• görme engelli vatandaşlarımız için kitap seslendiriyorum.
    üç kitap bitti bile.

    (bkz: kitaplara ses)
  • her zaman yaptıklarımı... bana tek faydası, bugüne kadar zaten karantinada olduğumu öğrenmem oldu.
  • temaslı kontenjanından 10 günlük karantina sürem bugün başladı. elimdeki son işi teslim ettim, kahve içtim, salata ve yeşil çay yaptım, yorgun değildim ama öğleden sonra biraz uzanayım dedim. arkadaş, ben böyle kaliteli uykuyu en son 5 yaşında parkta tepinip eve gelince anneannemin içirdiği 1 bardak ayrandan sonra uyumuştum. kendimi hep çok iyi uyuyor zannederken uykularım uyku değilmiş meğer. öyle derin, kaygısız, kıpırtısız, ılık mayıs gününde havadan hafif olduğu için bir türlü yere düşmeden süzülen tüy gibi. çoğunluğa göre şanslıyım, hem mental hem fiziksel olarak zorlansam da sevdiğim bir yerde sevdiğim bir işi yapıyorum, sabahları lanet ederek uyanmıyorum. buna rağmen bir an olsun beynimin fonunda hiç durmadan dönmeye ara vermesiyle reset atılmış gibi oldum. yarın da biraz zeytinyağlı pişirir, kitap okur, tüm gün kimonoyu hiç çıkarmadan yaşar giderim. benim buna çok ihtiyacım varmış.
  • kafayı yiyorum.
    annem hipertansiyon nedeniyle 1 aylık hastane günlerinden sonra 15 gündür yoğun bakımda. kendinde değil.muhtemelen hiç olmayacak. solunum cihazına bağlı.

    virüs sebebiyle günde 15 dk bile göremiyoruz artık.

    bir kaç gün sonra boğazından delik açacaklar. daha sonra ne yapacağız bilmiyorum. daha doğrusu seçenekleri bile düşünürken tükeniyorum.

    eşim çocuğum için de endişeleniyorum. ve yıllar sonra yalnız kalan babam ve kardeşim için. elimden geleni yapıyorum. piskolojik olarak tükenmek üzereyim ama sabrediyorum. oğlum sayesinde biraz sarj oluyorum.

    bu günlerde geçecek inşallah.

    edit: malesef.
  • sürekli yemek yapıp yiyoruz
  • acilde açılan covid19 polikliniğinde hasta bakıyorum.
  • sabah yatağımızdan kalkıyoruz pencereyi açıp odayı havalandırıyoruz sonra mutfak diye bir yet var açık büfe kahvaltı. ordan kahvaltımızı yapıyoruz. sonra koridor diye uzun ince bir yerden geçip elimizi yıkıyoruz, dişimizi fırçalıyoruz. sonra sinema salonu olan oturma odasına geçiyoruz orda ücretsiz wifiden de yararlanıyoruz. sonra açık büfe olan mutfağa gidip çay kahve tercihe göre içecek alıp salon adı verilen kocaman gizli odaya giriyoruz bir süre burayı inceliyoruz danteller falan sonra günün en güzel zamanı açık hava balkonu. çayımızı kahvemizi alıp balkon denilen açıklığa çıkıp günlük d vitaminimizi ve havamızı alıyoruz burda birçok aktivite yapabiliyoruz mesela geçen arabaları saymak, kaç insanda maske var kaçında yok gibi ufak çaplı eğlenceli oyunlarla günümüze neşe katıyoruz. sonra üşüyüp sikerim diyip içeri giriyoruz. evde kardeş varsa onunla dans ediyoruz ya da dövüşüyoruz. sonra akşam yemeği vakti geliyor mutfak denen yere gidip açık büfeden faydalanıp vücut direncini yükseltiyoruz. sonra odamıza geçip kitap okuyoruz biraz. odadan çıkıp oturma odasında aile ile kaynaşıp haber izliyoruz saat 9 olunca balkona çıkıp vefakar sağlık çalışanlarını alkışlıyoruz. bir süre daha kitap okuyup, dizi-film izleyip ya da varsa flörtle-sevgili ile konuşup yatış için konforlu yatağa geri dönüyoruz.
  • kızımın ilk adımlarını izliyorum. çocuk karantina günlerinde yürümeye karar verdi.
  • akil almaz bir olay yasandi bu aksam sularinda. abim aksam eve kapiyi kirarcasina girdi ve salona onun silüetinden önce devasal bir kutu girdi. adam ping-pong masasi almis.
    yakinda evde birbirimizden sikilicaz önlem almak istedim diyo. hayir ikinci masa tenisi macindan sonra 3.dünya savasini cikaricak daha büyük zarar.
    bu karantina bizi üzecek belli. bak hala arkadan aglama daha baslamadik diyo:))
hesabın var mı? giriş yap