*

  • (bkz: schwarzkopf)
  • (bkz: kafe kafa)*
  • (bkz: sag giga)
  • 1979 yapımı, korhan yurtsever'in yönettiği altın portakal'da geç gelen ödüller kapsamında izlediğim ve beklentimi fazlasıyla aşmış türk filmidir.

    film 1980'de ilk gösteriminden hemen sonra, bir dost ülkenin onuruyla oynuyor gerekçesiyle yasaklanmış ve o tarihden 2011 yılına kadar perde yüzü görmemiştir. betül aşçıoğlu, macit flordun , savaş yurttaş, bülent orangibi oyuncuları kadrosunda bulunan ekibin tüm emekleri aptalca bir neden yüzünden karanlığa hapsedilmiştir. filmin yönetmeni o ilk gösterimden kısa bir süre sonra faili mechul bir şekilde vurulmuş, devamında yargılanmış. 12 eylül'den birkaç hafta öncesinde de yurtdışına göçmüştür.

    kısaca filmden bahsedecek olursak, almanya'ya çalışmaya giden cafer'in, karısı hacer ve çocuklarını da yanına alması ve hacer'in çalışmaya başladıktan sonra düzeni sorgulaması şeklinde özetlenebilir.

    filmin yönetmeni korhan yurtsever'in film sonrasında belirttiğine göre kara kafa türkiye'de sesli çekilen ilk film.

    film hakkında oldukça kısıtlı bilgi var, emin olmamakla berber erkek çocuk rolünde cüneyt kaymak oynuyor, şuan ne yapıyor bilmiyorum kara kafa'daki performansı tek kelimeyle mükemmeldi.

    umarım bir şekilde izlersiniz de bu spoiler ibaresinin bir anlamı olur

    --- spoiler ---

    küçük kerem almanya'daki şehir hayatına alışmaya çalışırır, tahtadan yaptığı arabasıyla bir arkadaşıyla oynarken yanlarına bir alman çocuk gelir, kerem kendi sırasını alman'a verir ve çocuk arabadayken o arkasından iter. birkaç gün sonra kerem aynı çocukla tekrar oynamak istediğinde çocuk kerem'i reddeder ve eline birkaç bozuk para sıkıştırır.

    sanırım filmin en güzel bu sahne özetliyor.

    --- spoiler ---

    yorgun bir iş günü sonunda, biraz da ısrar sonucu istemeyerek gittiğim salondan bunca zaman böyle bir filmin nasıl gözardı edildiğine şaşırarak, filmin tamamlandıktan sonra yaşanan film gibi hikayesini öğrenmenin mutluluğuyla ayrıldım.

    bilmiyorum nerde, nasıl yaparsınız ama fırsatını bulursanız mutlaka izleyin.
  • 1 aralik 2016 tarihinde berlin'de galasi yapilan 1979 yapimli filmdir. uzun yillar yasakli oldugu icin gösterimi ne türkiye'de ne baska bir yerde yapilabilmis. ve negatiflere de maalesef 1980 darbesinde el konulmus.

