• dünya üzerinde var olan tüm kavramlar içerisindeki en büyük illizyon olan vasat kavram. hiç unutmam lise 2. sınıftayız. okulda minyatür kale futbol turnuvaları var. çok iyi topçu değilim ama top geçse adam geçmez beni geçse o ayağı eline veririm mentalitesinde yaşardım o yıllarda. çok güzel goller mi atardım yok, çok güzel çalım mı atardım asla ama beton zeminde ne karşımdakine ne kendime acır direkt adamın ayağına kayardım mascherano stayla. neyse dörde dört takımlar zaten tm sınıfıyız sınıfta var 6 erkek. takım için büyük rekabet yok yani. öyle böyle ilk maçı kazandık asisti de yazdım. ikinci maç sınıf öğretmenimizin dersine denk geliyo adam tüm sınıfa izin verdi maçı izlemesi için. insan aynı anda iki kıza aşık olur mu? olur mu bilmem ama ben olurum hacı. ikisi de maçımı izleyecek. başladık maça daha bismillah demeden bizim elemanlardan biri halen motivasyonunu amacını çözemediğim bi şekilde ortada en ufak bi durum yokken rakibe kafa atıp kırmızıyı yedi. haydi bismillah zaten rakip çıksalınlı messi, kasımpaşalı ronaldo takviyeli okulun en güçlü takımı biz dakka 5 kaldık 3 kişi. anında yazdı adamlar tabi golü gayet rahat bi biçimde. ulan ileri çıksan bi türlü çıkmasan bin türlü zaten üç kişi kalmışın, bi adam zaten kale önü forvetimiz iyi allahtan ama adam yalnız ne yapsın neyse ikinci golü de yedikten sonra sikerler diyip direkt daldım rakip ceza sahasına. herkesin umudunu yitirdiği bi anda gelişine tüm gücümle imanın gücüyle vurdum topa.

    kodumun topu kalenin 25 metre yukarsına çıktı ki hatırlatırım kale minyatür. neyse ulan rezil olduk, kızlar da izliyo düşünceleri arasında rakip kaleci başlattı oyunu. çıksalınlı messi tam topu ayağına aldı ulan zaten maç gitti bari adamı biçelim de karılara karizma olur ayağına adama direkt çift daldım. tabii hakem direkt kırmızıyı verdi. böyle artist tiripler lebron james stayla isyankarlığı arasında sahadan çıkarken hakemler 2 kişi kalan takımın(ki okul tarihinde ilkmiş) maçın hükmen mağlubü seçilmesine karar verdi. neyse biz ibne hakem, penaltımızı yediler, kart da kart değildi bak vs vs kaybeden ağlaklığıyla sınıfa giyinmek için çıkarken sınıf hocamız kesiti önümüzü. ve hayatım boyunca unutamayacağım bi ayar ve felsefe hediye etti bize;

    - lan nasıl adamlarsınız lan siz birebirde yoksunuz, koşma yok kovalama yok nerde artistlik nerde karı kıza şirin görünme çabası orda siz. lan sen nasıl bi adamsın yavşak(ilk kırmızı kart gören adama) rambo musun oğlum sen arıza mısın karı kız mı kaldıracan böyle mal hareketlerle. sen ne ayaksın lan(bana) hayvan gibi şut çekmeyi yediremeyip kırmızı kart görünce karizma mı olacan adam mı olacan lan. karizma ne lan karizma diye bişey mi var lan. sıçan bi varlık karizma olur mu? sonra bla bla bla bi saat konuştu ama sıçan bi varlık cidden karizma olur mu lan? sorusu üzerine çok düşündüm ben. o zamana kadar nasıl göründüğüm en önemli derdimdi. ama en karizma insanın bile kütür kütür pötür pötür sıçtığını düşününce harbiden niye karizma kasıyorum dedim. o günden sonra hayatım boyunca hiç karizma görünmek için yapmak istemediğim şeyler yapmadım, gitmek istemediğim yerlerde olmadım. karizma kastığım yıllarda yüzüme bakmayan kızlar ipimle taşşağım sikimle uşağım mentalitesinde dolaştığım günlerde köpeğim oldu.

    sözün özü karizma parfüm satmak isteyen, araba satmak isteyen sikko reklamcıların uydurduğu soyut bi kavramdır. sıçan bi varlık karizma olmaz olamaz istediğiniz kadar kasın en fazla giden günleriniz olur.
  • bazen etkileyici konuşabilen bir adamda, nebilim bazen de baygın bakabilen bir kadında ararız. ama esas, kendini başkalarına uymak konusunda zorlamadığı gibi, başkalarını da kendisine uysunlar diye zorlamayan insanda bulunur. işine gücüne bakan adamın karizmasına hastayımdır. duyarsız olmakla karıştırılmamalıdır.
  • kiyafetle, parayla, tiple pek de alakasi olmayan bir ozellik.

