• türk kızlarının bir beş kilo fazlasının olması prensibiyle çalışan mahcup alet.

    erkekleri olduğu gibi gösteriyor,
    garezi bizim memleketin kadınlarına.
    mahcubiyeti de aslında palavra.
    hatta, biraz açgözlü galiba:
    kafasından eklemiş bir beş kilo daha..

    bu da böyle bi şiyirimdir.
  • bollywood sinemasının eğlenceli örneklerinden 2013 yapımı yeh jawaani hai deewani filminin ana teması olan badtameez dil şarkısının üzerine türkçe sözler yazılmış simge versiyonudur. orjinali çok daha eğlencelidir bu arada. simge ne yaparsa yapsın o enerjiyi yakalayamamış.

    sonuçta miş miş parçasının esinlenildiği* dans mon quartier için de aynı enerjiyi yakalayamama sorunu vardı, üstelik onun sözleri de resmen liseli ergenler tarafından yazılmış gibiydi. kamera'da nispeten daha derli toplu bir çalışma olmuş, hakkını vermek lazım.
  • orijinali bollywood'a ait olan en sevdigim şarkılardandır. simge versiyonu ise en nefret ettiğim şarki. hele o, bir yerlerden uydurma yapilan sözleri öyle vasat ki, orijinalinin yanından bile geçemez.
    badtameez dil

    edit : özellikle ranbir kapoor'un dansı ve sevimliliği şarkıyi daha da güzelleştiriyor.

    evet evet orijinali kesinlikle candır.
  • çok ilginç ve sofistike bir icat. yine de yaratılış amacı epey basit. lakin kullanılış amaçları değil. insanoğlunun bir zamanlar hayalini kurduğu üçüncü, gizli göz; insan kopyası robotların ilk duyu organı o çünkü.
  • bunların yaklaşık 1.000 liraya satılan dvd'ye kaydeden modellerinden almıştık bir tane sanırım 4 yıl kadar önce. 8 gb dahili hafızası da olduğu için pek dvd takılmadı içine. toplasan 10 kere çekim yapmamışızdır. şimdi bakıyorum da dahili bellekli (flash, hdd) full hd modeller 600 liraya kadar düşmüş. dvd'li olanlar ise bir anda piyasadan silindiler.
  • pazar günleri trt ' de yayınlanan " vapurda çay, simit, sohbet " isimli programı o kadar beğenerek izliyordum ki vapurda yer alan misafir izleyici olmak için başvurdum , sağolsunlar birkaç gün içinde arayıp kabul ettiler...

    konuk olan sanatçının hemen yanına oturup sorular soracaktım...

    erkenden gidince programın tüm çekim aşamalarına tanık oldum.
    ekranda ne kadar sevimli, ne kadar doğal , ne kadar hoş dediğimiz birçok noktanın kurgudan ibaret olduğunu görünce televizyona büyülü dünya denmesine hak verdim.

    kameranın çekim alanındayken ve alanın dışındayken o kadar farklıydı ki sunucu ...ikisi arasında öyle fark vardı ki...

    o gün çekim bitince kendimi kadıköy sahiline atıp boş boş saatlerce bir bankta oturup bunun üzerine düşündüm.

    arşın ilahi kamerasının varlığını hatırlayıp yaptıklarımızla bu ilahi kameranın varlığını unuttuğumuzda yaptıklarımız arasındaki fark ne kadar az ise o kadar samimi müminiz belki de...
  • wilco şarkısı .2002 tarihli yankee hotel foxtrot tan.