    dün yönetmeniyle gala sonrasinda söylesi gerceklestirildi, dinlediklerimi buraya unutmadan dökeyim.
    film almanya'ya calismaya gelen türk iscilerin hayatlarini anlatiyor. fikir o zamanki berlin belediye baskanindan cikmis, kendisi yönetmene böyle bir film cekilse cok güzel olur demis.
    filmde sendikal mücadele, isci haklari, kadin haklari cok önemli bir yer tutuyor.
    film türkiyede mekan sesiyle cekilen ilk film. daha öncesinde filmler sessiz cekiliyormus ve üzerine dublaj yapiyormus. bundan dolayi da daha önceki filmler cekilirken oyunculara yönetmen sürekli sufle veriyormus, bu film direk sesli cekildigi icin sufle vermek gibi bir imkan mümkün degil. oyuncular bu yüzden cok zorlanmislar. provalardaki oyunculuklari yansitamamislar bazen.
    filmdeki ana oyuncular türkiyeden gelmisler, diger oyuncular almanyadaki amatörlerden olusuyor.
    berlinde sanayi olmadigi icin iscilerin calistigi fabrika sahneleri icin baska sehirde cekim yapmak gerekmis bu yüzden filmde berlin ve diger sehirlerden bölümler var.
    filmin cekildigi kamera da henüz türkiyeye gelmemis bir kameraymis, bu yüzden kameraman olarak da alman bir kameraman calismis.
    24 kareymis önceki sessiz filmler, bu film 25 kareymis. ve bu yüzden laboratuarda o dönemki ekipmanlarla uyumsuzluk olmus. sonra uygun bir ekipman bulunmus.
    sesli film cekmenin zorluklarindan kaynaklanan dogal nedenlerden ötürü cekimler 2.5 ay sürmüs. yönetmenin önceki filmi 3 haftada cekilmis. yönetmen önceki filmimden kazandigim bütün parayi bu filme yatirdim diyor.
    normalde o dönemde film cekmeden önce senaryo sansür kuruluna veriliyormus ve kurul onaylarsa film cekiliyormus. yönetmen sansüre takilmasin diye aslinda yurtdisinda cekiyor, alman filmi gibi düsünülür sansüre takilmaz diye düsünüyor ve senaryoyu da cekmeden önce sansür kuruluna vermiyor. ama gösterime ilk olarak almanyada sokulmuyor, türkiyede sokmak istiyor ve sansür kurulu da filmi izlemeden onay vermiyor. yönetmen filmin 5 dksini kirpiyor ve sansür kuruluna götürüyor, kurul filmi izlemeye basladiktan 5 dk sonra salondan "komünist pezevenk" diye ses geliyor. sonrasini izlemiyorlar. 5inci dakikada isci elbiseleri fabrikanin tepesine bir iple cekiliyor ve iscinin sembolik olarak yükselisi gösteriliyor.
    film sansürden gecememesine ragmen o gün yönetmenin arkadaslari filmi görmek istiyorlar. bir sinemada toplaniliyor 25-30 kisi gelecek sadece. 1500 kisi izlemeye geliyor, filmin yarisinda polis sinemayi basiyor. negatifleri istiyorlar. yönetmen negatifi veririz ama bu 1500 kisiyi ne yapacaksiniz diyor. polis de o zaman sabah negatifleri getirirsin diyor. filmi izledikten sonra dolmabahce civarina sohbet etmek icin gidiliyor, etrafa baya tekinsiz tip geliyor. o gece yönetmen evine girmeye calisirken capraz atese aliniyor ve 2 yerinden vuruluyor. sonrasinda herseyini türkiyede birakarak yurtidisina kaciyor, darbe ve sonrasinda evinde biraktigi hersey yagmalaniyor.
    yillar sonra 2009da bir sekilde filminin negatiflerine ulasiyor.
    2011de de antalya film festivalinden ariyorlar göstermek icin. ilk 2 aramada birileri dalga geciyor diye düsünüp kapatiyor, ücüncü aramada ikna oluyor, kendisi o esnada cok duygulanmis ve aglamis.

    benim yorumlarim asagida. böylesine zor cekilmis ve onurlu bir mücadele vermis bir filme negatif yorum yapmak istemezdim ama rasyonelim maalesef.
    - oyunculuklar bir kac kisi haric cok kötü. amatörler rezalet.
    - cekimleri yapan kameradan rezalet. garip garip zoom in, zoom out.
    - montaj rezalet. gereksiz sahneler cok uzun tutulmus.
    - oyuncu yönetimi rezalet. bazi sahneler cok tiyatral ve komiklesiyor.
    - kafaya vura vura propaganda yapilmis. potemkin zirhlisi bile bu kadar direk propaganda yapmiyor. propaganda filme yedirilmek yerine direk repliklerin icine koyulmus.

