• bugün 10. günüm son 6 gündür dışarı adım bile atmadım. ilk işe gitmeyeceğimizi öğrendiğimde süresiz karantina fikri biraz korkutmuştu ama sonrasında kendimi, yüzme bilmeden denize sırt üstü bırakılmış ve suyun üzerinde hiç çabalamadan kalmayı keşfetmiş olmanın tatlı huzurunda buldum. suya çabuk adapte olup güneşin ve denizin tadını çıkarmaya bile başladım. böylece eskiden yapmadan duramadığım rutinlerimi farkında olmadan bıraktım. onların yerine daha farklı karantina rutinlerim oluştu hem de kendiliğinden.. dışarı çıkıp koşamazsam ölürmüşüm gibi geliyordu hatta ve hatta sırf bunun için şehir değiştirdim ama koşmadan da oluyormuş.. yıllardır spor yapan biriyim hiç evde bir kere bile antrenman yapmamıştım ama evde antrenman yapmanın da keyfini keşfettim, bunun için çok güzel youtube kanalları ve aplikasyonlar varmış.
    2 gün antrenman yapıp 1 gün hiç bir şey yapmama gibi bir programım kendiliğinden oluştu. karantinanın en güzel yanı hiç kasmamak bir yere yetişme derdi yok, günün hiç bir önemi yok, saatin yine önemi yok içinden geldiği gibi hareket etme ya da etmemek senin elinde olması çok enteresan bir deneyim.
    tamamen de boşvermiş değilim.. sürekli bir şeylerle ilgileniyorum ya yazıyorum ya okuyorum ya da izliyorum. dünya ve kendimle hala bir derdim var ve o dert beni besliyor..
    şükrediyorum hala ailemden ve yakınlarımdan hastalığa yakalanan olmadığı için.. o yüzden böyle bir süreçte evde sıkılmak bana bayağ şımarıkça geliyor.
    bu yazıyı karantina bittikten ve her şey yoluna girdikten sonra okumak için yazdım..

    edit: başlığı bu kadar yazılacağını düşünmeden kendime not niyetine açmıştım ama benim gibi çok yazar varmış, kendini bilen yazarların varlığını bilmek ne güzel.
  • (bkz: ben) bıraksan bir sene yataktan çıkmayabilirim ( 15 gündür çıkmıyorum/zorunlu alışveriş ve para çekim islemleri hariç)
  • ben. evde zaman geçirmek güzel şey. nasıl olsa bu olaylar geçecek biz de dışarı çıkıp yine koşturmacaya başlayacağız. bırakın keyfini çıkarın.
  • tek başına ve sıkılmıyorsa asosyaldir, hastadır. tedavi edilmesi gerekir.
  • karantina bitince de evde oturmak isteyecekler
  • bu benim. bilgisayar, internet, telefon olduğu sürece evden çıkmadan aylar geçirebilirim. sıkılınca arabaya atlayıp 2-3 tur atıp geri eve dönerim.
  • benim.
    tek bir şeye daha ihtiyacım var onu bulabilseydim uzun bir süre daha bu şekilde ysşayabilirim. tek bir şey.
  • dil öğrenmek için, ailesiyle vakit geçirmek için, babasından kalan kitapları karıştırmak için, anneannesinin yemek tariflerinden bazılarını denemek için, okuyamadığı kitapları okumak için, uzun zamandır ihmal ettiği yazmaya yeniden başlamak için ve daha nicesi için bir fırsat olarak görüyordur bu dönemi. işimi çok özledim ama sıkılmaya da asla fırsat bulamadım. yatağa son derece yorgun ama mental olarak tatmin olmuş şekilde gidiyorum. zaten insan sevmezdim, kimseyi görmediğim için de çok memnunum açıkçası.
  • zaten normal hayatı da karantina şeklinde olduğundan ötürü, zorlanmadan kalan insandır. benimdir.
  • ben de o'yum.
    şu an hala yaz gelmemişken, hala ortalık ısınmamışken olabilecek bir büyük depremin (bir de yağmur, fırtına veya yöreye göre kar varken) türkiye cumhuriyetinin ve hepimizin nasıl sonu olacağını düşündükçe sıkıntı falan kalmıyor.

    bu risk bile; faturaları, kirayı, banka borçlarını ödeyememenin, hatta evde açlıkla mücadelenin bile, bu senaryoya göre konfor olduğunu hissettiriyor.

    neticede başımıza gelecek her türlü felakette kaderimizle baş başayız ve devlet falan da bir sükut-u hayal şimdilik. kimse kusura bakmasın. iyi günlerimiz olabilir.

    ama, olmayabilir de.
hesabın var mı? giriş yap