• yanı başında kansas adında koskoca bir eyalet olmasına rağmen bu şehir kansas eyaleti sınırları içinde değil, missouri sınırları içindeymiş. sadece çok küçük bir parçası kansas'ta kalıyormuş. hayır öyle tıfıl bir şehir de değil üstelik, nüfusu beş yüz bin, missouri'nin en büyük şehri. kansas'ta da daha büyüğü yok.

    böyle bir saçmalık olur mu? yani insan ne diyeceğini şaşırıyor. koskoca kansas city, kansas eyaleti içinde değil arkadaş. insan bunu çocuklarına nasıl anlatabilir? bunun bir sorumlusu bişeyi yok mu? yemin ediyorum çok ciddiyim. hiç mi eli kalem tutan bir adamınız yoktu eyalet sınırlarını çizecek? koskoca kansas city... yazıklar olsun. utan amerika.
  • merkezi ve çok büyük bir bölümü missouri eyaletindedir. ancak kansas eyaletinde de bulunan bir bölümü vardır. insanların bu şehri kansas eyaletinde sanması gayet normal olmakla birlikte abd başkanının böyle bir gaf yapması en fazla gülünüp geçilecek bir şeydir.

    bu şehirde vakit geçirmek ilk gittiğinizde zordur. new york, los angeles, şikago, miami gibi popüler ve büyük bir şehir olmadığı için çok boş gelir. ancak bir süre sonra alışırsınız. yaşamanın ve vakit geçirmenin aslında ne kadar güzel olduğunun farkına varırsınız. çünkü büyük şehirlerdeki gibi bir koşturmaca burada yoktur. otobanları geniş ve trafiği çok azdır. genel olarak ormanlarla kaplıdır. büyük oranda düz bir yapısı vardır. bu nedenle fırtına tehlikesi de barındırır.

    sosyal yaşam için en güzel yerlerinden biri country club plaza bölgesidir. burada yer alan yapılar sevilla'ya benzetilerek inşa edilmiştir ve çok güzel görünmektedir. şehrin en popüler bölgelerinden biri olmasına rağmen otopark sorunu yoktur. çünkü küçük bir bölge olsa da bir çok katlı, kapalı ve üstelik bedava otopark barındırır. barbeküsüyle meşhur bu şehrin en güzel barbekü restoranlarından biri olan ve mutlaka gitmeniz gereken jack stack bbq bu bölgede yer almaktadır. aynı sokağın diğer ucunda the cheesecake factory bulunur. şehrin güzel mekanlarından biridir. adına kanmayın sadece cheesecake değil onlarca çeşit yemek ve içki bulabileceğiniz çok şık bir restorandır. cuma ve cumartesi akşamları diğer tüm mekanlar gibi kalabalık olur ve sıra beklersiniz. ama beklemeye değer. zaten bu günlerde diğer mekanlarda da sıra bekleyeceğiniz için burayı beklemek mantıklıdır.

    yine country club plaza bölgesinde yer alan ve vaktiniz bolsa mutlaka gitmeniz gereken diğer yerler şöyledir:
    buca di beppo: müthiş bir italyan restoran. the cheesecake factory'nin çaprazında, the north face mağazasının sağında yer alan merdivenden aşağı inerek ulaşırsınız. biraz kuytuda kalmış bir yerdir. ancak oturma kapasitesi 550 kişinin üzerinde olan çok enteresan bir yapısı vardır. içerisi labirent gibidir ve ayrı ayrı odalardan oluşur. her bir odanın görüntüsü bir diğerinden farklıdır. duvarlarda italya ile ilgili çeşit çeşit nostaljik fotoğraflar, atkılar, posterler vs. bulunur. kafanızı kaldırdığınızda yukarıda müthiş bir asma ve şarap şişeleri görürsünüz. müthiş bir atmosferi vardır. buraya en az 2 kişi hatta 3-4 kişi gitmenizde fayda var. çünkü tüm yemekleri aile porsiyonu şeklindedir. tek başınıza makarna yemek isterseniz bir tencere makarnayı önünüze koyarlar. 550 kişilik kapasitesine rağmen 50 dakika girişte bekletilmişliğimiz var. ancak içeriye girdiğimizde kimseciklerin olmadığına şahit olduğumuzda şaşırmıştık. sanırım şeflerin dinlenme vaktine denk geldik.

    brio: bir başka italyan restoran. sinemanın olduğu yere yakındır. yemekleri harikadır. buca di beppo'ya kıyasla biraz daha şık bir restorandır. fiyatları da bir miktar daha yüksektir.