    neyse her seye ragmen izlenmesi ve dönemin sartlarina göre, türk sinemasinda ilk ortam sesiyle cekilen film olmasinin zorluklarina göre, amatör oyuncular düsünülerek, kameramanin ilk kez calisilan bir kameraman oldugu düsünülerek degerlendirilmesi gereken bir film.
  • varlığından bugün haberdar olup izlediğim '79 yapımı, sansüre takılmış çarpıcı film. filmde almanya'da işçi olan, etliye sütlüye karışmayıp, sadece kazanacağı markları düşünen cafer'in (bkz: savaş yurttaş) eşi hacer'in (bkz: betül aşçıoğlu) fabrikada çalışmaya başlayıp bilinçlenmesini ve cafer ile yaşadığı çatışmaları anlatır. söz konusu hacer isimli karakter derneklere, siyasal toplantılara giderek bilinçlenmesine bilinçlenir ama bu arada da çocuklarını ihmal eder. yeni doğan bebeği emrah'ı kreşe veremediğinden küçük kızı zeynep, kardeşi emrah'a bakmakla görevlendirilir. almanya'da da okula devam zorunluluğu olduğundan güya çocukları memlekete gönderdikleri yalanını uydurup iki küçük çocuğu eve hapsederler. evin büyük oğlu 10 yaşlarındaki kerem ise yeni yerleştikleri ülke ile uyum problemi yaşamaya, okuldan kaçmaya, hırsızlık yapmaya, sigara içmeye başlar.

    filme getireceğim tek eleştiri; bu kadar bilinçlenen bir kadın, çocuklarının sorunlarını nasıl olur da göremez? onların sorunlarını çözecek hiçbir pratik geliştiremez mi? almanya'daki çalışma şartları ağırdır ağır olmasına ama onlarla ilgilenecek hiç mi vakit bulamaz?
  • türkiye haritasının sağ yarısında çok sık görülen bitki örtüsü.
  • az önce izledim. ve bunca yıl sonra izleyebilmenin hüznünü yaşadım. filmin muhakkak çok fazla kusuru var.

    --- spoiler ---

    bit pazarı sahnesinde bir çocuğun kameraya bakarken uyarılmasına(büyük ihtimalle kamera asistanından bir tekme yedi) çok güldüm.
    --- spoiler ---

    fakat bir filmi... 1979 da çekilen bu filmi bu gün izleyebilmemiz çok garip. neden izleyemedik? sansüre takılmış. neden takılmış? "kurtulmak yok zincir ve yumruklardan tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz" dediği için.

    ideolojiler zamanın insani ihtiyacına uygun olarak üretilmiş düşünme kalıplarıdır. genelde de zamana uygun olarak iki tane üretilir. ya busundur ya da diğeri... bu filmi şuan izleyebilme lüksümüz sağ-sol ideolojisinin eskidiği için artık yerine yenisinin geldiğinden dolayıdır.

    film için söyleyecek olursak, dönemin almanyasında yaşanan buhranlı hayatın, kurtuşunun sosyalizmden geçtiğine dair umutlarla çekilmiş bir film. dönemin şartlarına göre, hatta filmin daha sonraki akıbetine bakınca çok başarılı bulduğum bir yapım.
    fakat günümüz kafasıyla, bu gün işten geldim, açayım her hangi bir film izleyim kafasına göre çok zayıf, hatta başarısız bir filmdir.

    iyi seyirler.
  • biz ne izledik ya!!

    ya bu neydi allasen?

    köyden mi gelmişti o kız?
  • belgesel niteliğinde görüntüleriyle etkileyici mubi türkiye'de gösterime giren türkiye kırsalından almanya'ya göç ve devrimci işçi sınıfı filmi. "kara kafa" türk işçilerin ve çocuklarının çalışmaya gittikleri almanya'da ezilmelerini ve ayrımcılığa uğramalarını anlatıyor. ama toplumcu gerçekçi falan değil, doğrudan ajit-prop sanat yapılmış. savaş yurttaş, betül aşçıoğlu, cüneyt kaymak, özlem güler, macit flordun, gülsen tuncer, ercan demirel, bülent oran, wolfgang esch, bahri ateş gibi yıldız oyuncuları var. belli ki siyasi mesajı öne çıkarmak istemişler bu yüzden elde metin okur gibi doğal olmayan vurgular ve diyaloglar var. yine de görüntüler nefis, kullandığı mecazlar, anlattığı hikayeler ve verdiği mesajlarla film çok güzel. filmin hikayesine dair yönetmeni korhan yurtsever ile gazete duvar'da yayımlanan söyleşiyi öneririm. yapılmasından gösterimine filmin başından geçenler filmlere konu olacak cinsten.
hesabın var mı? giriş yap