    karizmatik insanlar nerede nasil davranilmasinin uzmanligini yapmis insanlar oluyor. bir mahalle esnafiyla da konusabiliyor, ust duzey bir ceo ile de, van'daki tinerci bir sokak cocuguyla da. bu konusmalarindan sonra karsi taraf genelde kendini cok iyi hissediyor ve mutlu ayriliyor. bu ozellik de, genellikle farkli sosyo-ekonomik siniflarla, farkli kulturlerle yasayabilme imkani bulmus insanlarda gozukuyor. gozlem yapabilecek ortamin olusmasi gerekiyor yani.

    bu ortamina gore davranma olayini cok iyi bildikleri icin networking sayesinde is hayatinda ust pozisyonlara yukselebiliyorlar. bu durumda da paralari oluyor. kendilerine farkli ortamlara gore iyi kiyafetler aliyorlar ve formlarina, bakimlarina dikkat ediyorlar. yani ilk satirda soylenen seyler aslinda karizmatik olmalarinin odulu olarak geliyor.
  • karizma, bir insandaki sebebi tam olarak anlaşılamayan etkileyiciliktir. gizemli bir yandır.

    karizmatik olmak, yakışıklılığın daha da üstünde bir sıfattır ki çirkinlik ve kusurlar karizmayı her zaman arttırır. karizma asla tek başına yakışıklılıkla güzellikle açıklanamaz. tekrar tekrar dönüp bakarsın. onda etkileyen bir şey, bir bütün olarak çekicilik vardır ama sebebini anlayamazsın. belki giyimi, belki duruşu, belki yüzündeki bir yara, belki kelliğin yakışması, kusurlarıyla beraber bir şekilde bir bütün olarak çekicidir ve bu da karizmadır.

    yakışıklılık gelir geçer, çok bebeksi derecede yakışıklı olan kişiler de aşırı karizmatik bulunmaz zaten.

    mesela bir tom cruise; bu adama hayranları bile toplanıp karizma demiyor. o baby face'tir, erkek güzelidir, ama karizma değildir.
    bir de al pacino vardır. o yaşanmışlıkların yorduğu ve yıprattığı tipindeki karizmayı kimse inkar edemez. her yaşta kraldır.
  • doksanlarda böyle birşey yoktu.ya çirkin idin,ya da güzel.
    doksanların çirkinlerinin çıkartmış oldugu bir akım sanırım.
  • %60 beden dili
    %30 ses tonlamasi ve tane tane, anlasilir sekilde konusma
    %10 kullanilan kelimelerin etkili oldugu soyleniyor

    yani ne dediginiz degil nasil soylediginiz ve soylerkenki durusunuz cok onemli karizmatik oldugunuzun farkedilmesinde.

    bazi insanlar ne yaparsa yapsin karizmatik olamaz bu da bi gercek.

    dogal haliniz hayranlik uyandiriyorsa etkiliyse karizmatiksiniz demektir. yapmaciklik her seyi bitirir hatta itici hale getirir.
  • yüksek sesle müzik dinleyerek yapılmaz
    kürk giyerek yapılmaz
    jip kullanark yapılmaz
    arabayı aşırı hızlı sürerek yapılmaz
    pahalı birşeyler alıp insanların dikkatini o şeye çekmeye çalışılarak yapılmaz
    eşini/kız arkadaşını/erkek arkadaşını aldatarak yapılmaz
    klişe laflar savrularak yapılmaz
    .
    .

    çok bilinen birşeyler yazdım zannettiniz tabi ilk bi göz atınca ama hayır dostum, yoo, yoo... birileri bunları maddeleyip açıklamalı, anlatmalı. kimlerin bu kuralları bilmediğini biliyorsunuz zaten..
  • insanları etkileme, idare etme, ikna etme melekesi.
  • enteresan bi kavramdır karizma.bu kavramın iyice anlaşılmasında kilit sözcük "osuruk"tur.
    öyle karizmatik insanlar vardır ki osurduklarına inanamazsınız ve hakkaten de osurmazlar.işte bir insan duruşuyla diğerlerini osurmadığına inandırıyorsa orada sağlam bir karizma vardır.
    fakat bir grup karizmatik insan da osurdukları halde karizmalarından bir şey kaybetmezler.işte bu ikinci tür doğallıkla bezenmiş karizma ilkine göre daha makbul ve sağlamdır.zira göt göttür,osuruk kaçıverir.
  • bir çeşidinin de eski yunan düşünürlerinde olduğu özellik. zenon permenides’in arkadaşıymış, platon sokrat’ın öğrencisiymiş, aristoteles iskender’in hocasıymış…
    sen şimdi yazdırabiliyor musun özgeçmişine ya da biyografine; sıtkı, kamil’in en yakın kankasıdır, naci’nin akıl hocalığını yapmıştır, mahmut’la içtikleri su ayrı gitmez gibi ibareler. yazdıramıyorsan hiç bana anlatma.
hesabın var mı? giriş yap