• plastikten yapılma dandik bir topu mevcuttur.
  • plastik top yerine sünger top ile oynanırsa daha zevklidir. hem de sağı solu kırmamızı engeller. kardeşimle yaptığımız süpersonik maçları hatırladıkça gözlerim doldu şimdi, özellikle geniş salonun giriş kapısına çiviler ile tutturduğumuz basketbol potası ve halı ile çizilen 3 sayılık çizgisi, kardeşimden blok yememek için iverson tarzı fakeler ... içimi doldurdu bu başlık öğlen öğlen işyerinde.
  • topu kaybolduğunda, bir çift katlanmış çorap ile de kıran kırana maçlar yapabileceğiniz pota.

    üniversite dönemi, bir bayram günü kuzen ile kan ter içinde tamamladığımız bir maçın ardından aile büyüklerinin bunlar mı adam olacak bakışı , küçük pota ve çorap ikilisinin tamamlayıcısı olarak tarihteki yerini almıştır.
  • marko milic'in şu smacını simüle ederek annemden fırça yememe sebep olan pota:
    http://www.youtube.com/watch?v=ihsf0cz7ifg
  • sekmeyen plastik bir topu vardır. sektirmek için yere doğru ivmelendirirsiniz, "pıt" diye kalır zeminde. sonra çok havaya girmeden devam eder, sektirmeden sadece üçlük atarsınız. hatta potanın tam altına çöp kutusu koyarsanız kağıt çöplerinizi de buruşturup top niyetine kullanabilirsiniz.
  • dar bir koridorun bitişiğindeki kapıya asılırsa, arkadaşlarla beraber oynanan birebir maçlarda bu pota yüzünden çok sakatlanmalar olurdu. ayrıca deplasmanlara da bu potayla gidip farklı arenalarda da maçlar yapılırdı, lakin potaların hepsi çabuk kırılırdı, koli bandı sağ olsun, canavar gibi eskisinden daha esnek ve sağlam yapardık-tabi bize öyle gelirdi- ayrıca komşu evdeki çocuğun bizi çağırdığı bir deplasman maçında topunu almayalım diye bize kağıttan rulo yapılarak hazırlanan topu verdiğini de dün gibi hatırlarım, artık çocuğun topunu niye alacaktık, hatırlamıyorum. ayrıca topların iyi olanları hafif, havası sönük ve plastikten olanlardı. bir de tam anlamıyla fiyasko olan ayakla basınca yamulan toplar vardı, allah o topların hepsinin belasını versin, işte o toplar oyunun en heyecanlı yerlerinde yamularak oyunun içine ediyordu.
  • kardeşle yapılan basketbol maçlarının vazgeçilmezidir. bizim de dar bir koridorumuz vardı ve orta kısımda potayı asabileceğimiz bir kısım vardı. orası sanki pota için yapılmış özel bir çıkıntıydı. zira sımaç vurduktan sonra koridorun diğer ucuna uçabiliyorduk. çok kez jason richardson tarzı bacak arası sımaç denememde ayak parmaklarımı portmantoya vurup acılar içinde kıvranmama neden olmuştur. ha bir de gaza gelip sıçmaç esnasında potaya asılma mallığını gösterip çok kez potayı elime almışlığım vardır. şimdi gel de hey gidi deme.
  • daha da eskiden bunların panyasız vantuzlu versiyonları vardı. maç sırasında vantuzundan kurtulur tekrar yapıştırmakla uğraşılırdı
  • vardı benim küçükken. smaç manyağı yapardım. önceleri jordan olurdum sonradan carter olmaya başladım bir süre sonrada bıraktım aktif kapı üstüne asılmış basketbol potası hayatımı. güzeldi ama...
  • --- spoiler ---

    düzenli faul atışı antrenmanı yaparsanız gerçek potada olumlu etkilerini görürsünüz sakın küçümsemeyin.
hesabın var mı? giriş yap