• o yıllarda aldığın kaşar ve sucuğun kalitesindeki ürünleri şimdi alsan, yine lüks sayılır merak etme.

    (bkz: nerede o eski kaşarlar)
  • 90'lar diyenlere hatırlatalım; o yıllarda hiçbir et ve süt ürününün çakması yoktu. kaşar kaşardı, sucuk sucuktu...
    hileli ürünler ve hilekâr insanlarla mücadele vardı. şimdi kıyma diye alıyorsun sakatat artığı çıkıyor. 90'lar girsin size.
    90'lar kalitesindeki sucuk ve salamlar yine lüks. sahtesine razı olduk ama sahteleri de lüks!

    son 20 yılı içeren yıllardır. salam diye kauçuk çiğneyenleri hesaba katmazsak.
  • şu sıralar yerini yeşil soğana ve bilumum yeşilliğe devreden üçlü.
  • 2021 yılı hatta arttırıyorum

    clio'nun lüks sayıldığı yıllar
    kuruyemiş'in lüks sayıldığı yıllar
    meyve'nin lüks sayıldığı yıllar
    et'in lüks sayıldığı yıllar
    bira'nın lüks sayıldığı yıllar
    rakı'nın lüks sayıldığı yıllar
    bilgisayarın lüks sayıldığı yıllar(teknoloji çağında!)
    şahin doğan arabanın 40bin tl olduğu yıllar diyeee uzar gider bu entry

    aklınıza gelen satın alınabilecek herşey artık lüks maalesef.
  • şimdiki ucuz sucuk ve salamları gerçek sanıp yiyenler var. onların hepsi fakirlerin gözünü doyurmak için hayvanın kıkırdağı, yağı gibi bölümlerinden yapılan ürünler. gerçek kasap sucuğunu ya da gerçek bir salamı sofraya koymak hala daha lüks bu ülkede.

    debe editi: troll'leri debeye sokmayalım arkadaşlar. sözlük formatına aykırı. troll'ler küfür yemek için buradadır.
  • büyük oğlumun bu konuda bizi yerin dibine soktuğu yıllardır...

    eşim hem katkı maddesi fazla işlenmiş gıda olduğundan hem de bütçemize uygun olmadığından hemen hemen hiç almazdı eve bu sayılanları.
    bir gün kahvaltıya yeni tanıştığımız arkadaşlarımızı davet ettik. bizde iki, onlarda iki çocuk. eşim de misafire ayıp olmasın deyip marketten salam, sucuk ve sosis aldı. ben kızarttım, iki ayrı tabakta masanın başına ve sonuna koydum.

    misafirler geldi, oturduk abartmıyorum 3. dakika da oğlumdan taraftaki tabak boşaldı. baktım diğer tabağa doğru hamle yapıyor. fakat kolu yetişmediğinden ayağa kalkıp uzanıyor. arkadaşın kocası "biz yemiyoruz bunları zaten, tabağı sen önüne al bence" deyip uzatırken eşim öyle bir bakış attı ki, herkes tedirgin oldu.
    güya benim şapşik oğlum da kendini mazur gösterecek ya şu talihsiz açıklamayı yaptı: "şey bizim eve böyle şeyler hiç almıyor babam, siz geleceksiniz diye, siz yiyin diye aldı. başka yemiyeyim ben, siz yiyin. yoksa kızar babam siz gidince bana"
    eşim bu bombanın üzerine daha da sinirlenerek; "ben zararlı olduğu için almıyorum" diye açıklama yapınca arkadaşın kocası gülerek son bombayı patlattı: "abi bizim sağlığımızı önemsemediğini bu kadar açıkça söylemeseydin keşke"

    babamız mavi ekran...
  • 2021-2022 filan... ne günlerdi ama 200 liraya 4 domates biber filan alırdık.

    saatler sonra gelen edit: 4 kg domates alırdık demek istedim. fark etmiyor ama 4 domatese de 200 lira isteseler ''aa o kadar oldu mu ya'' der öder insanlar. para algımız bozuldu. yok yanlış oldu. para algısı filan kalmadı içinden geçtiler.

    debe editi: teşekkürler sözlük! beni siz buraya getirdiniz, eyyy milletim, eyy.. yok la böyle değildi. sevindim bak şimdi ne diyeceğim bilemedim. o zaman size haberleri aktarayım. damacana suyun fiyatı 4 ayda %200 artmış, satışlar düşmüş millet çeşmelere akın etmiş diyolla. ferdi tayfur'un çeşme şarkısındaki çeşme başı aşkları yaşanabilir artık. emeği geçenlere teşekkürler.
  • 2003 ve sonrası
  • - aynen aynen şu an her şey var çok şükür....

    bi' kere o zamanlar kaşar, sucuk ve salamın; kaşar, sucuk ve salam olduğu zamanlardı.

    ancak;

    - emülsifiye tuzlu eritme peynirine kaşar,
    - içinde ne bok olduğu bilinmeyen bol 'e' kodlu dolguya sucuk,
    - patates nişastalı, karminli macuna salam diyen akp mamulü biriyseniz sorun yok.

    sadece üç harfli marketlerden birine uğrayarak dört başı mamur bir sofra düzebilir, ortamlarda "eskiden bunlardan yiyemiyorduk şu sofraya bah hele" minvalinden caka satabilirsiniz.
  • yetmişli ve seksenli yıllarda büyüdüm. annem de babam da günde 4 vasıta değiştirip işe gidip çalışıyordu. dededen kalma kira etc gelirimiz yoktu. hatta ben üniversiteye gidene kadar kirada oturduk.

    aklı başında, ebeveynlerin çalıştığı hiç bir orta halli aile için bu sayılanlar lüks olmadı. eski zamanlarda aç açıkta ve mağarada yaşamışız gibi gelişen muhabbetler çok sıktı ya. aslında bizden daha çok gençleri bunaltıyor, morallerini bozuyor.

    caddebostan maksim'e de ayda yılda bir gidilirdi efendi gibi, hisseli harikalar kumpanyasına da gidilirdi... yazın bir yerlere de gidilirdi. dikkatli, planlı, hesaplı olarak güzel güzel yaşanırdı.
hesabın var mı? giriş yap