• "kay, kelimesi ‘boğaz, gırtlak şarkısı; göğüsten çıkarılan boğuk ve makamlı ses’ demektir ki bu durumda kaylamak da destan söylemek anlamına gelir ama diğerinden farkı bunda destan şarkı gibi nağmeli söylenir.

    kaylamak yani gırtlaktan okumak, çocukluktan itibaren eğitim isteyen son derece zor bir yöntemdir."
    (bkz: türklerde destan anlatıcılığı/@ay hatun)
  • bir su markasi.
  • altay halk edebiyatında göğüs ve gırtlaktan çıkarılan seslerle okunan destan.

    kaylar iki bin ile yedi, sekiz bin mısra arasında değişen manzum eserlerdir. söylenmeleri destanın uzunluğuna göre bazen dört, beş gün veya bir hafta kadar sürebilmektedir.
  • kazakçada destan anlamına gelmektedir.
  • kaymak fiilinin emir kipiyle çekilmiş hâli.
  • kısırlaştır-aşıla-yaşat projesi. müjde coşkun akdoğan'ın.

    ***

    dünyanın önde gelen liderlik ve girişimcilik organizasyonlarından biri olan junior chamber international türkiye - genç girişimciler derneği tarafından bu yıl 11.cisi düzenlenen toyp the outstanding young persons of turkey - türkiye'nin 10 başarılı genci yarışmasısında çevre ve ahlaki önderlik alanında kay projesiyle müjde coşkun en başarılı genç girişimci seçildi. sokak hayvanlarını kısırlaştır-aşıla-yaşat projesiyle ödüle değer görülen müjde çoşkun proje kapsamında bir yılda 4 bine yakın sokak hayvanının kışırlaştırılıp aşılanarak yerlerine bırakılmasını sağladı.

    merhaba sayın coşkun; öncelikle kay projesi ve en başarılı genç girişimci ödülü için sizi tebrik ederiz. anneyiz biz okurlarına ödül alan projenizden biraz söz eder misiniz?

    merhaba bende size projeyi tanıtma imkanını verdiğiniz için teşekkür ederim. proje; insanların yaşam alanlarında yaşayan ve sahipsiz diye adlandırdığımız aslında tamamen var olmaları insanların suçu olan sokak hayvanlarının ıslahı için hazırlanmıştır. proje; dünya sağlık örgütü ve dünya hayvanları koruma organizasyonu tarafından biz dahil romanya macaristan hindistan gibi sokak hayvanı sorunu olan ülkelere önerdiği çözüm yöntemidir. denenmiş tüm yöntemlerden çok daha insancıl ve çözüme yöneliktir. aslında gerçekleri gördüğünüzde sizde aklın yolu birdir diyeceksiniz. köpekler senede 2 kez doğum yaparlar. insanlar gibi menopoza da girmez bütün sistemleri alışkanlıkları yaşama içgüdüleri soylarının devamı için çalışır.

    1 dişi köpek 6 senenin sonunda 67 bin köpek üretebilir. her batında 10-6 arası yavru yaparlar. projenin asıl amacı bu zaten. kısırlaştır aşıla kayıt altına al ve yerinde yaşat… dünya ortak yaşam alanı olduğuna göre ve insan olarak hükmetme hakkını kendimizde gördüğümüze göre hiç olmazsa dünyaya gelmiş bu canlara yaşama haklarını verelim. 1 milyon yıldır insanlara hizmet veren ve insansız yaşamayı bilmeyen sahipli sahipsiz bu evcillerin hak ettikleri insani koşullara ulaştıralım.

    kısırlaştırmaya tepki duyanlar olmuş siz ise kısırlaştırmanın önemini vurguluyorsunuz. sokak hayvanlarının neden kısırlaştırılması gerekiyor bunu bize anlatır mısınız?

    az öncede söylediğim gibi bu hayvanlar çok kısa zamanda yüksek sayılara ulaşabiliyorlar zevk için seks yapmıyorlar. hatta doğum ve çiftleşme anı özelliklede dişiler için çok acılı olabiliyor. üremelerini ne kadar engellersek sorunu ortadan kaldırma yoluna gireriz. biz insanlar için bile doğum kontrolünü savunmuyor muyuz? bakabileceğin kadar çocuk demiyor muyuz? insanları bu bilince ulaştırmaya çalışmıyor muyuz?evet bazıları itiraz etti ama çoğu hayal aleminde yaşıyor bakın her gün türkiye'de binlerce kedi ve köpek insanlar tarafından haşere muamelesi görerek öldürülüyor. onlar bizim evcilleştirdiğimiz sonrada kapı önüne koyduğumuz dostlarımız aklın bilimin yolu birdir. amacımız onlara haşere muamelesi yapan büyük çoğunlukta olan insanları memnun etmek ama yaşam haklarını ellerinden almadan. hiç olmazsa doğmuş olanların.

    kay projesi devam ediyor mu? diğer kentlere yayıldı mı? finansal problemler çözüldü mü?

