• akp'yi hiç tanımadan bu dünyadan göçüp gitmiş olabilir.

    adam ölü ama kaç kişinin hayalini yaşıyor.
  • yukarıda birinin daha yazdığı gibi orada mahsur kalıp da öldüyse en korkunç korku filminden daha ürkütücü bir ölüm olmuş demektir. düşünüyorum da ben asansörde kalıp sesimi kimseye duyuramasam, günlerce bi umutla beklesem ama kimse duymasa.. yok yok düşünmeyeyim en iyisi. sanırım birinin öldürüp cesedi oraya koyması iyi ihtimal oluyor bu durumda.
  • şu verilerle sherlock holmes gelse çözemeyeceği tarz bir olay. restoranda çocukların yüzüne kezzap atan adamın olayını ilk kıskançlık tartışması diye servis etmişlerdi. şu an bu haber de çok sağlıksız servis edilmiş. banknotlar üzerinden yola çıkarsan cesetin çürüme süresi ile çelişiyorsun, kokulardan yola çıkarsan banknotlara anlam veremiyorsun. ama bir gerçek bu olayda feci ihmaller var. muhtemelen olay 2000-2001 yılına kadar gidiyor. cep telefonu bundan 15 sene önce herkeste olan bişey değildi. bu rahmetli orda bir şekilde sıkıştı kaldı ve dışarıya sesini duyurmakta zorlandı. belki gürültüleri duyan oldu ama "aman başıma iş almayım" dedi birileri umursamadı. ya da o bölgeyi, ölü noktayı avucunun içi gibi bilen biri adamı öldürüp oraya koydu. cebine tedavülden kalkmış ekmek alınamayacak değerde banknotları koydu, kimliğini cüzdanını aldı götürdü. yerde kurumuş kan izi var, bu ihtimal daha güçlü görünüyor. polisin yerinde olsam o otoparkın yönetimini geriye dönük 20 yıl içinde kimler gelmiş kimler geçmiş sorgularım. ancak işi çok zor gözüküyor. haksız mıyım doktor watson?
  • otoparkın 2. katındaki gri nissan micra'nın sahibi olabilir.

    baştan sona okudum. kimse gri nissan micra'dan bahsetmemiş. bu micra, yıllardır bu asansörün önünde durmakta. artık üzeri 3 parmak toz kaplamış durumda, olur da otoparktan parasını vermeden kaçarsa diye de etrafını zincirle çevirmişler. hep merak ederdim sahibi kim diye, bu arkadaş olabilir demekki.
  • 2002 yılında madeni 250.000 tl basıldı. alış-veriş merkezine giden birinin cebinde 6 adet 100.000 tl'lik banknot varsa 100.000 tl'nin alım gücünün daha fazla olduğu bir zaman dilimini düşünmek gerekir. olayın daha eskiye gitmesi gerekir. cesedin ayaklarını fare yediğinden şüpheleniliyormuş fakat fare olan yerde cesedin üstünde et falan bulunamazmış gibi geliyor. o kadar zamanda et kalması oksijen seviyesinin çok düşük olduğu bataklıklarda bulunan cesetlerde mümkün diye biliyorum.

    fotoğraf bulanık fakat en üsteki parayı a veya h serisine benzettim. bu paralarda en son j serisi basılmıştı.

    http://www.osmanliparalari.com/….html#labels=1320-2

    100.000 tl'nin birinci tertibi linkte görüleceği üzere 1991 yılında basılmış. son tertip 1996 yılında basılmış 2001 yılına kadar tedavülde kalmış. beş milyon lira 1997 yılında tedavüle verilmiş. on milyon lira 1999 yılında tedavüle verilmiş. para yönünden bakarsak ceset 20 yıllık demek daha mantıklı gibi duruyor.

    not1: asgari ücret tablosuna bakarsak daha da eskiye gidiyor. 95 yılında asgari ücret
    8.460.000 tl. paraların tedavüle verildiği yılda 801.000 tl.

