• yapımı uzun sürer, fakat 20 sene sürmez...
    boyu ancak bir cüce için 1 metre olur... genellikle (kullanacak kişinin boyuna göre) 120 - 130 cm civarında olur...
    1000 ile 5000 dolar civarına gerçek bir katana alabilmeniz için herifle ya akraba olmanız yada bir cinsel münasebet içinde bulunmanız gerekir, zira en sıradan olanların bile fiyatları 10000-20000 dolardan başlamaktadır...
    japonya'da para ile satılmaktadır, ülke dışına çıkısı yasadışı değildir. "her isteyene satılmaz" geyiği ülkemizde "herkes silah ruhsatı alamaz" geyiğine benzer, bu konuda yine altın anahtar paradır.
    biçme işlemi için geliştirilmiştir, fakat saplanmaz diye bir şey yoktur... saplanır... hemde çok acıtır, hatta öldürür...
    bir usta hayatında kendini kasmadan 4-5 taneden çok daha fazla yapabilir... hatta kasarsa bir ay civarında bile bir taneyi bitirebilir... ama uzun yıllar süren şey bu ustalığın edinilmesidir.
    iki tarafı da keskin olanı yoktur... olsaydı da adını japonlar, ingilizce koymazlardı sanırım...
    kınından ileri doğru düz bir çizgi ile çekilemez, çünkü kendisi kavislidir. kınından kavisli bir çizgi ile çekilir...
    eğimi su verildiğinde ortaya istemdışı çıkan bir şey değildir... aerodinamik olsun diye de değildir... kılıcın taşıma, kınından çıkatma ve kullanım tekniğine uyumu açısından dizaynı böyledir.
    temel kullanım tekniği "yataya paralel" değil, tam dik (shomen) veya yukarıdan aşağı 45 derece çapraz (yokomen) şeklindedir...
    yazarlara gönderilen mesajlarının terslenmekle sonuçlanması ve böyle düzeltme yazılarının yazılması üzücüdür...
  • katana dovusleri zaten uzun suren dovusler degildir. hicbir samurayi birbirine 1 dakikadan fazla katanalarini carpistirirken goremeyeceginiz gibi, zaten silahin maksadi bu degildir.

    cok guc gerektirerek kullanilan, dolayisiyla da (kendi boyutundaki diger kiliclara nazaran) gayet agir kullanilabilen bir silah olmasindan dolayi da tek hamlede dusmani alt etmeyi beceremeyen bir insanin elinde, oklavadan daha da kudretli birsey olmayacaktir zaten.

    bir katana duellosu, yaklasik adam basi iki-uc hamlede biter. cok fazla kill bill veya anime izlemis insanlarin, veya american samurai izlemis bunyelerin "pcing! pcong!" efektleri icerisinde bir katana duellosu gormeleri icin, kilici kullanan iki tarafin da angut olmasi gerekir.
  • japon ustalarinin elinden cikan , egri , tek tarafi keskin kilic. samuraylik muessesinin aktif oldugu donemlerde sadece daimyo yani derebeyi tarafindan izin verilen kisiler bu kiliclari tasiyabilirdi. katana ve kisa kilic wakizashi nin tasinmasi ise onemli bir kisi olmanin simgesi idi.
    katana yi diger kiliclardan farkli kilan hem yapimi hem de kullanim seklidir. 1000 yil oncesine dayanan bir sanatin urunudur. bu kilic uc farkli karbon oranindaki celikten yapilir ve aerodinamik bir kesidi vardir. yanlar orta derece karbonlu celikten yapilirken ic kisim en dusuk karbon oranli celikten yapilir. keskin olan kisim ve uc kismi en yuksek karbon orani olan celikten yapilir. kilica su verildiginde egim almasinin sebebi de budur. katana cok sert bir kilictir. uzun dovuslere dayanmasi icin degil, tek bir darbede kesin olum getirmesi veya agir yaralamasi icin yapilmistir. katana nin sadece bicak kismini yapmakla is bitmez. her parcasi ayri bir isciliktir, sapi (tsuka) , kini , korumasi (tsuba) icin ayri ter dokulur.

    katana bilenmesi de ayri bir sanattir. bu kilic hem cilalanir hem bileylenir. ve bu isi kilici yapan usta deil farkli ustalar yapar.

