruz. ama sorun ancak bu şekilde çözülür. kuralsızlığa, kural tanımazlığa aynı yöntemle verilen cevap sorunu çözmez büyütür. o adam "ben buraya park edersem bir şey olmaz" mantığından kurtulmalı. bunun için de ceza yemelei. ceza içinde mücadele etmelisin. acı ama gerçek
hesabın var mı? giriş yap