    i need a camera to my eye
    to my eye, reminding
    which lies i have been hiding
    which echoes belong
    i've counted out days
    to see how far
    i've driven in the dark
    with echoes in my heart

    phone my family, tell them i'm lost
    on the sidewalk
    and, no, it's not ok

    i smashed a camera
    i wanna know why
    to my eye deciding
    which lies i have been hiding
    which echoes belong
    i'm counting on
    a heart i know by heart
    to walk me through this war
    memories distort

    phone my family, tell them i'm lost
    on the sidewalk
    and, no, it's not ok

    i've counted out
    and no one knows how far
    i've driven in the dark
    with echoes in my heart

    phone my family, tell them i'm lost
    yeah, i'm lost
    and, no, it's not ok
  • eksi sozlukte yorum yapma hevesine düşmüş kardeşlerimin şiddetle kamera açıları şöyle olmuş kamera açısı böyle olmuş diye bıkkınlıkla duyacagınız entellektüel eleştiri mantığı
  • her yerde olması gereken şey. ve eninde sonunda olacağı bu.

    örneğin bütün ticari araçlarda, toplu taşıma araçlarında kamera bulundurmak zorunlu olmalı. kamerası olmayan minibüs de taksi de olmamalı. hem sürücü hem yolcu güvenliği açısından bu gerekli. x dolmuşuna binen bir insandan haber alınamadı mı? ver bakalım kamera kayıtlarını, nerede inmiş bu insan. "kameram bozuk" o senin sorunun, senin sorumluluğun. 1 numaralı şüpheli sensin.

    insanlar kampüste ölen bir genci melek ya da şeytan yapma yarışındalar. bir çocuk öldürülmüş. biri diyor ki, öncesinde bu çocuk 200 kişi toplayıp başka insanlara saldırmış, ölmeyi haketmiş. diğeri diyor çocukcağız tek başına sınava gidiyormuş, ona hainler pusu kurmuşlar. söyleyecek o kadar şey varken, biz o gün orada ne olup ne olmadığı üzerine tartışıyoruz. birbirimizi suçluyoruz.

    nerede görüntüler? olayın görüntüleri olsa, en azından ne olduğunu bilir, aynı şeyin tekrarlanmaması için ne yapabileceğimiz üzerine konuşuyor olurduk.

    her yeri neden kameralarla donatmıyoruz? kamera'dan daha caydırıcı ne var? bize ne olup bittiğini kamera'dan daha iyi ne anlatabilir?

    "ama her yere kamera koymanın maliyeti", peki ya kamerayı bozarlarsa", "hard diski alıp götürürlerse"...

    teknoloji hızla gelişiyor. bütün bu sorunlara çözüm bulabileceğimizi düşünüyorum.

    en basitinden, internet her yere yayıldığında, araçların içine kadar girdiğinde, kamera kayıtları pekala direkt cloud'a kaydedilebilir kamera bozulsa bile kayıtlara ulaşabiliriz. hatta güvenlik açısından birden fazla cloud server'a kaydedilmesinde fayda var. ayrıca dışardaki kameralar yüksek yerlere yerleştirilebilir, ya da zarar görmemeleri için özel darbe geçirmez kutuların içine konulabilir.

    insanların, kendilerini 7/24 izlediğine inandıkları bir tanrıyı hiç takmadıkları ortada. adı üzerinde, inanç; "o an" geldiğinde kayboluyor, unutuluveriyor.

    fakat, inanmak ve bilmek farklı şeyler. insan gerçekten izlendiğini bildiği zaman bir suç işlemeden önce çok daha fazla düşünecektir.

    polislerin kasklarında da kamera olduğunu düşünün, bu kadar rahat terör estirebilirler mi sokaklarda? her kaskta göstermelik bir lens bulunmalı en azından. ve her yüz kasktan birinde o lensin arkasında gerçek bir mini kamera olmalı, ama hangilerinde olduğunu polisler bile bilmemeli.

    herkeste bir adet google glass veya muadili bir aletin olduğu gün eminim suçlarda gözle görülür bir azalma olacaktır. ve suçluları bulmak kolaylaşacaktır.
  • ingilizce camera olarak anılır ki tam karşılıgı güzel türkçemizde fotoğraf makinesidir...(ya da çöektirgeçli göstergeç)
hesabın var mı? giriş yap