    (bkz: musashi)
    (bkz: japon sanati)
  • karizması yapımının çok zor olmasından ileri gelen kılıç.

    günümüzde ateşi tek bir hamleyle yakabiliyoruz, geçmişte de daha kolay yöntemleri mutlaka vardır ancak japonya ve uzak doğu'daki demir ustaları bir demirin ucunu döve döve kor haline getirip öyle yakıyorlarmış ateşi.

    bir katananın kalitesi tamamen dövülüşünden geçiyor. günümüzde hidrolik sistemlerle çok kolay olsa da geçmişte, yani sadece el gücüyle yapılan dönemlerde bayağı uzun sürüyormuş.
    tamahagane kor olana kadar ateş içinde ısıtılıyor, sonra dövülerek içindeki cevher çıkarılıyor. bu bayağı uzun ve zor bir işlem olduğu için tırnak kadar parçalar bile önemli oluyor, "aman bundan ne kadar çıkar, atayım gitsin" yok yani. daha sonra elde edilen parçalar kawagani ve shingani olarak ayrılıyor, shingani'ye kılıcın kalbi, kawagani'ye de kılıcın bedeni (ceseti) de deniyor. bu parçalar çekiç yardımıyla kırılıp düzgün parçalara ayrılıyor ve kılıcı oluşturacak parçalar bunlar.

    kırılan parçalar (kawagani) düzgün bir biçimde erime noktası daha yüksek bir temel üstüne diziliyor. üstüne tamahagane'den artan köpüksü demirler koyuluyor, ıslak bir kağıtla örtülüp üstüne sulandırılmış kil dökülüyor. bu kil parçaların düşmesini engelliyor. ayrıca ortamdaki oksijenin karbonla etkileşime geçmesini engelliyor, yani karbondioksit oluşumunu önlüyor. ayrıca ısınma/yanma/pişme/kor olma işlemini de hızlandırıyor.

    kor haline gelen çelik parçaları fırından çıkarılıp çekiç yardımıyla düzleştiriliyor ve kağıt/kil işlemleri ile tekrar fırına sokuluyor. bu işlem defalarca yapılıyor, ta ki çelik dümdüz olana kadar. bitti mi, bitmedi tabi.

    eldeki çelik parçası ortadan bölünüp katlanıyor ve kil suyuna bulanarak tekrar fırına sokuluyor. kor haline gelince çıkarılıp, dövülüp, ikiye bölünüp, katlanıp tekrar fırına sokuluyor. bu işlem çeliği daha yoğun bir hale getiriyor. defalarca devam ediyor bu işlem, ta ki karbon salınımı son bulana kadar. kawagani bir kenara bırakılıp shingani'ye geçiliyor.

    shingani parçaları da aynı şekilde diziliyor, ıslak kağıtla örtülüp kil suyuna bulanıyor ve fırına sokuluyor. shingani de defalarca katlanıp tekrar fırına sokuluyor. ta ki karbon salınımı bitene dek.

    kawagani uzun ince bir şekilde dövülüyor ve katlanmış shingani'nin içine yerleştirilip birleştiriliyor. bu birleşim katlamaların bir sonucu olarak "3 milyon katman"dan oluşuyor. daha sonra kor haline getirilip şekil verilmeye başlanıyor. kılıç dövüle dövüle bildiğimiz hattori hanzo şekline getiriliyor. uzunca bir kılıç görüntüsüne gelince ucu kesiliyor.

    burdan sonrası ince işçilik. ısıtılan kılıç açılı olarak dövülüyor. bu dövme işlemi kılıcı daha da inceltiyor. daha sonra sert demir bir zımpara yardımı ile keskinleştiriliyor. ancak hala istediğimiz seviyede değil, kör hala. kesmez.

    bulamaç halinde kil kılıca sürülüyor. kılıcın sırtına daha yoğun bir katman sürülüyor ki sert olsun, yüzüne de daha ince bir katman sürülüyor ki yumuşak olsun. bulamaç kuruduktan sonra da tekrar fırına giriyor. fırın yaklaşık 1000 santigrat derece.

    kılıç belli bir sıcaklığa gelince fırından çıkarılıp yağa yatırılıyor. böylece kılıç sertleştiriliyor. kılıcımız hazır. buradan sonrası detay. kılıcın bitip kabzanın başladığı yere bakırdan dövülmüş ve sahibini tanımlayan bir sembol ekleniyor. (genelde ejderha olurmuş) tahtadan yapılan sap özel bir örgüyle deri ile sarılıyor, tüm parçalar birleştirilince ortaya hattori hanzo çıkıyor.