    the cheesecake factory: yukarıda da bahsettim biraz. onlarca sayfa menüsü olan ve birçok dünya mutfağından yemek bulabileceğiniz, bana biraz leman kültür'ü anımsatan bir restorandır. cheesecake'leri da adından anlaşılabileceği gibi çok güzeldir. bahar ve yaz aylarında açık havada yemek yiyebileceğiniz çok güzel bir bahçesi vardır. yemek çeşitliliği ve konumu itibariyle sık sık ziyaret edeceğiniz mekanlar arasında ilk sıradan girebilecek bir restorandır.

    zocalo: biro'un bir alt sokağında yer alan meksika restoranıdır. meksika mutfağını sevmediğim için kişisel olarak yemeklerini beğenmesem de cuma ve cumartesi akşam 9'dan sonra adeta bir diskoya dönüşen ve çok eğlenebileceğiniz bir mekandır.

    zocalo ile restoranlardan eğlenceye kaymışken eğlenceden devam edelim. downtown'da bulunan kansas city power and light district cuma ve cumartesi geceleri en önemli eğlence merkezlerinden biridir. şehrin gençleri bu iki gecede genelde buradadır. ortasında konser alanına dönüşebilen bir bölge ve etrafında bu bölgeyi çeviren iki katlı yapılardan oluşan, çok da büyük olmayan bir yerdir. etrafta yer alan bu iki katlı yapılarda çeşitli mekanlar bulunur. ağırlığı dans üzerine olmakla birlikte rock bar da bulabilirsiniz, disko da. hayır ben oturup sakin sakin biramı içerim derseniz o bile var. ancak gece 2'den sonra alkolün de etkisiyle herkes çılgınca eğleniyor. oturmak pek mümkün olmuyor.

    biraz da sanat...
    country club plaza'dan yürüyerek ulaşabileceğiniz bir müze var. the nelson-atkins museum of art. ben çok müze gezen biri değilimdir. o yüzden "hayatımda gördüğüm en güzel müzeydi." dersem beni çok ciddiye almayın. ama bu kadar güzel çok fazla yer gezmedim. dünya tarihinden bir çok şeyi görebileceğiniz müthiş bir yer. osmanlı'da kullanılan çaydanlıklardan, samurai kıyafetlerine kadar binbir çeşit şey var. heykeller, resimler, eşyalar, kıyafetler. müthiş gerçekten. daha da müthiş olan şey bu müze ücretsiz. en azından 2015'te ücretsizdi :) şu an hala ücretsiz sanırım. vikipedi öyle diyor :).

    nelson-atkins müzesinden araç ile 10 dakika kuzeye doğru giderseniz burada da american jazz museum var. giriş ücreti 10-12 dolar civarı bir şeydi. gidip görülmesi gereken yerlerden biri. kansas city'nin jazz müziğe epey bir katkısı var. bunları yerinde deneyimlemenizi öneririm. konumu itibariyle biraz ıssız bir müze. ama öylesi daha iyi. kalabalık olmasından iyidir. nelson-atkins biraz kalabalık oluyor ve bir şeyi görüp hemen yer değiştirmeniz gerekiyor bazen.

    azıcık da spordan bahsedecek olur isek gerçekten şehrin takımlarına çok büyük bir bağlılık besliyorlar. nba'de takımları olmadığı için genel olarak komşu eyalet oklahoma'nın takımını desteklerler. ama konu yerel takımlara geldiğinde bu destek çılgınlık boyutlarında. ben bir keresinde kansas city royals'ın* maçına denk geldim. abartmıyorum, bütün şehri kc royals flamalarıyla süslemişlerdi. kaldığım yer sapa bir yerdi ama orada bile flamalar vardı sıra sıra. toplu taşıma araçlarının tabelalarında go royals yazıyordu. açıkçası geçenlerde oynana superbowl esnasında kansas city'de olmak isterdim. muhtemelen şehri baştan aşağı kırmızıya boyamışlardır :)

    şimdilik bu kadar. olur da buraya yolu düşen olur ise beni de yanında götürsün :)
  • biftegi* ile unlu amerikan sehri.

    sehir kansas ve missouri eyaletlerinin sinirina kurulmustur; sehir merkezi*,
    havaalani* ve alisveris merkezlerinin cogu missouri tarafindadir. bu sebepten olmali ki kansas city denildigi zaman missouri tarafi anlasilir.

    sehrin guneyinde abd'de pek gorulmeyen (ozellikle ortabati*sinda) insanlarin disarida yemek yiyebildigi lokantalari ve sira sira dukkanlari olan "country club plaza" diye bir alisveris merkezi var. bu alisveris merkezi ispanya'nin sevilla kentinden esinlenilerek duzenlenmis.

    ayrica hallmark kartlarinin merkezi* de bu sehirde.
  • united states of america nın en yaşanılası şehirlerinden biridir.

