• hani bazı eşyalar vardır, kendin almak istemezsin. kar küresi mesela. ben kar kürelerine oldum olası hayranım; ama hiç almadım. çünkü onu bir başkasının sana alması gerekir gibi gelir hep. küçücük bir kutu içinde, açarsın bakarsın "aa yıllardır beklediğim kar küresi" flan. ne bileyim aynı şekilde müzik kutusu da. aslında basit, küçük gibi görünse de bir türlü gerçekleşmeyen kocaman hayaller bunlar.
    çoğu zaman varsın olmasın mutluluk, işte o zaman al kar küreni salla bırak masaya, göreceksin ki kolay aslında; o büyülü, masalsı, minik kürenin içindeki, şatosunda huzurla yaşayan prenses kadar mutlu olmak..
  • sanki huzur barındırıyor içinde. en çok koleksiyon yapmayı sevdiğim şey.
  • dünyanın en güzel şeylerinden biri. o kadar iç ısıtan bir şey ki bunları sevdiğiniz sürece hayattan kopmanız mümkün değil.
  • içinde biraz çocuk masumiyeti, biraz umut, biraz da peri tozu barındırır.
  • şu alemin kar küresinin içinde olmadığı ne malum?
    yavaş yavaş diniyorsun sonra hiç beklemediğin bir anda,
    daha mevsimin gelmeden birileri şöyle bir sallayıp bırakıyor yerine:
    tekrardan durulmaya duruyorsun...
  • yıllardır ticaretin içindeyim ben bunun kadar her yaştan insanı görür görmez mutlu edip kalbini yumuşatan, tebessüm ettirip sahip olma isteği uyandıran bir ürün görmedim. kendimi bildim bileli al sat yaparım ve her zaman trend olacak bir ürünü daha ilk anda keşfeder ve ilk ekmeğini yiyenlerden olurum. ama bu ürün yüzyıl geçse bile trend olmaya devam edecek bence. insanlarda uyandırdığı duygu ve heyecanı görmeniz lazım. özellikle bu mevsimde gece karanlığında ışıklı ve müzikli versiyonunu görenler yüz metre ileriden kalp atışları hızlanarak ve çeşitli minik çığlıklar atarak geliyorlar yanına.
  • her şey bir kar küresinin bana hediye edilmesiyle başladı. yıllardır gittiğim her şehirden, özellikle yurtdışı seyahatlerimde mutlaka alırım. çünkü türkiye' de satılanların bibloları çok dandik olduğu için pek güzel olmuyorlar, o yüzden çok güzel olmadıkça pek almıyorum, kürenin içindeki figürlerin çok düzgün ve kaliteli olmasına ve mümkünse simli değil kar taneli olmasına önem veriyorum.

    her boyutta, çeşit çeşit, yaklaşık 50-60 tane kar kürem var, salonumda kendilerine özel bir cam dolabın içinde duruyorlar. her gelen hayran olur ve mutlaka karıştırır. en sevdiğim şehirlerden aldıklarımı ben de ara ara elime alır, ters yüz ederek, yağan karın yıllar önce gittiğim şehrin en ünlü mimarisinin üstüne yağmasını izlerim. terapi gibi bir şey... ara ara hepsini çıkarır, temizler sağını solunu kontrol eder, yeniden yerleştiririm. aşağı yukarı yarım saatimi alacak iş, yarım günüme mal olur.

    bu koleksiyonumu bilen eş dost nadir de olsa bana hediye eder ama onlara beni düşündükleri için müteşekkir olmakla beraber aslında bu pek de hoşlandığım bir durum değildir. birkaç tane hediye edilmiş küreyi de dolapta kendi aldıklarıma nazaran daha görünmeyen bir yerde tutuyorum ama onlara da en az kendi aldıklarım kadar ehemmiyet gösteriyorum.

    özetle sevdiğim bir aksesuardır. hem duygulu hem masalsı...
  • hani çocukluğun mutluluk anları vardır ya, gayet dünyadan soyutlanmış bir şekilde, yılbaşında kar yağsın,sen bacaklarını radyotore yapistirmis bir sekilde camdan bakarak çam ağaçlarındaki birikmiş karı izle , kar taneciklerinin uçuşmalarını.. öyle günleri hatırlatan mutlu bir obje dir karküresi.kendini içinde ve ters çevrilmiş hissetmenin dayanılmaz olduğu anların varlığında karşısına geçip hayaller kurabileceğiniz nesnedir.kimileri hiç bilmezken kimileri için çok değerlidir.
  • genellikle içinde kardanadam vb. şeklinde küçük biblolar olan, ters düz edince veya sallayınca içerde kar yağıyomuş izlenimi veren küredir, belki bilmediğim başka bi adı da vardır ama satın almak istenince böyle tanımlamak yeterli olur muhtemelen
  • mutluluk, yıllarca uğraşılarak zaten ancak bir küçük fanusun içine sığabilecek kadar biriktirilebiliyor. biriken de kırık, parçalanmış. yerde kıymık kıymık duranlar onlar işte. kara benzediği için küreye adını veriyor. minik kar tanelerine benzeyen mutluluk kırıntıları. kar tanesi kadar dokunulmaz, hassas, çok da keyifli izlemesi ama küçücük bir esintide savruluyor, korunmasız. evirip çevirip durmamalı belki de. ne yapacağını da bilemiyor insan, öyle kıymetli ki küre. umutla sallıyoruz, birleşseler de kar topu oluverseler diye.
hesabın var mı? giriş yap