    50 kilodan fazla kömür harcanıyormuş bu işte, aylar süren bir çalışma tabi. öyle yaptım oldu bitti değil. kılıç kullanmak çok ince, özel ve yetenek isteyen bir iş olduğu için eski zamanlarda japonya'da her kılıç ustasının kendi kılıcını yapması beklenirmiş.

    2000 yıldan daha eski bir kültür, insan böyle düşününce şaşıp kalıyor tabi. adamlar 2000 yıl önce böyle bir teknoloji geliştirmiş, böyle bir birikim yapmış ve bunu nesilden nesile aktarmışlar. hala bu sistemle yapıyormuş katana ustaları.
  • katana, tamamiyle et kesmek icin yapilmis bir silah oldugu icin ve insan etini dogrudan kesmek (parcalamak asla degil, dogramak resmen) amaciyla uretilmistir. herhangi bir zirh veya baska bir kilic ile dogrudan temas icin uretilmemis, tek hamlede rakibin vucudundan bir parca koparmaya yoneliktir.

    bu tur silahlari yapan ustalarin, kilicin keskinligini denemek icin valinin izniyle aldiklari uc tane kadavrayi ust uste koyarak kilic ile hamle yaptiklari ve bu uc kadavranin iki bucugu kadar derine gidebildikleri zaman kilicin yeterince keskin oldugunu ogrendikleri rivayet edilmektedir.

    bunu duyan herkese sacma gibi gelen bu rivayet, hakikaten de bu kilic uzerine yazilmis bircok yazida bahsi gecen birseydir. uydurdugum birsey degildir.
  • uzun japon kılıcı. samuray kılıcı olarak da bilinir. tek yönlüdür. hafif bir kıvrımı vardır.

    katana kullanımında amaç düşmanı tek darbe ile öldürmektir. bu yüzden katana tek yönü oldukça keskin, savrulmaya meyilli ve darbe esnasında kullanıcıya hareket gücü kazandırması için hafif eğiktir. bu eğiklik çok tercih edilmese de saplamak için de kullanılır.

    katana orjinalinde bir samuray kılıcı olduğu için hak eden samuraya özel olarak ustasından yapılırdı. bir katana yapımı ortalama 1 - 1,5 sene sürmektedir. tabii yeni tekniklerle olayı kısalttılarsa bilemiyorum ama gerçek bir katana ustası için ideal süre budur. katana çift elle tutulacağı için sapı kaymaya, terlemeye karşı koruyucu olsun diye genellikle köpek balığı derisinden yapılır. boyu kılıcın sahibine orantılı yapılır. ortalama japon boyu hesaplandığında 1.40'tan başlar 1.60-70'e kadar çıkar. ve eğer yanlış hatırlamıyorsam 3 çeşit çeliğin farklı noktalarda kullanımıyla oluşturulur. eğer istenilen kılıç elde edilemezse o emek tamamen çöpe gider, usta yeniden yapar.

    katana dünyanın en keskin kılıcı olarak bilinir. amaç da zaten kesmektir. kurşunu bile ikiye bölebilir. fakat kılıç sonuçta ne kadar mükemmel bir ustanın elinden çıkmış olursa olsun ruhu yoktur. ruhunu sahibi verir. ruhsuz ellerde ancak kişinin kendisini kesip biçmesine neden olur. katana sahibiyle bütün halinde etkilidir.
  • yapim süreci ve ayrıntılarını bilmeden, hakkında iki kelam bir şey araştırmadan, sadece "bana saçma geliyo hocam o halde benim dediğim gibidir mutlaka" yüzeyselliğinde bikbik edenleri ortadan ikiye ayırmasıyla ünlü bir kılıç olsa gerek katana.. izlediği saçma sapan filmlerden hareketle yorumda yapanlar olabilse de benzer kılıç yapım tekniklerinden oksitlenme yöntemi ve "deneme süreci" (ki o zamanın total quality management ı gibi bişeydir heralde bu) ile ayrılan samurayların kutsal kılıcı. kill bill den fırlayıp ortamlara akmış zıpırlara "1 dakikalık bir kılıç mücadelesi çok kötü yönetilmiş bir savaştır " mantığını aşılamak zor ve aşamalı bir yol olsa gerek. zira kendileri size "hocam ekşın yok mu ekşın!! şöyle şakur şukur allah ne verdiyse bi sesler duysak havada sallanan kılıçlar cinsinden" modernliğinde yaklaşacaklardır wilkinson bıçaklarıyla etek traşlarını olurlarken.
  • bir de kötü bir tabirdir ama uzun boylu ve kilolu hatunlara da denir....
  • katana için çelik ateşte yüksek sıcaklıklarda ısıtılıp (bu ısıtma esnasında çeliğin yüzeyine nüfuz eden karbon atomları,, sertleşmeye sebep olur) çekiçle dövülür ve çeliğe su verilir..
    kılıcın tamamını çok sert malzemeden yapmak,, kırılganlığı arttıracağı için kılıcın özünü nispeten yumuşak çelik oluşturur.. bu yumuşak malzeme uzunca bir dikdörtgen hale getirilip kenara konur.. daha sonra bundan biraz daha fazla başka bir çelik sertleştrilir.. boyuna yarılır ve bu yarıldığı yerden 2 ye katlanarak tekrar ateşe verilip dövülür.. çeliğin homojen olması için bu 2 ye katlayıp dövme işi 12 kez yapılır.. en sonunda malzeme bu sefer enine 2 ye ayrılır ve sosisli sandviç gibi diğer yumuşak malzeme sıcak sıcak bu sert malzemenin içine konur.. tekrar ateşe atılır ve 700 dereceye kadar ısıtlıp dövülür (kılıç ustası malzemenin ateşteki renginden sıcaklığını anlar).. son halini aldıktan sonra bir kez daha su verilir.. bu su verme esnasında 2 malzemenin karbon oranlarındaki farklılık sebebi ile kılıç eğri hale gelir.. eğer bu aşamada kılıç yanlış şekilde eğrilirse bütün emek boşa gider ki bu da yaklaşık 1 yıllık bir süreçtir..
  • tasarim mucizesi bir kilictir. kirilmayan ama kesen bir kilic yapmak icin 2 nokta cok onemlidir: egim ve sertlik. darbe esnasinda olusacak karsi kuvveti en aza indirmek ve hareketi kolaylastirma bakimindan kilicin kesinlikle egimli olmasi gerekmektedir (duz kiliclar sadece saplamak icindir, 1.80lik ayi gibi kuzeyliler kesme amacli da kullanmis olabilirler ama bu kilicin yapisinda ziyade kullanicinin anatomisiyle alakali). lakin asiri egimli kiliclarla (misal; pala) yapilan saplama hamlelerinde hedef tutturulamamaktadir. katana'nin egimi gercekten mukemmeldir. ideal bir kilicta bulunmasi gereken diger bir ozellik de keskin tarafin kesecek kadar sert, duz tarafin darbeyi absorbe adecek kadar yumusak olmasidir. her iki tarafi da 2 hafta dovulerek en az 1000 kat cesitli karbon derecelerinde celikten yapilan katana, bu haliyle direk sogutuldugunda kirilgan olmaktadir. demirci ustalari bu sorunu asmak icin dahiyane bir yontem gelistirmislerdir. soyle ki, hizli soguyan celik yavas soguyana gore daha serttir. bu nedenle su verilmeden once katananin keskin yuzeyi ince bir kat kille, kor tarafi ise daha kalin bir kil tabakasiyla kaplanir. boylece suya sokuldugunda kor tarafi daha gec sogur ve daha yumusak olmaktadir.

    bir de viking kiliclari vardir ayni donemde yapilan, bunlarin katanayla ayni sekilde dovuldugu, iki tarafinin da keskin oldugu, kirilmadigi, aerodinamide sinir tanimadigi, her yola geldigi rivayet edilir. ama tarihin derinliklerinden kim cikaracak bunu simdi
hesabın var mı? giriş yap