• (bkz: tanri) (bkz: gok tanri)
  • birazdan şarap kadehim ve kitabım ile dahil olacağım durum.
  • yapılabildiği zaman çok iyi olan becerilemeyince boka saran durumdur. bunu çok iyi başaran bir arkadaşım var, sevgiliymiş kız arkadaşmış evlilikmiş hiç umrunda değil. dünya ona güzel. biz evlendik yalnız kalmadık belki ama insan yine de "ulan acaba?" diye düşünmüyor değil.
  • yalnızlık ömür boyu. kaliteli yalnızlık sadece bir süre. o da hayatında bir kimseye en çok ihtiyaç duyduğun zamanlara, hayatının sözde olgunluk dönemine denk gelir. çünkü kendimden hareketle, yaşadıklarımdan hiç ders almadan hâlâ belki bir umut vardır, birisi vardır orada bir yerde diyerek bir şeyler kurmaya çalışmaya çabalamanın ve sonuçsuz kalmanın verdiği bezginlik duygusunu ısrarla yaşamaya devam etmekten öte bir şey olmaması artık. neden insanlar sevmeyi öğrenemiyor ama seviyormuş gibi yapmayı çok iyi beceriyor? neden? bilemiyorum. bildiğim tek şey gerçekten seven ve sevebilme potansiyeli olan birini terk etmeyi, yarı yolda bırakmayı kişilikli olmak sayan, yalvaran gözlerle bakan ya da bir tek mesajına dönsün diye saatlerce bekleyip, bu da böyleymiş diyerek "kaliteli" yalnızlığına devam etmek zorunda kalan birisinin varlığından sadistçe zevk alan, egosunu besleyen kadınların varlığıdir beni yalnızlığa iten. her defasında bir şey olacakmış gibi beklerken, birden terk edilme rotasına giren ilişkilerin adamı olarak ben bu konuda kadınları genelde suçlamıyorum. ama benim karşıma çıkan kadınları özelde suçluyorum. 5 yıl majör depresyon tedavi ve terapisi görmüş ve bundan alnımın akıyla çıkmış birisi olarak kendimi hiç olmadığım kadar iyi tanıdığımı sanıyorum -elbette insan tabiatı dinamiktir, ve tanıma süreci devam eder; bunun bilincindeyim.- ancak, şu da hayatımın bir gerçeği olarak yer etti bende artık. iyi insan olmaya çalışmak, ve gerçekten bunun için bedeller ödemek -ki gerçekten iyilik yaptığınızda bunun bedel olduğunu düşünmüyorsunuz; muhasebesiz, içinizden geldiği gibi yapıyorsunuz- ve ardından ilişki bittiğinde hayatta ne kadar verici olduğunuzu düşünüp, aslında geriye dönük bir değerlendirme yaptığınızda geriye kalanın, sizin duygusal enkazınız olduğunu görüp, enkaz kaldırma çalışmalarına başlıyorsunuz. işte tam bu noktada kaliteli yalnızlık avuntusu bir nebze iyi gelse de aslında, hayatın ne kadar acımasız ve zalim olduğunu, ve bu zulmün en çok da şefkat timsali kadınların başının altından çıkmış olmasını fark etmeniz sizi bir anda mizojinist bir batağa itebilme olasılığından korkuyorsunuz. ben korkuyorum çünkü. kendi öznel gerçekliğim içinde, edindiğim tecrübeler her nedense feminist okumalarımla çelişirken, hümanist okumalarımla çelişirken, hâlâ insanlığa ve kadınlığa olan inancımı ve güvenimi sorgulama aşamasına geldim. belki kaliteli yalnızlık dedikleri budur.
  • çirkinlik ve yaşlılık gibi sürekli ayıplanan yalnızlığın çok nadir ortaya çıkan biçimi.
    ben yeterince kaliteli bir yalnızlık yaşamasam da bunu yaşayan insanlar tanıyorum.
    bu yalnızlığa sahip insanlar, siz onları her türden soruyla sıkıştırdığınızı sansanız da kendi hisleriyle tutarlı cevaplar vererek yalnızlığın bazı insanlar ve dönemler için en ideal durum olduğunu size iç huzurlarıyla gösterebilen insanlar oluyorlar.

    kadın ya da erkek farketmez; arkadaş çevremde bunun kalitelisini yaşayan bir azınlığa sahibim.

    ki bu insanlar eğitimli, iyi görünümlü, konuşmasını bilen ve “şahsına münhasır” insanlar.
    birçok insan tarafından yaşadıkları yalnızlık doğanın kanunlarına ters gibi duruyor ama etrafımdaki insanların en huzurluları da bu insanlardan oluşuyor sıklıkla.

    yalnızlık böyle bir çağda hayatın gerçekleriyle bir tezat oluşturmuyor, her durumda kişiyi bencil bir varlığa dönüştürmüyor ve insanın kendisine uydurduğu bir masal olmuyor.

    hayat kalitelerini kaliteli yalnızlıklarla sağlayan insanların sayısı giderek artıyor.

    yalnızlık; onu hazmedemeyenlerde insanın erdemli yanlarını değil en ilkel yanlarını ortaya çıkarıyor.
    kendisine karşı samimi olan ve gerçekçi insanlarda ise büyük dönüşümlere sebep olabiliyor.

    benim de çok kaliteli bi yalnızlığım olmuştu geçmişte ama bir daha o kaliteye tekrar çıkamadım.
    zevklerim ve ilgilerim bereketlenip büyüse de o hisse ulaşamadım.
    belki yaşın verdiği güdülerden belki bazı insanlara zamanında beslediğim zaafımdan veya her ikisi.

    tanım: kaliteli bir yaşamın en muhtemel yollarından biri.
  • bugün tam olarak yaşadığım. hayatımın birkaç yıl öncesinin geçtiği sokaklardaydim. çok fazla şey hissettim; geçmişe dönme, asıl olanı hatırlama, özlem, kalp kırıklığı, kurulan hayallerin heyecanı, bırakılana son kez dönüp baktığında yerinde bulamama hissi, hislerini gerçekten paylaşabileceğin insanların yok olduğunu fark etme... nasıl olduğunu asla anlamıyorum ama her seferinde kendimi o sokaklarla çok güçlü bağlar içinde buluyorum. beni oraya bağlayanın tam olarak ne olduğunu asla çözemeyeceğim. yaşasın pera, sanki yüzyılların yaşanmışlıklarını benim içimde topluyorsun. bu kaliteli yalnızlık günümün sonunda hislerimin ağırlığından ölebilirim.
  • çevrendeki kabalığın kalitesizliği ile yanlızlığının kalitesi artacaktır
  • =ben
  • bu günlerde 30’unu geride bırakan y kuşağına yalnızlığı pazarlama şekli.

    yalnızlığın kalitelisi olmaz. şarapla, kahveyle, kitapla, müzikle, sporla kaliteli yalnızlık yaşayacağına inanan çok saftır. yalnızlık yalnızlıktır.
  • sağlam para isteyen serpme yalnızlık çeşididir.
hesabın var mı? giriş yap