    - ucuz denebilecek fiyatlara amerika’dan beklenmeyecek kadar yeni, geniş ve güzel mimarili evler.
    - geniş caddeler ve neredeyse olmayan trafik.
    - otopark problemi neredeyse hiç yok.
    - 3 mevsim bahar havası ve inanılmaz derece yeşil ve geniş şehir parkları.
    - hava ve gürültü kirliliği neredeyse hiç yok.
    - harika bisiklet yolları.
    - diğer şehirlere oranla gayet makul gıda ve giyim fiyatları.
    - dışarıda yemek için muazzam seçenekler ve makul fiyatlı cafe ve restoranlar.
    - düşük suç oranları ve az sayıda zenci ve hispanik nüfus.
    ...
  • eger jazz'dan hoslaniyorsaniz, hele hele de muzisyenseniz, baska muzisyenlerle tanismak ve hatta dunyanin bu en mutevazi insanlariyla samimi olmak, misal bi sure sonra kansas city caz orkestrasinin pianisti ile arka bahcede mangal yapmak istiyorsaniz, herhangi bir enstruman icin sehrin en iyisinden ders almaksa niyetiniz adamin telefonuna ulasmak bir dergi** almak kadar ucuz, ya da gece caldigi yere gidip kendisine sormak kadar kolay olan, olduresiye keyifli bir sehir kansas city. ustelik daha yemeklerine, okullarina, dogasina. rahatligina, sakinligine, ucuzluguna, insanlarina, vs bile gelmedim dikkat ederseniz.
  • '30lu yillarin kansas city 'sinde gecen ve sehrin yeralti dunyasini anlatan, 1996 yilinda cekilmis harikulade bir robert altman filmi. basrollerde acimasiz mafya babasini canlandiran harry belafonte ve kocasini kurtarmaya calisan jennifer jason leigh yeralir. ayrica filmin muzikleri de cok guzeldir.
  • aksam yapacak bisey bulamadigimdan sozluge baslik girmeme sebep olan abd kenti. sehir cok buyuk bi alana kurulmus olup caddelerde yurumeniz tuhaf bakislara maruz kalmaniza sebep olabilir.
  • bob dylan'ın 60'larda geçirdiği motorsiklet kazasından sonra geçirdiği o gizemli zamandaki kayıtlarının ve yazdığı şiirlerin yeniden yorumlanması projesi the new basement tapes'in güzide şarkısı.

    my morning jacket'in gitaristinin soloları da çok güzel. dylan'ın toksik ilişkisi gerçek midir bilmem ama ben beni zehirleyene bu kadar kibar davranmadım.

    işte şarkı

    kansas city

    işte sözler

    ı listen to you time and time again
    while you tell me just what's right
    and you tell me a thousand things a day
    then sleep somewhere's else at night
    ı'm going back to kansas city

    and ı love you dear, but just how long
    can ı keep singing the same old song
    and ı love you dear, but just how long
    can ı keep singing the same old song
    ı'm going back to kansas city

    and you call me to come, then ı do
    and you say you made some mistake
    you invite me into your house
    then you say you gotta pay for what you break
    ı'm going back to kansas city

    and ı love you dear, but just how long
    can ı keep singing the same old song
    and ı love you dear, but just how long
    can ı keep singing the same old song
    ı'm going back to kansas city

    gypsy woman, you know every place ı go
    even a thousand miles away from home
    you don't care if ı'm asleep or ı'm awake
    this fickle heart just turn to stone
    ı'm going back to kansas city

    and ı love you dear, but just how long
    can ı keep singing the same old song
    and ı love you dear, but just how long
    can ı keep singing the same old song
    ı'm going back to kansas city
  • sylvester stallone'nun da yer alacağı paramount+ dizisi; bir taylor sheridan & terence winter draması. stallone'un, uzun zaman sonra yer alacağı ilk büyük dizi işi, benim de takip listeme aldığım bir proje. bakalım nasıl bir iş ortaya çıkacak.

    --- spoiler ---

    a drama series from taylor sheridan and terence winter for paramount+.

    ıt marks stallone’s first major lead television series, having guested on a number of classic shows such as police story and kojak back in the ’70s and more recently in series such as this ıs us.

    kansas city brings together sheridan, who is fast becoming one of the most significant television creators in the business with series such as yellowstone, mayor of kingstown and 1883, and winter, the sopranos writer and boardwalk empire creator.

    kansas city follows a new york city ıtalian mobster, played by stallone, forced to relocate to the most unlikely of places—kansas city, missouri. set in present day, legendary mobster sal (stallone) is faced with the startling task of reestablishing his ıtalian mafia family to the modernized, straight-shooting town of kansas city. there, sal encounters surprising and unsuspecting characters who follow him along his unconventional path to power.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap