kasa

• latince kutu anlamına gelen "capsa" ve sandık anlamına gelen "cassa" kelimelerinden italyanca'ya "cassone" olarak geçmiş ve onsekizinci yüzyılın başında fransızca'da "caisson" olarak kullanılan kelimeden, türkçe'ye geçmiştir.
• muhasebede bu hesap daima borç bakiyesi verir veya hiç bakiye vermez. hiçbir şekilde kasa hesabı alacak bakiyesi vermez.
• bir anda büyük bir gizeme bürünebilen eşyadır.
  
  yıllarca yıl kilidi çevrilmeksizin, arayıp soranı olmaksızın durduğu yerde dururken bir anda bir avukatın, bir üst düzey yöneticinin, bir çilingirin ve hatta bir başka çilingirin gündemine bomba gibi düşmüştür. içinden çıkacaklar pazarlık konusu edilmiş, kendisi korku hikayelerinin baş kahramanı olmuş, açılması işlemleri için çetrefilli seramoniler düzenlenmiştir. kilitlerinin eski, şifrelerinin masis olduğu anlaşılınca da, namı memleket sınırlarının dışına taşmış bir çilingir kişiden yardım talep edilmiş, kendisi ile randevulaşılmıştır. böylelikle, gizemli kasanın açılması merasimi bir başka güne kalmış, ancak açılış masrafları da bu konuya hasredilen bütçeyi aşınca kasa ve içindekiler derin bir suskunluk ve sırlar içerisinde olduğu yerde kalmıştır.
  
  keşke herkes isminin hakkını verseydi. o zaman ne bir kilit kalırdı boyumuzu aşan ve boynumuzda asılı kalan; ne de bir es verilirdi bu çok (z)amansız serüvenin en civcivli nahiyesinde.
  
  biz de keşke dedik.
• aradığım kitap bölümünü anında gönderen, mükemmel bi suser.
• çoğunlukla akılda zenginlik çağrışımı yapan değerli eşya saklama dolabı.
• adamın hammaddesi suser, makale ihtiyaçlarınızı hızlıca giderir.
• deyerli eşyaların saklanması amacı ile üretilmiş kilitli kutu
• (bkz: manda kasa)
• quake manyaklarının üzerinde türlü zıpırlıklar ürettiği büyük,kare prizmalar.
• (bkz: yazar kasa)