• ödemesini yaptığım tüm kargolarda az çok veriyorum.
    yaz günüyse dolapta soğuk soda, gazoz varsa ikram ediyor veya soruyorum.
    he o siparişi verirken 2 lira ucuzunu bulmak için 2 saat bütün sitelere, kart kampanyalarına, kupon vs ne varsa koşturuyorum o ayrı o benim hobim.
    yalnız şöyle bir durum daha var pek alıcı ödemeli sipariş vermiyorum.
  • herkes yaptığı iş, verdiği hizmet için para kazanırken niye belli iş gruplarına bahşiş tanımlanmış? iyi hizmet götürmek zorundasın zaten bu şartlar altında. alternatifin var her zaman.
  • 25 kg kedi kumunu 3 kat sırtında çıkaran kuryeye bahşiş veremeyip içime dert olan olay. aynı anda hep kargom hem de doğalgaz kontrolü için geldiler. evde 2 kedi kapıdan kaçmak için fırsat kolluyor. doğalgaz için gelenler açmadan gitmek için fırsat kolluyor. kargocu abinin bahşişi kaynadı gitti o arada. 3 hafta oldu hala aklıma geliyor üzülüyorum.
  • artık çoğu covid-19 nedeniyle kapıya bırakıp gittikleri için bahşiş vermek pek mümkün olmamaktadır.
  • yanlış açılan başlık, kuryeye bahşişin yaygın olmaması başlığı daha uygun. ben veriyorum, damacana su getiren çocuğa da veriyorum, yemeksepeti siparişimi getirene de veriyorum. şu pandemide bizim götümüz kıymetli dışarı çıkmıyoruz, imkanımız var çünkü. asgari ücretle, sabahtan akşama (21.00’de 2 damacana getiren sucu var yahu günde 12 saatten fazla çalışıyorlar) it gibi çalışan, sen götünü kaldırmazken hizmeti kapına kadar getirene hiç yoksa 3-5 lira verirsin.

    diyo ki memura da ver o zaman. oğlum memur dediğin 4-5 bin lira maaş alan, 8-5 çalışan tip. günde 12-13-14 saat çalışan asgari ücretliyle nasıl bir tutuyorsun? paran yoktur o ayrı ama cimriliğin de alemi yok.

    en azından bizim gibi yaparsın. eve geldiğimzide cebimizdeki 1 liraları atarız kenara, baya bir birikiyor. o yığından artık gönlümüzden ne koparsa. hava yağmurlu, aşırı sıcak/soğuksa bir şeyler de ikram ederiz. ölmezsiniz azıcık insan olunca.

    bu işler bulaşıcıdır, geçen gün yolda yürüyorum, yapraklar dökülmüş, benim kafa işte tabi dalmışım gidiyorum. karşımda yaşlı bi teyze geliyordu, “yapraklar ne güzel düşmüş değil mi evladım” dedi gülümseyerek. yahu o kadar mutlu oldum ki, teyze diyecektim senin bu ülke hakkındaki önyargılarımı yıkmaya ne hakkın var? bana kaş çatman, ters ters bakman, gençler de amma saygısız falan demen lazım ama sen gülümsüyorsun.

    demem o ki paranız yoksa bile bi su ikram edin, içten teşekkür edin. eksilmez, aksine çoğalırsınız. eliniz değmişken sokak hayvanlarına da evdeki yemek artıklarından bırakıverin, siz her sokağa girdiğinizde kuyruğunu sallamaya başlayan bi köpecik, yanınıza koşan bi kedicik görmek de iyi gelecek.

    edit: ulan hakkaten aramıza sırça saraylarından katılan kraliyet üyeleri varmış. diyo ki nakit kullanıp hastalığı yayıyorsunuz. kargocu kare kod okuyan pos cihazı getirdi de biz telefonunuzdan okutup bahşişi düşürmedik mi? geçen gün dolmuşa bindim (pandemi başladığından beri ilk ve son) dolmuş şoförü yanındaki bozukluğı attığı kutunun içindeki yüzlerce 1 lirayla oynuyor, kurcalıyor, karıştırıyor filan. işe yürüyerek gidip geliyorum artık, anasını satayım yemin ediyorum maskeyi adam gibi bir ben takıyorum. ne kadar yaşlı/genç varsa ya çenesine indirmiş, ya burnu açıkta yada hiç yok! devlet utanmasa sokağa çıkma yasağını gece 12-sabah 4 arası yapacak, avm’de insanlar yerde yemek yiyor, ama ben bitap düşmüş adam akşam 9’da bana damacana getirdi diye ve ben ona bahşiş verdim diye hastalık yayıcı oldum. valla istediğiniz kadar bok atın, teşekkür edince yüzündeki gülümseme yeter. bu arada bir şeyler ikram edin dediğim genel anlamda, şu pandemi sürecinde değil. ben zaten lisede garson olarak çalıştığımdan beri para kazanmaya başladığım andan itibaren bahşiş veren biriyim. halden anlamakla alakalı biraz bu işler.
  • e apartmana sıçıyorlar..
  • kaş yapayım derlen göz çıkarmamak olabilir.

    kağıt ya da metal para gibi elden ele dolaşan mikrop yuvası objelerin insanlar arası alış-verişi pandemi döneminde iyice göze batar hale geldi.

    kuryenize 10 lira verip 5 lira üstü var mı falan deseniz o anda 20 hanenin mikropunu biribirinize bulaştırdınız, hayırlı olsun.

    kuryenin getirdiği ürün de insanlar tarafından ellenmiş falan da hem paketlenme ve gelme sürecinde 5 kişi falandır, hem de paket üstüne dezenfektan sıkıp açmak çok daha kolay.

    bu devirde hala nakit kullanan insanlar var yahu.
  • bahşişin ahlaki bir kural sayılacağı amerikada 1 yıl boyunca kuryelik yaptım orda da durum farklı değil. 10 binden fazla paket taşıdım aldığım bahşiş 5-10 sefer. bunlar da genellikle müşteri için extra yaptığım durumlardır. atıyorum müşteri o anda yakın başka bi adrestedir getirebilir misin der, ya da benim gittiğim saatte değil de başka bir saatte getirmemi rica eder vs.

    sanırım müşteriyi özel hissettirmek işin temelindeki mantık.
  • önce daireye kadar yukarı çıkmayı öğrensinler. kapıya kadar geldiler de biz mi bahşiş vermedik ahahaha!
  • beni hiç evde bulamamalarındandır.
hesabın var mı? giriş yap