kayıt dışı ekonomi

• maliyenin kayıt altına alamadığı ekonomi. türk ekonomisinin önemli bir bölümü. kısaca vergi vermeyen kesim. (bkz: seyyar satıcılar)
• karaborsa, kacaklik, bavul ticareti vs...
• yanlıs bilinenin aksine seyyar satıcı, simitci gibi muteşebbisler kayıt dışı ekonominin parçası degildir zira bizzat gelir vergisi kanunu eger mevzubahis iş motorlu bir tasıt ile gerçekleştirilmiyorsa, bu kişilerin vergiden muaf oldugunu acıklamaktadır.
  (bkz: kucukken neyi ne sanırdım)
• (bkz: yastik altindaki altinlar)
• vergiden muaf olmak seyyar satıcıları kayıt dışı ekonominin dışına taşımamaktadır. seyyar satıcılar yaptıkları satışa dair herhangi bir belge-kayıt sunmadıkları için ortaya çıkan faaliyet yine kayıt altına alınamamaktadır. elde edilemeyen kdv de cabasıdır. gelir vergisi kanununda yapılması düşünülen değişiklikle "esnaf muafiyeti" bundan böyle kayıt olunarak ve yapılan satışı belgelendirmek şartıyla edinilebilecektir. özetlersek, kayıt dışı ekonomi denince akla seyyar satıcıların gelmesi doğal ve doğrudur.
• kayit haricinde de kendilerinin ekonomik sartlarini duzeltmeye calisan, mudur, mudur yardimcisi gibi okul yoneticisi sahsiyetlerin; servis avantasi, okul giysisi avantasi, ozel ders vermeye izin verme gibi yollarla kendilerine yan gelir saglamasi
• tekrarlamak gerekirse (-ki bazen uzucu de olsa gerekiyor) gelir vergisi kanununa gore gelir vergisinden muaf olmak, seyyar satıcıları kayıt dışı ekonominin dışına taşımaktadır. kişi eğer, "ben gelir vergisini sallamıyorum, olaya iktisadi açıdan bakıyorum" sergüzeştine atılsa bile, kayıt dışı ekonomi denildiğinde akla; simitcinin beher 100-150 bin tl den sattığı, en iyi tahminlerle günde ortalama 20 ayda 600 adet simit ve kazandığı 60-90 milyon tl değil, bizzat kayıt içerisinde yer almasına rağmen size (yaş grubunuza göre) sattığı ciklet, gazoz, çukulata gibi tüketim maddeleri icin fiş kesmeyen ve bu şekilde bir kaç yüz tane 60-90 milyon kazanan bakkal, çakkal, manavdan başlayarak daha yüksek gelir gruplarına milyarlarca tl tutarlı malzemeyi, edevatı faturasız veya 1/3 ü 1/5 oranında faturalayarak^* mevzubahis kdv ve gelir vergisi kayıplarına sebep olan güruh gelmelidir.
  
  ayrıca gelir vergisi kanununun kayıt dışı ekonomiyi kapsamadığından dem vururken, tasarı aşamasında oldugu iddia edilip, henüz yürürlükte olmayan bir başka gelir vergisi kanunun yürürlükte olmayan bir maddesine atıfta bulunmak vergi dünyası dergisinin yararlı bilgiler sayfasında dombili ve taocu işlemler sütununda boy göstermek ile eşdeğerdir.
  
  özetlersek^* kayıt dışı ekonomi denince akla sadece motorlu bir taşıt ile işlem yapan seyyar satıcıların (o da kısmen) gelmesi doğrudur. simitciyle ayakkabı boyacısıyla uğraşacağımıza kayıt dışı ekonominin gerçek nedenlerine odaklanabilirsek simitcinin peşine düşerek geciktirdiğimiz ilahi adaletin tecelliyetinin bünyede yarattığı vicdan azabını bir nebze azaltabilir, mevzubahis simitcinin de ortaya cıkacak katma değer ile kayıtlı bir iş güç sahibi olmasını sağlayabiliriz.
  (bkz: samimiyetin kayıt dışı smiley ihtiyacı)
• bir yandan hökümetin bir yandan imfnin tüm çabalarına rağmen ülkenin batmama nedeni
• lafı ne uzatalım ne çarpıtalım:
  ister tasarı isterse akıldan geçirilen birşey olsun, eğer birşeyin "kayıt altına alınması" düşünülüyorsa bu onun hali hazırda "kayıt dışında" olduğu anlamına gelmektedir.
  
  ve tekrar edelim:
  seyyar satıcılar kayıt dışı ekonomiye dahildir. zira yaptıkları iş "kayda geçirilememekte"dir.
  
  bir de ilk entryi tanımların sıralamasına dikkat ederek okuyalım ki başkasını "vatan kurtaran şaban"lıkla ilişkilendirerek vakit kaybetmeyelim.
  
  (uyku tutmadı şunu da ekleyeyim) kdv örneği tam da olayın sadece "iktisadi" kısmının dışında "mali" bir boyutu olduğunu vurgulamak için "cabası" kelimesi eşliğinde sunulmuştur. yoksa ben de seyyar satıcılardan bir batında 800 milyon liralık alışveriş yapılmadığının farkındayım.
• ayni adli bir kitabi yeni cikmi$tir, marmara universitesi'nden osman altug hoca'nin. kendisi sik sik televizyon programlarinin, eski toprak, lafini sakinmayan makara akademisyeni olarak cikar kar$imiza. (bkz: hastasiyim)