    https://www.alomaliye.com/…-1974-yilindan-gunumuze/

    not2: cinayetse katilin olaya daha eski süsü vermek eski banknotlar koyması üstünde düşünülmesi gereken bir ihtimal ancak bir adam cesedi neden avm otoparkına atsın. para koleksiyonculuğu ile ilgileniyorum. o banknotların yıpranmışlarını satıcılar satılmayacağından ellerinde pek bulundurmazlar, gelenleri de almazlar. piyasada çil desteler dolaşıyor. paralarda cüzdan katı var. paraların cüzdandan çıktığı belli. paralar ceset üstünden çıksa da daha temiz olması gerekirdi. neden sadece 100.000 tl? turistlere satmak için elde düşük kondisyon para bulunduranlarda eskiler o dönemin diğer paralarıyla birlikte karışık olur ve aynı paraya satarlar.
  • gece gece aklıma geldi. olayın olduğu zamanlar emniyetin bilgi edinme sistemi gibi birşey vardı sanırım o zaman da baya boşluğuma gelmişti oraya dilekçe yazmıştım bu konuyla ilgili sonucu merak ediyorum vatandaş olarak bilgi edinmek hakkımız falan filan gibisinden.

    sonra bi kaç hafta geçti sabah telefon çaldı, alsancak karakolundan bi tane polis baya baya olayı özet geçerek anlattı. adamdan kimlik çıkmadı ama kayıp ihbarı da yok zaten kıyafetlere paraya falan baktık şüpheli bi durum yok adam muhtemelen evsiz orda yatıyormuş sonra da kalp krizi vs. geçirip vefat etmiş merak edilecek bişey yok, daha fazla merak etme öyle gizemli bi olay değil demişti yıllar sonra hala aklında soru işareti olanlara katkımız olsun..
  • alsancak (migros) katlı otoparkı'nın kullanılmayan asansöründe bulunan 10 yıllık erkek cesedi. müteveffanın üstünden bir sürü 100 bin tl çıkmış. ne zamandır oradaysa, cesedi iskelet haline gelmiş neredeyse.

    not: eski tl'ler 1 ocak 2006'da tedavülden kalkmıştı.

    http://www.hurriyet.com.tr/…-ceset-bulundu-40012012

    edit: insecticide uyardı. 100 binlik banknotlar 2001'de tedavülden kalkmış. durum daha da vahim demek ki.

    fotoğrafı da yayınlanmış >
  • katlı otopark alsancak polis karakol'unun karşısında, daha ne diyeyim bilmiyorum...
  • garip.

    kim bilir kimin oğludur ?

    nasıl da ihtimamla kucaklanmıştır daha bir kaç günlükken.
    saçları okşanmıştır daha ufacıkken.
    ağrıyan dişinden ötürü uykusuz geceler geçirtmiştir annesine.
    ilk sarf ettiği anlaşılabilir kelime büyük bir mutluluğa sebep olmuştur ailesinde.
    okusun diye çabalamıştır babası.
    kan kardeşi olmuştur muhakkak arkadaşları arasında.
    mahalle maçı yapmışlığı da vardır illa ki.
    kesin aşık olmuştur. uçarı, kaçarı yok. muhakkak bir kadını çok sevmiştir.
    öyle ya, aşık olmayan adam mı olur ?
    alnı secde de görmüştür muhtemelen, belki ömrünce bir kere ama görmüştür büyük ihtimalle.
    ya karşıyaka taraftarıdır ya da göztepe.
    büyük altay ya da altınordu da olabilir belki de.
    bira içmiştir bence ömrünce en azından bir kere.
    yüzmeyi sever.
    izmir gibi yerde yüzülmez mi.
    annesi ardından baka kalmıştır kim bilir kaç kere.
    babası içten içe üzülmüştür sigara içiyor diye.
    illa ki sevmeyeni de vardır. ama bakkaldır, ama kahvecidir. belki de esnaf değil iş arkadaşıdır ama o bile duysa üzülürdü bence öldüğüne.

    bir asansör boşluğunda son bulmuş hikayesi. ne kadar da hazin. bir asansör boşluğunda çürümüş annesinin okşamaya kıyamadığı bedeni. bir izbede sönmüş gözlerinin feri. babasının kim bilir kaç kere öptüğü o çakmak çakmak gözleri.

    garip.

    ölmüş hem de seneler önce. sessizce. kimsesizce.
    belki de azrail'in bile haberi olmamış dünyadan gittiğinde.
    son nefesini vermiş izmir'de, bir asansörün evinde.

    garip. ölmüş. kimsesizce.
  • (#56165136) nolu entryimde olayın 1996-1999 arasında olduğuna kanaat getirmiştim.

