• çok absürt bir şekilde potansiyel kayınpederime baba demişliğim var. bak daha evlilik filan yok. kız altı üstü babasıyla tanıştırdı ve adamla öyle bir frekans yakaladık ki işi adama baba deme yavşaklığına kadar vardırdım. enteresan tarafı kızla ayrıldıktan sonra bile babasıyla iletişimi koparmadık. kız gitti yurtdışında evlendi hatta bu sene çocuğu olacak. kızının hamilelik haberini benim yanımda bira içerken aldı adam. yanında olduğumu öğrendiklerinde kızla damat sinir krizleri geçirdi. ondan önceki hatunun da annesi çok severdi beni. o da daha evliliğin e'si yokken oğlum, evladım demeye başlamıştı. yaşasaydı freud reyiz bu konuyu mutlaka anamın beni emzirdiği döneme kadar götürürdü. ne bileyim en azından bir kaç kelam ederdi bu hususta. çoğacayip.

    edit: bu manevi babama geçenlerde japonya'ya taşınacağım dedim. adam yıkıldı. emekliye ayrıldığında ikramiyesiyle beni ziyaret etmeye karar verdi. yeminle annem bu kadar üzülmedi kararıma. bir de şimdi aklıma geldi. ben tek çocuğum ama elimde büyümüş yeğenlerim var. bunlardan bir tanesi geçmişte yaşadığım bir ülkede okudu. yurt yerine bende kalırdı. o ara ultra beyefendi bir çocukla çıktı. abin yanlış anlar diyerek kızı akşam sinemaya bile götürmüyordu. ben zorla sokana kadar eve adım atmadı. kapının önünde yağmur altında mal gibi iki saat beklediğini bilirim. bizim kız tipik türk kızı tribinde olduğu için bunlar bir kaç ay sonra uyuşamayıp ayrıldılar. biz hala çocukla can ciğer kuzu sarmasıyız. kız okulu bitirdi gitti biz çocukla bir süre ev arkadaşı olduk. yokluğu da tokluğu da beraber gördük. düğününde sağdıç oldum. çocuk evlendi tam da ben ziyarete gittiğim vakitlerde karısı doğum yaptı. çocuğun göbek ve isim babası da (bizde yok sanırım böyle bir durum) oldum. sonra bunlar bu yaz tatile geldiler beraber antalya'ya filan gittik. lan galiba bana çocukken bir şeyleri çok yanlış öğretmişler.
  • hakkında çılgınca zorlananlar için 2 önerim var:

    1-) hemen bir tane doğurup kayınvalidenize o mükemmel sıfatla hitap etmeye başlayın: "babaannesi". düzgün söylendiğinde khaleesi gibi bir tınısı olduğunu da fark edeceksiniz. harika!

    2-) bu ve daha pek çok acıklı ve varoş adetten uzak kalmak için yabancı kocaya varın. sorunlarınızın kökten çözümü, daha kaliteli gen eşleşimi, mis.

    size günlük iyiliğimi de yaptım, şimdi "o snn sevdiqin erkeqi doqurmu$ bytmüşş sn de annecimmm anammmm desen ne olcq qi iqrenş insnlrsınız!!" gibi yeni gelin evleri yakarışlarını okumamak için işime dönüyorum. hiç okumadım ama eminim yazılmıştır ve 100 kez favorilenmiştir. çünkü bura artık böyle biyer krdş. baaay.

    edit: ahah, debe. 11 yıllık evli bir iş arkadaşım kayınvalidesine "x teyze" diye hitab ediyor, ve kadını gayet de seviyor, birlikte vakit geçirecekleri için sevinçli olduğunu söylüyor. kadın şurada "ne olacak ki", "söylesen ölür müsün kiii", "diline mi yapışır kii", "ay anne diyemeyen kesin kocasını sevmiyordur bacılarr" diyip duranlardan en az on kat fazla seviyor kayınvalidesini, bana instagram'dan fotoğrafını gösterdi "bak x teyze ne kadar güzel" diye ahasjkd. ortadoğulu terazinizle kimsenin kimseye sevgisini ölçmeyin ey sevgili fox tv gündüz kuşağı dizisinin çilekeş karakterleri.
  • bazen de akla bir yigit ozgur karikaturu getirerek gulumsetir.

