*

  • ümit yaşar oğuzcan ın oldukça güzel şiirlerinden biridir.

    karanlığın gözleri

    şimdi yoksun
    seni düsünebilirim artık
    tutar ellerini öperim uzun uzun
    kimseler ayıplayamaz beni
    yokluğunda seni nasıl sevdiğimi anlayamazlar
    işte gözlerin işte dudakların
    senin olan ne varsa karşımda duruyor
    ayaklarını dilediğim yere götürebiliyorum artık
    sevdiğim şarkılari söyletiyorum dudaklarına
    ve hoyrat ellerimle seni
    her gün biraz daha güzelleştiriyorum
    bütün resimler sana benziyor hayret

    bütün aynalarda sen varsın
    nereye gitsem peşimden geliyorsun
    simdi sigarasın dudaklarımda
    biraz sonra beyaz bir kağıt
    ve akşam içtigim bir kadeh içki olacaksın
    kimse yokluğunda bunca sevilmedi
    kimse yokluğunda ilahlaşmadı bu kadar
    saçların böyle daha güzel
    sen daha güzelsin
    gelecek mutlu günlerin ışığında
    her şey daha güzel

    ne var ki ayrılığın adı kötüye çıkmış
    yoksa bin yıl daha yaşamak isterdim
    ve seni bin yıl daha
    ayrılıklar içinde sevmek isterdim
    ama biliyorsun nihayet ben de bir insanım
    umutsuzluğa düştüğüm anlar oluyor
    hiç gelmeyeceksin sanıyorum
    o zaman kurşun gibi bir korku saplanıyor kalbime
    katran gibi bir yalnızlık sarıyor içimi
    yalnızlığımdan utanıyorum
    beni sevmesen ölürdüm
    beni sevmesen bir çakil taşıydım simdi
    beni sevmesen bir duvar gibi sağırdım
    kördüm bir at kadar
    ölümden aciydım ölümden beterdim
    beni sevmesen
    dünyayı bütün insanlara zindan ederdim

    beni bu kadar saracak ne vardı
    kanıma girecek
    göz bebeklerime oturacak
    bir sen fani gibi dudaklarımdan eksilmeyecek
    ne vardı
    hiç karşıma çıkmasaydın
    bu kör olası gözler görmeseydi seni
    ne vardı güzelligini bilmeseydim
    bir dua gibi bellemeseydim adını
    ne vardı bütün gece
    gözlerimi tavana dikerek
    seni düsünmeseydim
    belki karşımda değilsin yanılıyorum

    bu gözler senin gözlerin değil
    aldatıyorlar beni
    karanlığın gözleri olmalı bunlar
    bana böylesine keder veren
    gülmeyi,yasamayı haram eden
    bir karanlığın gözleri olmalı
    öyleyse sen hiçbir yerde yoksun
    sana hiçbir zaman yaklaşamayacagım
    yalan bu geçici sevinç,bu nur,bu ışık
    bu karanlığın ortasında yanan alev gözler
    bu kadeh içki gibi aydinlik
    ne dedimse inanma
    seni degil kendimi anlatıyorum
    sen istedigin kadar
    varlığın ta kendisi ol
    ölümsüzlüğün ta kendisi
    ben günden güne yok olmaktaydım
    bütün ışıkları kaldırıp attım bir yana
    anlıyor musun
    gökyüzü güneş olsa
    sensiz karanlıktayim.
  • ümit yasar'ı sevmemi saglayan, ayrılıktan sonra yasananları, hissedilenleri, kurulan hayalleri en guzel dile getiren; unutulamayanların ardından soylenebilecek en güzel sözleri soyleyen şiir..
  • levent aslan diye bir yazarın korku romanı. öbür taraftan gelen bir iblisin saçtığı dehşeti konu alan, bana göre türk korku edebiyatının başyapıtlarından olabilecek bir romandır. kitabın yazı karakteri daktilo tipidir ve bu, sayfaları bu olayı yaşayan gerçek birisi yazmış gibi etki etmektedir.

    kaç adet basıldı bilmiyorum ama google'da bile esamesi okunmuyor. çok ilginç.
  • dün akşam itibariyle samanyolu tv ' de yayınlanmış 2011 güney kore yapımı bir gerilim filmi. gerilim filmi klişelerinden sıkılanlar için çok iyi bir alternatif olabilecek nitelikte.
  • bir insan bir insanı ancak bu şiirdeki kadar yaralayabilir duygusal bağlamda ya da ancak bu kadar terk edilebilir bir insan, bu kadar yüzüstü bırakılabilir. ''vicdan vicdan'' diye haykırıyor adeta.
    örneğin ben böyle bir şey söyleyemem kimseye. veyahut bu şiiri kimseye ithaf edemem. yapabileceğim tek şey bu duyguları yaşatmak olur/oldu hak etmeyen insanlara. sonra utancımı ve vicdanımı avcuma alıp yok etmeye çalışırım. bencillik sergisi.
  • ümit yaşar ın en sevdiğim şiiri. bazı duyguları hiç yaşamasam da şiirler onları bana hissettiriyor. ümit yaşar "gökyüzü güneş olsa/ sensiz karanlıktayım" diyor, karanlıklara bürünüyorum.
  • "bütün resimler sana benziyor
    hayret
    bütün aynalarda sen varsın
    nereye gitsem peşimden geliyorsun
    şimdi sigarasın dudaklarımda
    biraz sonra beyaz bir kâğıt
    ve akşam içtiğim bir kadeh içki olacaksın"
  • dean koont'un 1981 de yazılmış eseri. ilginç olan o tarihte wuhandan çıkacak bir virüse işaret etmekte.

    kaynak.
  • 1981 yılında yazılmış bir kitap. kitabın wuhan-400 isimli bir virüsün dünyaya yayılmaya başlayacağından bahsettiği iddia ediliyor.

    https://www.webtekno.com/…nasil-ongordu-h85793.html

    fakat yabancı kaynaklı bir teyit sitesi kısmen doğru kısmen yanlış demiş.

    https://www.snopes.com/…ontz-predicted-coronavirus/

    iddianın doğru olup olmadığını pekala şekilde sanırım kitabı okuyanlar bizlere aktarabilirler.
hesabın var mı? giriş yap