    ne yazık ki her yapılan başarılı ve iyi şey gibi sonlandı. devletin yapması gereken işi öğrenmesi gereken bilgi birikimini dağırcığımıza ekleyip üzgün bürokratları bir kenara bırakıp caanım ekibimizi dağıttık. bu ekip hiç de yabana atılır işler yapmadı 15 yılda sadece bir kişinin maddi imkanıyla 4000 hayvan kısırlaştırdı. ekip 8 kişiden oluşuyordu yakalamacılarveterinerler ve veteriner hemşireleri. 9 kişi gece gündüz canımızı dişimize taktık çalıştık. kar kış güneş çamur yağmur çalışma ortamınız sokaklar. şile'de bu ekip 15 günde 400 den fazla hayvan kısırlaştırdı ve bize reva görülen sıcak suyu olmayan 15 derecede uyuduğumuz odalardı… bu arada şile'de bize destek veren komutanlarımıza da teşekkür etmeyi bir borç biliriz.

    anneyiz biz çağdaş düşünen sorumluluk sahibi annelerin dergisi. dolayısıyla bütün anneler adına da size birkaç sorum olacak. öncelikle çocuklarımız birer hayvan dostu olarak yetişmesi için ebeveynler olarak biz neler yapabiliriz?

    çocuklar korkusuzdur ne olur onları korkutmayın. canlıları sevmeyi çevreyi korumayı öğretin. başka bir dünyamız ne yazık ki yok. çocuklar zaten sevgi almak vermek ve öğrenmek için çocuktur böyle karşılıksız seven canları anneler çocuklarından zaten uzak tutamamazlar. biliyorum bazılarının kötü anıları vardır hayvanlar hakkında ama ne olur onların çoğu yanlış anlamadır çoğu zaman bu tüylü dostlara bir şans daha verin inanın yüzümü kara çıkarmaz onlar.

    çocuklarımızın da gönüllü olarak yer alabileceği projeler oluşumlar var mı? varsa bunlar neler?

    bildiğim programlı bir şey yok bazı okullar kendi içlerinde kulüpler kuruyorlar. ayrıca çocukları üzmemek ve demoralize etmemek gerekir onlara eğitim verirken şartları iyi olan yerlerde eğitim vermek lazım ne yazık ki türkiye'deki barınaklar gerçek birer nazi kampı.

    bundan sonraki projeleriniz nelerdir?

    bir şeyi çok iyi anladım siz iyi bir şeyler yapınca birileri sırtınızı sıvazlıyor ve devam et diyor ama asla taşın altına elini koymuyor en acısı da sizin onların yerine işlerini yaptığınız devlet birimleri… bütçe yok biz nasıl yapalımdevlet böyle gibi şeyler söylüyor ve hiçbir şey yapmıyorlar… ismiyle tahsis edilen bütçeler asla doğru yere kullanılmıyor. iş yapana destek olunmuyornasıl yapılır diye öğrenmeye çalışılmıyor. yazık çok yazık böyle bir ortamda gerçekten bir proje daha üretmek gerçekten benim yapmak istediğim bir şey değil. bu proje bana ders oldu. iyi bir şey için çalışmaya çalışmak kendinizi tatmin ediyor ama arkanızı dönüp baktığınızda koca bir hiç kalıyor. gönüllü 3–5 kişi size hayır duası okuyor o kadar. proje yazılı biçimi ile ve arşivleriyle bugün doktora tezi olacak bir proje hem de uygulanmış halde. inanın çok ama çok yorgun ve üzgünüm.

    çocuğunuz var mı?

    hayır bir çocuğum yok muhtemelen de olmayacak bu duyarsız çevrede böyle bir ortamda ben çok acı çekiyorum bir günahsız daha neden bunları yaşasın ki ama ablamın 10 yaşında bir kızı var ve doğduğu günden beri evinde hayvanlarla yaşıyor. kimse onu zorlamadı sev veya sevme diye o da tam bir hayvansever. daha önemlisi tam bir insan bitki sever… duyarlı ve herhangi bir şeye (canlı veya cansız) zarar vermek konusunda hep dikkatli yumuşacık bir kız. ben ona her zaman büyüyünce ne olmak istiyorsun diye soruyorum o da bana müjde gibi olmak istiyorum diyor. isim koyamamış…

    müjde hanım teşekkürler. umarız bundan sonra yeni projelerinize devam edersiniz.

    ***
  • eski dilde kusma.
  • türkiye'da, o ilacın adı bengay değil de "sengay" (sen-kay) olsaydı daha iyi satardı be abicim, yanlış planlama, daha doğrusu yanlış adlandırma. reklamcılar o kadar da osuruk değil, reklamcılara danışmamışlardır.
  • anadolu ve azerbaycan ağızlarında yaygın kullanılan bu kelime yara kabuğu anlamına gelmektedir.

    (bkz: kaytaban)
    (bkz: kaysak)
  • su markası
hesabın var mı? giriş yap