• (bkz: az bilinen görgü kuralları)'ndan bir tanesidir.

    dolu bir alışveriş arabasıyla kuyrukta beklerken şöyle bir yanınıza, arkanıza bakın. zor değil. elinde bir iki parça ürünle boynu bükük bakan ve (bkz: şey benimkiler az da hemen ödesem olmaz mı) bile diyemeyen o nahif, mahçup tipi gördünüz mü? heh işte ona bi seslenin, sıranızı teklif edin. ödesin geçsin gitsin.

    zaten siz teklif ettiğinizde bi şaşıracaktır, pek kalmadı böyle insanlar toplumda malum. ama iyilik bulaşıcıdır. ve medeniyet, kendinden başkalarının da iyiliğini önemseyen insanların omuzlarında yükselecektir.

    10 dk bekletmeyin lan işte bizi 2 şişe su için orada *
  • 2 şişe su için markete giren orada beklemeyi hak etmiştir.

    ayrıca express yada jet kasalar sizler için varlar orada buyrun oraları kullanın.kimseye yerimi vermek zorunda değilim, vermem de.

    edit:imla.

    ilave not:”sen verme ayı” çok yazıldı o yüzden zahmet etmeyin.
  • ben bunu yapıyorum. bana yapılınca da teşekkür ediyorum. hoş bir davranış bence.
    ancak bir kaç defa benden az ürünleri oldukları için bana bir şey söylemeden önüme geçenler oldu. sanırım bunu kendilerinde hak gördüler. bu terbiyesizlik cidden.
  • aylık alışveriş yaptığım için başıma sıkça gelen durum. bir kaç dakika daha fazla beklemek bir şey kaybettirmez, bir insanın teşekkürü, iyi günler dileği mutlu eder ama.
  • özellikle yalnız yaşayan, ayakta bastonla bile zor duran, onların alışverişini yapacak kimsesi olmayan yaşlılarımız için çok ince ve yaşlılarımıza dünyaları verebilecek bir davranış.

    biraz empati yapalım:

    oldukça yaşlısınız, yalnız yaşıyorsunuz, sizin alışverişinize yardım edecek kimseniz yok. bel/ayak/diz ya da hepsinin ağrımasından şikayetçisiniz. koskoca markete sadece bir/birkaç ürün almaya gelmişsiniz.

    kasalara kendinizi güçlükle attıktan sonra bir bakıyorsunuz, öndeki market arabası ağzına kadar dolu. ama siz ayakta zor duruyorsunuz. nasıl bekleyeceksiniz? önünüzdeki insan "teyzeciğim/amcacığım, buyur sen geç. zaten çok az ürünün varmış." dese o an çok mutlu olmaz mıydınız?

    evet, itiraf edin olurdunuz. beklemenize gerek kalmayacak, eve gidip markette daha fazla ayakta durmak ile cebelleşmeyeceksiniz.

    lütfen insanlara size davranılmasını istediğiniz gibi davranın. az ürünü olan insan da olabilirsiniz, çok ürünü olan insan da. önemli olan sadece biraz empati. eğer bizi kurtaracaksa empati kurtaracak.
  • defalarca yaptigim ve kendimi iyi hissettigim davranistir.

    hatta bir keresinde bir degil uc kisiye ust uste sirami verip bayagi bir haz yasamistim ve tesekkurler de ardi ardina gelmisti.

    bunu yapmaniz hic te zor degil, karsi tarafta da iyi dusunce ve duygular yaratiyorsunuz, lutfen bu yaratim halini kucumsemeyin cunku insanlar boyle davranislari unutmuyorlar hatta yakin cevrelerine anlatip duruyorlar, bu da toplumsal iyilik haline katki demek, bu gibi eylemlere bakis acim budur, etik bir sorumluluk ve hatta zorunluluk olarak bakıyorum.

    yasami bir roman kahramani gibi yasayin elbette kimseye zarar vermeksizin...
  • yapmak lazım aslında. güzel bir hareket oluyor. kimisi benim ürünüm az ben ödesem olur mu diyor. bunları sevmiyorum. zaten sıra da vermek istemem. ama benim ürünüm çoksa da veririm istemeye istemeye. hele hele bir keresinde birisi benim 2 parça ürünüm var önden ödesem olur mu dedi. e benim de 3 parça ürünüm vardı. vermedim ona sıramı. gerçekten türlü türlü insan olduğunu gösterdi bu durum. ama bu işin doğrusu, öncekinden sıra istememektir. sıranın mantığı budur. öndeki isterse verir sırasını.
  • elbette ki bir zorunluluk değildir ama bana kalırsa kimi zaman gerçekten gerekli ve her zaman çok hoş, çok şık bir harekettir.

    geçenlerde büyük market zincirlerinden birinin küçük bir şubesinde denk geldim; öndeki arkadaşların tuvalet kağıdından makarnasına patatesinden pekmezine ağzına kadar dolu bir alışveriş arabaları var, hemen arkalarında da yaşlı bir dedeyle minik torunu iki tane ekmek almış ellerinde bozuk parayla tatlı tatlı bekliyorlar. çok istedim o an arkalarına dönüp lütfen siz buyrun beyefendi desinler ama maalesef ya görmediler ya da düşünemediler; bizim amcayla ufaklık iki ekmek için dakikalarca sıra beklemek zorunda kaldı.

    uyarma veya ricada bulunma hakkını da kendimde göremedim açıkçası, adamlar önde mi önde. haklı mı haklı. ama kendi adıma çok uç bi sebep yoksa böyle zamanlarda biraz incelik gösterilmeli diye düşünüyorum.

    o insanların gülümsemesi ve teşekkürü sizin de gününüzü güzelleştirir, kaybettiğiniz otuz kırk saniyeyi aklınıza bile getirmezsiniz zaten.
  • arkanızda kocaman bir sıra olunca ve onların elinde de 4-5 parça ürün varken siranizi veriyorsanız içlerinden çok küfür eden oluyordur .siranizi verdiyseniz en arkaya geçeceksiniz ki bir ise yarasın. en iyisi arkadaki insanlardan da olur almak. tek siz varsaniz zaten niye vermeyesiniz?
hesabın var mı? giriş yap