• kanı bozuk,
    kan bozuk,
    kanozuk,
    kanzuk...
  • (bkz: ırkçılık)
  • (bkz: karı bozuk)
  • herhangi bir sosyal etkileşim ile yayılan bir virüs gibi. birinden duyunca, birinden görünce iradesi zayıf olana da bulaşıyor.

    herkesi bu kefeye koyamam ama kuru o kadar çok ki yaş olanın kuruyup yanmaması için sebep bırakmıyorlar.

    yani kanı bozukluk şu an memleketteki en büyük hastalık. insanı değil memleketi hasta ediyor.

    meslek gruplarından bahsedeceğim öncelikle, aklıma gelmeyenlere şimdiden kafam girsin.

    - siyasetçiler. en kaypak en silkelenecek grup bunlar. memleketin iyiliğini isteyen bir avuç dışında tamamının kanı bozuk. sağçısı, solcusu, milliyetçisi, muhafazakarı. hepsi kendi yandaşının çıkarını istiyor. o çıkar memleketin iyiliği ile çatışsa bile bu değişmiyor. memleket batarsa batsın bizim yandaş var olsun düşüncesindeler. balığın başı vergi kaçırmaksa bunlar da hemen arkasından gelen kesim.

    - doktoru, hemşiresi, sağlık memuru her türlü sağlık çalışanı, çalışma şartlarının zorluğunu bahane gösterir ama diğer yandan da işini savsaklar, vatandaşı kıyafetine göre değerlendirir ona göre davranır. büyük küçük herkese "sen" diye hitap eder. sahte rapor verir insanlara engelli aylığı bağlatır, malulen emekli eder. bıçak parası ister. doymayanı çok bu mesleğin. pırlanta gibi olanı da var ama işte çamurun içinde pırıltısı belli olmuyor.

    - hastası, sanki tek hasta kendisiymiş, en büyük dert kendindeymiş gibi davranır. doktoru, hemşireyi, sağlık memurunu köpek yerine koyar

    - taksicisi yerli yabancı herkesi silkmeye çalışır.

    - gümrük memurları, aldıkları rüşvet görevleri ile 657'de tanımlıymış gibi davranırlar. havuz oluşturularak rüşvetin pay edildiği kapılar duyarız. bu rüşveti alan kanı bozuktur ama veren de yolsuz iş yaptığı için ayrı kanı bozuktur. usule uygun olduktan sonra niye rüşvet verilsin. belli ki devletten bir şey kaçırıyorlar.

    - küçük esnafı, büyük marketler olmasa mahalleliyi tezgahın arkasında silkeleyecek bakkal hala var. sadece silkeleyemiyor. büyük marketler olmasa kredi kartı hiç birisi koymaz. ya peşin ya da tezgah arkası ödeme alırlar.

    - fakir olup fakir kalmaya razı ama herkesten iyi yaşamak isteyen güruh.

    o kadar kalabalıklar ki bunların oyunu almak isteyen siyasetçiler yüzünden orta direk bitti, emeklilerin cebine girmesi gereken para, beyaz yakalı çalışanın ödediği vergi bunlara akıyor. açık bir şekilde çalışanın sırtındaki kene, uyuz, tahta kurusu artık ne derseniz onlar bunlar. "sosyal yardım" adı altında para seller gibi akıyor bu güruha. çalışmaya büzükleri yok, bir yerde rahat kazanç bulup birilerini yolma peşinde büyük kısmı "savaştan kaçtım abey" diyip yata yata yaşayan kımıl zararlısı ama atadan vatandaşımız olan insanımızın içinde de çok var bunlardan.

    - eczacısı ilaç stoklar. yükselince satar, depoda yok der ama arkada kendisinde vardır, söylemez,

    - oto tamircisi değiştirmediği parçanın parasını ister, değiştirmesi gereken parçayı görmez,

    - galericisi alırken satıcıyı, satarken alıcıyı silkmeye çalışır, sıkıntılı arabayı sağlam diye kakalar, kilometre düşürür

    - otomotiv bayisi, dayı oğluna toplu satış gösterir, ikinci elini sıfırından pahalıya satmaya çalışır.

    - emlakçısı kendi evini komisyonla kiralar, annesinin üstüne yaptığı evi komisyonla satmaya çalışır. kelepir ise kendisi alıp üstüne kar koyarak satmaya uğraşır. durduk yere kirası düşük olan eve musallat olur "abi senin evdeki 3000'e oturuyormuş ver bana sana on kağıda çiçek gibi kiracı bulacağım" der. işin kötüsü ev sahibi de kabul eder.

    - müteahhidi ne iş olursa olsun malzemeden çalmaya çalışır, birinin canı ya da sağlığı zarar görecekmiş umursamaz. sözünü tutmaz, zamanında teslim etmez. ruhsat çıkmıyor diye, teslimat geciktirir, ekstra para ister.

    - öğretmeni iki gram beyni olan her çocuğa "zeki ama çalışmıyor" der, veliyi yanlış yönlendirir. dersi öğretmeye değil görevini yerine getirmeye bakar. girer, anlatır gider. eğitimci değil, memur zihniyetiyle çalışır. bu tarz öğretmenler yüzünden memleket "zeki ama tembeller" cumhuriyeti oldu. aklı başında olan herkes de bilir ki "ama"dan önce gelen her şey yalandır.

    --- spoiler ---

    - meslek, cinsiyet ya da iş kolundan bağımsız ortak hemen hepimizin birlik olduğu bir konu var

    "vergi kaçırmak"

    kodamanlar hep kaçırıyordu da küçük esnaf ve vatandaş arasında kdv'nin çıkışı ile başladı. fatura kesmiyorsan kdv ödemiyordun ya o %10'u vatandaş kendi hakkı saydı. "fiş almasak kaça olur" ile başladı. hala devam ediyor. sorsan çok vergi ödüyor ama her fırsatta da ödememek için yol arıyoruz.
    --- spoiler ---

    herkes sorumlu arıyor memleketin hali neden böyle diye...

    sebebi sizsiniz, biziz hocam. içimizdeki çürüklük bu,

    kanı bozukların ortaya çıkardığı şerefsizliklerimiz.

    "o yapıyor ben biye yapmayayım" diyebilen ahlaksızlığımız.

    ahlaksızlığımıza kılıf aradığımızda kılıfı sunan olunca onun peşinden gitmemiz.

    bir iyi adam kurdu bu ülkeyi. iyilik için sebep koydu önümüze ama 1000 tane kötü adam sebep sununca peşinden gitmekten beis duymayan ahlaksız bir millete dönüştük.

    hepimiz dönüşmedik belki ama şu yazdığım artık memleketin %70'i %80'i

    şu pisliklerin başlarını temizlesek aslında çoğu şey düzelecek de bulaşıyı nasıl temizleyeceğiz bilemiyorum.
  • bazi ilkeler ve insani degerlerden yoksun ki$iler icin soylenen $ey.
  • efsafı, verdiği donelere uygun olmayan.
  • kanı bozuk olduğu varsayılan kişilere ayrıca "sütsüz" diye ayrı bir hitap şekli de mevcuttur...
  • ırkçı vampirlerin kendi milliyetlerinden olmayan veya kendi milliyetlerinden olup, kendileri gibi düşünmeyen insanlara yönelik olarak da kullanabildikleri bir hakaret sözüdür.
  • (bkz: hiv)
hesabın var mı? giriş yap