    şimdi sıra nasıl öldüğünde,

    öncelikle çoğu yazar tarafından yukarıda beyan edilen teorileri çürüterek başlayayım:

    teori 1: "adam yakın zaman önce öldürüldü ve o asansörün uzun süredir kullanılmadığını bilen katil tarafından asansöre atıldı."

    antitez 1: hiçbir katil kullanım dışı bile olsa getirip de öldürdüğü adamı izmir'in göbeğindeki bir otopark'ın asansörüne bırakmak gibi bir riski alamaz. denize bile atsa bulunma ihtimali daha az olur. tabii eğer cinayet otoparkta işlendiyse ve katilin cesedi taşıyacak arabası yoktuysa bu teori belki mümkün olabilir.

    teori 2: “adam içerde kapalı kaldı, sesini duyuramadı ve öldü.”

    antitez 2: sanırım bunu birisi belirtmiş ama tekrar etmekte sakınca yok, eğer kapalı kalsaydı ölümünü beklemek yerine asansörün tavanını ya da kapısının cam kısmını bir şekilde kırmaya çalışır ve başaramasa bile bıraktığı darbeler belli olurdu. ama görebildiğim kadarıyla asansörde hiçbir şekilde darbe izi yok.

    teori 3: "adam çok önceden öldürüldü ve ceset başka bir yerde saklıydı. cesedin bulunacağından korkan katil yakın zaman önce cesedin yerini değiştirmeye karar verdi ve uzun zamandır kullanılmadığını bildiği bu asansöre bıraktı."

    antitez 3: eğer katil bu durumda kaldıysa bu sefer daha güvenli bir yere saklamayı tercih ederdi. ve bu yer ilk antitezde belirttiğim gibi izmir'in göbeğindeki bu asansör olmazdı.

    --------------------------

    sözlükte dönen başlıca teoriler bunlardı. şimdi gelelim benim teorime:

    adamın üzerinde kumaş pantolon ve tshirt var. fakat ayakkabı ve çorap yok ortalıkta. hemen ayağının dibinde bir poşet var. ve yatış şekli cenin pozisyonu. o asansörde uyumak zorunda kalsam nasıl uyuyabileceğimi hayal ettim bir süre ve aynı o şekilde uyurdum büyük ihtimalle. kafa asansörün kapısının açılacağı yöne doğru bakıyor. poşetin içinde ne olduğuyla ilgili hiçbir bilgi göremedim. adam elinde naylon poşetle beraber asansöre biniyor. ve uyumaya başlıyor. adam kesinlikle evsiz.

    şimdi geldik kilit noktaya: ayakkabı ve çorap nerede? burası önemli çünkü bu teoride asıl olay bu noktada bitiyor. adamın evsiz olduğunu ve sadece tshirt ve pantolonla uyuduğunu varsayarsak kışın ölmüş olma ihtimali çok düşük. izmir’de yaşamadım ve yağmur düzeniyle ilgili bir bilgim yok. ama yazın ciddi miktarda yağmur yağmadığını varsayarsak ilkbahar ya da sonbaharda öldü. yazdan gelen alışkanlıkla tshirtle yatabildiğine göre tahminim sonbaharın başlarında öldüğü...

    sonuç: adam aşırı yağışlı bir izmir günü boyunca dışarda dilendi ve günün sonunda yiyecek bir şeyler alıp veya çöpten toplayıp otoparka gitti. ayakkabıları su geçirmişti ve ıslak ayaklarla hasta olmamak için ayakkabısını ve çorabını çıkarıp ertesi sabah kuru bir şekilde almak üzere otoparkın güneş görebilecek bir yerine bırakıp her gün yaptığı gibi zemin kattaki kullanılmayan asansöre girdi, yemeğini yedi ve uykuya daldı. ardından kalp krizi, zehirlenme ya da başka bir sebeple uyku sırasında öldü. üzerinden çıkan banknotlara gelirsek, bir şey için para biriktiriyordu sanırım. kimbilir ne hayali vardı...

    not: dediğim gibi bu sadece bir başka teori ve %100 doğru olmak zorunda değil. hatalarım varsa yeşillendirebilirsiniz.
hesabın var mı? giriş yap