    - ilk evlendigimde uzun zaman kayinvalideme anne diyemedim. benim bir tane annem var, baskasina anne diyemem diye dusunuyordum.
    *- normal aslinda...
    - sonra erkan cok kizdi, bagirdi bana. ben de yavas yavas alistim...
    *- erkan niye bagirdin o kadar?
    - g.tlek nuriye diyodu ya anneme!!!
  • ben bunu uzun süreliğine yapamadım ve bi zaman sonra tadındayken bıraktım.

    konuşurken çok karışıklık oluyor. misal bi cümle kuruyorum ama öznesi kendi annem mi kayınvalide mi belli değil. o yüzden artık anne kelimesi yerine anan kelimesini kullanıyorum.

    cümle içindeki kullanımı: ananın evinde de havuz vardı değil mi?
    cevap: evet vardı
  • (bkz: eşinin ebeveynlerine anne baba diyen ilk insan)

    hep bu puştun yüzünden oldu aslında her şey
  • her iki anne de, kayinvalide ve oz anneniz de ayni ortamda ise..

    kayinvalideye laf anlatiliyordur:
    - yok anne, oyle degil aslinda ... vs vs

    o sirada gozleriniz kendi annenize kayar bir sekilde, acaba ne hissediyordur diye gecirirsiniz icinizden. sizin pamuk anneciginize dediginiz gibi degildir bu "anne" ama iste caniniz yanar biraz, ayni kefeye koymussunuz gibi hissedersiniz.

    eminim ki, annem benim neyi kastettigimi yureginden duyar, kulagindan degil.
  • "anne, sen" ve "annecim, siz"in farkını ortaya çıkarır.
  • ben boşanırken, annemin gözyaşları pınar oldu aktı. muhtemelen benim gördüğüm de buzdağının görünen kısmı idi, bazen babama sorardım, acı acı gülümserdi ve susardı... üzerinden neredeyse 3 sene geçecek hala aklına geldikçe annemin gözleri buğulanır.

    kayınvalidem ise aynı süreçte bana tek kelime bile etmedi. oğlum siz ne yapıyorsunuz diye sormadı..oturalım konuşalım demedi. eski karım tam o dönemlerde (boşanmadan 2 ay evvel) ameliyat oldu, evimizde 15 gün kaldılar... benimle resmi konuşmalar haricinde tek kelime etmediler. o sırada onların oturduğu lüks evin mortgage kredilerini ödüyordum.

    annem o günlerde dayanamamış, kayınvalidemi aramış. 'nooluyo bu çocuklara, naapalım' vs diicekmiş sözde... terslenmiş, şöyle bir cevap almış: 'aa olur mu canım, alla alla, ilk kez mi boşanıyor insanlar'...boşandıktan sonra haberim oldu bu konuşmadan, keşke daha erken olsaydı.

    yanlış anlaşılmasın, umudum kayınvalide filan değildi. boşanmayı kafasına koyan birisini fikrinden vazgeçirsen bile o saatten sonra hiçbirşey eskisi gibi olmayacaktı zaten. evlilik kafada dağıldıktan sonra toplamak imkansız; hatun ayrılmak istiyorum diyor, zorla tutacak halimiz yok. yani, zaten eninde sonunda kaçınılmaz sona doğru gidiyorduk. ortada umut edecek, büyükler çözer bu iş denilecek, bir durum filan hiç yoktu.

    insanın gerçek 'anne'si bir tane oluyor. ağlarsa o ağlıyor. gerisi yalan ağlıyor...
  • "diyiversen ne olacak?"

    sosyal norm faşistliği böyle bir şey; "içki içmeyiver ne olacak?", "ramazan'da da su içmeyiver ne olacak?".

    "ben başkasına anne diyemem" faşistlikmiş. oha. ben diyor bak, sen değil, o değil, onlar değil; şunu yapamam diyor ve bu faşistlik oluyor. çüş. o zaman "ben içki içerim" de faşistlik, "ben oruç tutamam" da faşistlik, "ben pokemon izleyemem" de faşistlik.

    "herkes istediği gibi, takılsın niye sorun ediyorsunuz ki?" istediğimiz gibi takılamıyoruz çünkü. sen anne demeyi benimsiyor olabilirsin, ya da benimsemiyor ama karşına da bunlara takılmayan bir aile çıkmış olabilir. fakat anne demeyi gereksiz bulan birisi -elbette eşi de demeyebilir bunu bile belirtmek gerekiyormuş- evlenip anne demediğinde çoğu ailede bu kriz haline geliyor. burada şikayet edilen şey anne deme baskısı, yoksa isteyen desin bize ne?

    el gün ne der/aman ayıp olmasın diye hep başkaları için yaşanan toplumda birey olmak garipseniyor. bir de bu birey olma halini sadece yalıda yaşayanlara hak görenler var; tabi biz 2+1 evimizde oturan maaşlı çalışan olarak kim oluyoruz da normları sorgulayabiliyoruz?

    edit: ulan toplumun %90-95'i anne diyor zaten, şurda küçük bir azınlık bunu demek istemiyor diye etmediğiniz hakaret kalmamış. bu nasıl bir tahammülsüzlük, nasıl bir "bizim dediğimiz olacakkk" halidir; size ne yahu size ne? bir de sevgisizlik, saygısızlıktan bahseden var; o kaynana-gelin kavgaları hep anne demeyenlerde oluyordu zaten değil mi? şekilci öküzler.
hesabın var mı? giriş yap